Bana aynı anda bu kadar çok hissi yaşatan adama aşık olmuştum ben. Herşeyin bitmesini beklerken beni yine şaşırtan adama. Birisini bu kadar çok sevebileceğimi düşünmemiştim hiç.
Hatta sadece bir yıl önce bana evlenmeyi düşünüyormusun diye sorsalardı, kesinlikle hayır derdim. Çünkü ne kalbimde ne de aklımda öyle biri vardı. Şimdi ise herşey değişmişti. Karşıma, canımdan çok sevdiğim biri çıkmıştı. Hayatımı paylaşmak istediğim biri.
Parmağımdaki yüzüğe aptal aptal sırıtmayı bırakıp, aynaya baktım. Bu gece herşeyin çok güzel olması gerekiyordu.
Aiden şirkete gitmişti, ben ise bütün gün bu geceyi planlamıştım. Mumlar, balonlar, gül yaprakları, herşeyi detaylarına kadar düşünmüştüm.
Aiden'ın evlilik teklifini henüz kimseye anlatmamıştım. İlk önce kendi aramızda kutlamak istiyordum. Özel olarak.
Aynanın önüne geçip bir kez daha saçlarımı düzelttim. Üzerimdeki mavi elbiseyi de düzelttikten sonra salona geçtim.
Neden bu kadar heyecanlı olduğumu anlamıyordum. Sonuçta bunu ilk kez yapmıyordum. Gerçi değişen bir şey vardı. Artık nişanlıydık.
Sonunda kapı çaldığında derin bir nefes alıp vererek kapıya ilerledim. Gelmişti! Artık bu güzel gecemiz başlayabilirdi.
Kapıyı açtığımda Aiden şaşkınca beni yukarıdan aşağıya kadar süzdü.
'Hoşgeldin.' Kapının agızından çekilerek içeri girmesini işaret ettim. 'Hoşbuldum.' Yanımdan geçerken dudağıma bir öpücük kondurdu. Geri çekilmesini beklerken, belimi tutup kendine bastırdı. Ardından ise tekrar dudaklarıma yapıştı.
Gülerek Aiden'i geriye ittim. 'Bari içeriye girseydin.' Arkasından kapıyı kapattıktan sonra salona geçtik.
'Benim için mi bütün bunlar?' Düdağımı dişleyerek başımı olumlu şekilde salladım. 'Elimden bu kadar geldi.' Gülerek şakağıma bir öpücük kondurdu. 'Delimisin? Harika olmuş.' Gözlerini, hazırladığım masadan alıp, bana baktı. 'Sen daha da bir harika olmuşsun.' Boynuma doğru eğilerek küçük bir öpücük kondurdu.
'Aiden! Henüz yaptığım yemeklerin tadına bile bakmadın.' Başını iki yana salladı. 'Senin tadını özledim.' Kulağıma fısıldadığında gözlerimi kapattım. Ben de onu çok özlemiştim.
'Gece daha uzun.' Elinden tutarak masaya doğru çektim. Bu yemekleri hazırlayana kadar canım çıkmıştı zaten.
Romantik akşam yemeğimizden sonra birlikte masayı toparlıyorduk. Aslında doğrusu ben toparlıyordum, Aiden ise benimle uğraşıyordu.
Bulaşıkları halledip, yerleştirirken birden belime sarıldığını hissettim. 'Sonra devam etsen?' Nefesini boynumda hissederken kendini bana bastırdı. Hafifce sertleşen erkekliğini hissettiğimde ise inlememek için kendimi zor tuttum.
'İlk önce halletmen gereken başka birşey var.' Beni kendine doğru çevirdiğinde gözlerine baktım. Üzerindeki etkimin hâla bu kadar büyük olması hoşuma gidiyordu.
Ben ise hâla ilkimizmiş gibi heyecanlanıyordum. Dudaklarıma doğru eğildiğinde gözlerimi kapatıp, kendimi ona teslim ettim.
Beni nazikce öperken, birden başını geriye çekti. 'Sana ihtiyacım var bu gece Grace.' Kulağıma dolan sesi, boynuma değen nefesi, tanrım benim de o'na ihtiyacım vardı.
'Yanımdayken sana dokunamamak, koklayamamak nasıl bir işkence biliyormusum? Günlerce her hareketin, giydiğin beni tahrik ederken, sadece ismini sayıklayarak elimi becermem nasıl bir işkence biliyormusun?'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...