35. Araba

19.3K 480 44
                                    

Boğazımı sıktıkca nefes almakta zorlanıyordum. 'Logan!' Elini çekmeye çalışsamda nafile. Ona gücüm yetmiyordu.

'Küpe.. Küpemi düşürmüşüm ve bulamıyorum!' Eli boğazımdayken konuşmakta zorlanıyordum. Galiba inanmıştı çünkü elini geri çekti. Boğazımı tutarak öksürmeye başladım.

'Ben şey sandım.' Başımı iki yana salladım. 'Ne sandığın umrumda değil! Öldürüyordun beni!' Duvar ile arasından çekilip, yatağın üzerindeki çantamı alıp kapıya doğru yürüdüm.

'Rachel bekle!' Dinlemeden kapıyı açıp çıktım. Buradan bir an önce kaçmam gerekiyodu. Henüz asansöre binemeden beni durdurdu. 'Hiç bir yere gidemezsin!' Kaşımı kaldırarak yüzüne baktım. 'Buna sen mi karar veriyorsun?'

Gösterdiğim cesaret karşılığında şaşırmış gibiydi. 'Dilin biraz fazla mı uzun senin?' Tuttuğu kolumu geriye çektim. 'Sen kimsin ya?!' Bu soru üzerine gülmeye başladı.

'Seninle tekrar görüşeceğiz Rachel Davis ve ozaman sana kim olduğumu göstereceğim.' Asansörün kapıları açıldığında, içeri girmem için işaret etti. Birden değişen kararı beni şaşırtmıştı ve umarım birdaha görüşmezdik, çünkü bir dahakine elinden bu kadar kolay kurtulacağımı düşünmüyordum.

Asansörün kapıları kapandığında derin bir nefes alıp verdim. Kurtulmuştum! Çip de elimdeydi. Başarmıştım!

Aşağıya indiğimde, ilk bulduğum taksiye binip, Mason'ın evini tarif ettim. Yaklaşık yarım saat sonra ise kapısının önündeydim.

Direkt evine açılan asansörden çıktığımda beni bekliyorlardı. 'Çıldırdınmı sen? Bunu nasıl yaparsın?' Aiden'ın sinirlenip telaşlandığı belliydi. 'O adamın tehlikeli olduğunu biliyorsun, ya sana birşey yapsaydı?'

Sorularına cevap vermeden elimi yanağına yerleştirip, dudaklarına yapıştım. İşte vücudumun alev almasına, içimin huzur ile dolmasına sebep olan bu adamın dudaklarına aittim ben.

Aiden ilk önce şaşırsada, kendini toparlayıp karşılık vermesi uzun sürmedi.

Arkamda Mason'un ıslık çalarak bizden uzaklaştığını duydum. 'Yatak odası sağınızda, sakın çekinmeyin.'

Bir süre sonra nefes nefese kalmış bir şekilde dudaklarından ayrıldım. 'Geldim işte ve iyiyim, birşeyim yok.' Aiden gözlerini bana dikti. 'Sakın birdaha böyle birşeye kalkışma. Asla!' Fazlasıyla kızgındı.

Elimi çekip, salona girdim. 'İstediğinizi buldum.' Mason şaşırmış bir şekilde başını bana doğru dönderdi. 'Ciddimisin?' Başımı salladım. 'Evet.' Cantamdaki çipi çıkartıp Mason'a uzattım. 'Umarım işinize yarar.'

'Yapabileceğini biliyordum!' Deyip çipi bilgisayara bağladı.

'Sana bunun hesabını daha soracağım, bukadar kolay kurtulamazsın.' Mason'un arkasına geçtiğimde Aiden geldi yanıma.

Yüzüne baktığımda hâla kızgındı. Galiba şu hesap verme konusunda da gayet ciddiydi.

Birden bilgisayarın ekranını kodlar doldurdu. 'İçerikleri şifreli, bunu senin çözmen gerekiyor kuzen.' Aiden nefesini dışarıya üfleyerek, Mason'ın kalktığı yere geçip, çipi bilgisayardan çıkardı.

'Çip elimizde, yani şifreyi ve içindekileri çözmek için zamanımız var.' Yerinden kalkıp bana doğru döndü. 'Benimse ilk önce sormam gereken bir hesap var.'

Aiden üzerime yürürken, ona bakarak alt dudağımı dişledim. Başını iki yana salladı.

'Bana boşuna öyle bakma, gayet ciddiyim.' Evet galiba gerçekten yanmıştım.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin