33. Suicide

20.9K 492 53
                                    

Yeni karakter Logan Carter.

'Sadece başına birşey gelmesini istemiyorum anladınmı? Sana birşey olursa kendimi asla affedemem.'

Kollarımı ona sarıp, yüzümü boynuna gömdüm. Bana değer verdiği için yapıyordu bütün bunları. Bunun elbette farkındaydım. Zaten sorun da buydu. Benim yüzümden başının belaya girmesini istemiyordum.

'Aiden ben özür dilerim.' Başımı kaldırıp gözlerime baktı. Sanki neden özür dilediğimi anlamamış gibi. 'Eğer seni dinleyip, Jay'e güvenmeseydim asla bu duruma gelmezdik.' Başını iki yana salladı. 'Senin bir suçun yok Grace.' İşte buna inanmıyordum. İlla burnumun dikine gitmek zorundaydım. Zaten bütün başıma gelenler bu yüzdendi. 'Bütün bunları unutalım, olurmu? Sadece sen ve ben. Önemli olan bu.' Elimi tutarak beni tekrar içeriye çekti.

'Aiden.' Durup yüzüme baktı. 'Artık hiç bir şeyi saklamak yok, çok ciddiyim.' Başını sallayıp arkamdaki sandalyeyi oturmam için çekti.

Konuyu tekrar açmamak üzere kapatmıştık. Yemeğimizi yedikten sonra ise dışarıya çıkıp bahçeleri gezdik. Bütün gün el eleydik ve herşey fazlasıyla romantikti. Ta ki telefon çalana kadar.

Herşeyin bozulmadan bukadar güzel geçmesine şaşırmıştım zaten. Başımı Aiden'ın omuzuna yaslayıp, güneşin batmasını izliyordum. Aynı anda konuşmasını takip etmeye çalışıyordum ama karşıdakini duyamadığım için zor oluyordu.

'Artık eve gidelim mi?' Başımı salladım. Telefon konuşmasından sonra yüz ifadesi sertleşmişti. 'Sen iyimisin?' Ayağa kalkıp, tutmam için elini uzattı. 'İyiyim.' Nefesimi dışarıya üfledim. Nasıl olsa ne olduğunu öğrenirdim..

--Cumartesi akşamı--
Mason'ın evinde, üzerine uzanmış olduğum koltukta telefondaki saçma bir oyunu oynuyordum.

Diğer taraftan ise Aiden ve Mason'ın konuştuklarını takip etmeye çalışıyordum.

'Yanına yaklaşamayız, bizi tanıyor.' Bu Mason'dı. 'Bu sefer kaçıramayız elimizden.'

Yaklaşık bir haftadır Logan Carter'ın peşindelerdi. Kim olduğuna dair hiç bir fikrim yoktu, ama belliki onlar için önemliydi. 'Bu gece Suicide'da olacakmış.' Telefonu bir kenara bırakıp kalktım. 'Gönderebileceğimiz biri yokmu?' Soruyu soran Aiden'dı.

'Hayır, bu konuda kimseye güvenemem.' Nefesini dışarıya üfledi. Yanlarına gidip, ellerimi Aiden'ın omuzuna koydum. Başını hafif çevirip elimin üzerine küçük bir öpücük kondurdu.

'Elindekini bi şekilde almamız gerekiyor ve bunun için birisini ona yakınlaştırmamız lazım.' Ne hakkında konuştuklarını hâla anlamıyordum. 'Ama nasıl?'

'Ben yaparım.' Kelimeleri durduramadan ağızımdan çıktı. İkiside başını kaldırıp bana baktılar. 'Olmaz aklından bile geçirme.' Başımı iki yana salladım. 'Daha iyi bir fikrin var mı?' Aiden oturduğu yerden kalktı. 'Saçmalama Grace!'

'Aslında fena fikir değil kuzen.' Sinirli bir şekilde Mason'a döndü. 'Olmaz dedim!' Mason nefesini dışarıya üfleyerek kalktı. 'Kendime içecek birşeyler almaya gidiyorum.'

Ellerimi Aiden'ın yüzüne yerleştirip bana bakmasını sağladım. 'Bir haftadır bu adamın peşindesiniz. Gözüne bir gram uyku girmedi. Şimdi bu fırsatı elinden mi kaçıracaksın?'

'Seni tehlikeye atmaktansa evet, bu fırsatı kaçırırım.' Nefesimi dışarıya üfledim. 'Sana yardım etmeme izin ver!'

Tam bir haftadır gece gündüz bu adamı aradılar. İlk bulduklarında, kaçtı. Şimdi ise daha iyi bir plan ile yanına yaklaşmamız gerekiyordu.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin