Sırtım hâla ona doğru dönüktü. Ellerini belime yerleştirip beni kendine bastırdı. 'Şu an da aklımdan tek geçen şey ne biliyormusun?' Hiç bir tepki vermeden önüme baktım. 'Zevkten adımı sayıklatırken, seni sertce becermek.' Bu dedikleri üzere yüzümü ona doğru döndüm.
'Umarım bu sözünde durursun.' Bu dediklerime kendim de şaşırmıştım. Galiba içtiğim alkol sayesindeydi. Aiden beni kolumdan çekiştirerek, kimse görmeden içeriye götürdü. Dışarıdaki davetten dolayı, restaurant diğer muşteriler için kapatılmıştı. Dolayıyla içerisi bomboştu. Arka tarafa geçerek ofis gibi düzenlenmiş olan bir odaya girdik. Kapıyı arkasından kilitler kilitlemez beni duvar ile arasına aldı.
Hiç zaman kaybetmeden dudaklarımızı birleştirdi. İlk önce karşılık vermesemde, daha sert öpmeye başladığında ona istediği karşılığı verdim. Ellerinin yavaşca kalçama doğru kaydığını ve ardından kalçamı sıktığını hissettim.
Kendimi ona neden bu kadar kolay bıraktığımı anlayamıyordum. Bunu hiç bir zaman yapmamıştım. Beynimin bir tarafı bana, onu üzerimden itmemi söylerken diğer tarafı üzerindeki gömleğini parçalamamı söylüyordu. Düşüncelerim fazla bulanıktı ve şu anda Aiden'ı istiyordum. Kimseyi istemediğim kadar onu istiyordum.
Tekrar kalçamı sıktığını hissettiğimde ağzımdan bir inleme kaçtı. Ardından elleri elbisemin fermuarına doğru kaydı ve onu indirdi.
Elbisem üzerimden kayıp yere düşerken, sadece iç çamaşırlarım ile duruyordum karşısında.
Dudaklarımızı ayırıp nefessızn kaldığımı fark ettim. Hızlıca ellerim ile omuzlarındaki ceketini çıkarttım ve ardından gömleğinin düğmelerini açtım. Onuda yere attıktan sonra Aiden'ın güçlü ellerini belimde hissetim. Beni kaldırdığında bacaklarımı beline sardım ve tekrar alt dudağını, dudaklarımın arasına aldım.
Aiden'a kimseye izin vermediğim kadar izin veriyordum şu anda. Kimseye dokundurtmadığım şekilde dokunuyordu bana. Ve daha önce hiç hissetmediğim şeyler hissediyordum.
Yavaşca beni ofisteki koltuğun üzerine yatırıp üzerime çıktı. Yüzünü boynuma gömüp kücük öpücükler ve ısırıklar bırakarak aşağıya doğru indi.
O her tarafıma öpücükler bırakırken ben ağzımdan çıkan inlemelere hakim olamıyordum artık.
Sütyenimin üzerine öpücükler bırakarak devam etti, karnıma ve ardından bacaklarımı acarak kasıklarımı öptü. Ve sonra kilotumun kenarlarını.
Küçük dil darbeleri ile kendimden geçercesine inliyordum.
Tekrar dudaklarımızı birleştirdiğinde, pantolonunun kemerini çözdüm. Ardından düğmesini açtım. Aiden bana yardımcı olup pantolonunu çıkartıp ofisin bir koşesine fırlattı ve tekrar dudağımı dudaklarının arasına aldı.
Birden bacaklarımın arasında sertleşmiş erkekliğini hissetmeye başladım. Kadınlığıma sürtüyordu.
'Aiden.' İnilti arasında ismini söylemiştim ve bunun üzerine Aiden'ın ağırlığı üzerimden kayboldu.
'Bu gecelik bu kadar yeter.' Şaşırmış bir şekilde ona baktım. 'Nasıl yani?'
'Bir ceza gibi düşün, beni ektiğin için.' Yerdeki kıyafetlerini hızlıca üzerine geçirip odadan çıktı.
Ona inanamıyorum, beni gerçekten böylece bırakmışmıydı?
Gerizekalısın sen Grace. Gerizekalı! Kalkıp yerdeki elbisemi, ardından ayakkabılırımı giydim. Duvarda asılı olan aynada saçımı düzeltip odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...