______________________________________
"Ne?"
Ne??
Harbi ne diyordum lan ben??
Az önceki laf benim ağzımdan mı çıkmıştı cidden?? Napıyordum ben amk?
Dediklerimi toparlamaya çalışıp "Yani.." diye lafa başladığım sırada Rüya sözümü kesip "Çağan.." dedi şaşkınlık içinde. "Sen ne söylediğinin farkında mısın..?"
Hayır. Hayır, hayır, hayır, hayır!! Kesinlikle hiçbir şeyin farkında değildim..
Ojeyi tutan elim daha fazla titremeye başlarken "Dalga geçiyorum." dedim ama elimin yanı sıra sesimde titrediği için bu söylediğim pek inandırıcı gelmiyordu kulağa.
Rüya avucumun içindeki elini hızla geri çekerken yine elini tutmak, kaçmasına engel olmak istedim ama yapamadım bu sefer.
Elini benden kurtarıp doğruca ayağa kalktı ve telaş içinde suratıma bakmaya devam etti. Aslında, bu ifade telaş mıydı pek emin değildim. Şaşkınlık olabilirdi. Hayret.. Kafa karışıklığı.. Bir şeyleri anlamaya çalışıyor gibiydi. Ya da bana inanamıyor gibi..
Dudaklarını aralayıp "Dalga geçmiyordun." dediğinde kafasını bu cümlesini vurgularcasına iki yana sallıyordu. Belki inanmıyor değildi, inanmak istemiyordu.
O kadar mı berbat biriydim lan ben..?
"Tabiki dalga geçiyordum.. Böyle bir şey mümkün mü Allah aşkına!? Sen ve ben.. Ne alaka yani?"
İçimdeki hislerin aksine olan bu söylemlerim ne kadar inandırıcıydı bilmiyorum ama Rüya bana sorgulayıcı bakışlarıyla bakmaya devam edince daha çok bu tür cümleler kurmam gerektiğini düşünüp "Her duyduğuna inanma böyle.." dedim ukala bir tavırla. "Altı üstü bir şaka yapayım dedim, şu haline bak! Sen benim dengim misin kızım..?"
"Ne?"
Kaşlarını çatıp yüzüme aptal aptal bakmaya başladığında bu sefer daha inandırıcı olduğumu biliyordum. Güzel şeyler söylemek benim neyimeydi ki zaten? Ben öküz olmaya alışıktım. Ona laf atmaya, kavga etmeye..
Elimdeki ojeyi bir kenara bırakırken "Bakma öyle avel avel." dedim aynı tavırla. "Yer yüzünde kalan son kadın olsan, cinsel yönelimimi değiştirir, dağa taşa ilgi duyardım. O yüzden az önceki söylediklerimi ciddiye alma yani.."
Bu sefer biraz ileri mi gitmiştim bilmiyorum ama Rüya'nın yüzündeki sorgulayıcı ifade yerini hayalkırıklığına bıraktığında nedense kötü hissetmeye başlamıştım.
Yüzündeki hüznü, hatta acıyı resmen görebiliyordum.. Ya da kafamda kuruyorum şuan, bilmiyorum. Ama kalbim sızlamaya başlamıştı. Son söylediğim sanki her zamanki laflarımdan daha farklı bir etki bırakmıştı Rüya'da.
Ne hissedeceğimi bilmiyordum.
Bir kaç saniyelik derin bir sessizlikten sonra Rüya yavaşça yutkunup gözlerime baktı ve yalnızca iki kelime döküldü dudaklarından.
"Defol evimden."
Başta hiç hareket etmeden ona bakmaya devam ettim ama aynı cümleyi ikinci defa ve daha yüksek sesle kurduğunda yerimden kalkıp "Rüya.." dedim zar zor çıkan sesimle.
Belki de özür dilemeliydim. "Biraz abarttım ya.." falan demeliydim belki ama dürüst olmak gerekirse o an buna cesaret edemedim.
Rüya oldukça ciddi ve gergin görünüyordu.
Cümleme devam etmeme izin vermeden bağırmaya başladı bir anda.
"Sen var ya, korkağın tekisin Çağan! O kadar korkaksın ki, hislerini bile söyleyemiyorsun karşındakine! Çocukça bahanelerin ardına sığınıp saçma ve küçümseyici laflarınla sıyrılmaya çalışıyorsun işin içinden. Çünkü korkaksın. Anladın mı, korkaksın! Ve şunu aklına kazı, benim korkaklarla işim olmaz. Şimdi defol git evimden, bir daha da karşıma çıkma.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Yağmuru (+18)
ChickLitBu kitap ağır cinsellik içerir, rahatsız olacaklar okumasın lütfen!! Ayrıca kitabı can sıkıntısından yazdığım için yazım kurallarına dikkat etmicem. Edebi bişey beklemeyin. Günlük ağızla yazılacak. Konusu🏖️ Kız kıza tatile çıkan 4 arkadaşın kendile...