31. Yalan

2.2K 118 23
                                    

Nefesini artık yüzümde hissedebiliyordum. Kalp atışlarım hızlanırken gözlerine baktım. Sadece bir öpücüktü bunu yapabilirdim. Aiden'ın iyi olup olmadığını öğrenmeliydim. Biz o bardan ayrıldıktan sonra bir şey yapmadıklarına emin olmalıydım.

Dudaklarına doğru uzandığımda, elini belime yerleştirerek kendine bastırdı. Kararımı verdiğimi anlayınca benden önce davranarak dudaklarıma kapandı. Öpüşü sert değildi, aksine her an onu geriye itmeme hazır gibiydi. Ona karşılık verdiğimde dudaklarıma karşı gülümsedi. Başımı geriye çektiğimde gerilemedi. 'O kadar da zor değilmiş di mi?' Elimdeki telefona işaret etti. '4783. İki dakikan var.'

Logan odadan çıkar çıkmaz, Aiden'ın numarasını tuşladım. 'Ne istiyorsun orospu çocuğu?' Numaranın kime ait olduğunu biliyordu belli ki.

'Aiden?' Şaşırmasına rağmen cevap vermesi uzun sürmemişti. 'Grace, sen iyi misin?' Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. 'İyiyim, sen iyi misin asıl? Sana bir şey yapmadılar değil mi?'

'Hayır Grace, bir şeyim yok. Nerdesin sen? Etrafta ne var, seni bulacağım!' Görmese bile başımı iki yana salladım. 'Bilmiyorum Aiden, etraf çok karanlıktı bir şey göremedim, ama ben iyiyim. Merak etme burdan çıkmanın bir yolunu bulacağım.'

'Grace dur kapatma! Sana bir şey yapmadı değil mi? Lanet olsun oraya gitmene asla izin vermemeliydim!'

'Seni seviyorum Aiden.' Telefonu kapattıktan sonra koltuğun üzerine oturdum. Logan'ın tekrar gelmesi uzun sürmedi. 'Sabah olmak üzere nerdeyse, biraz uyu berbat gözüküyorsun.'

'Bırak beni gideyim.' Dolmaya başlayan gözlerimi, gözlerine diktim. İfadesi gerilirken, başını çevirdi. 'Ağlamaya falan kalkma güzelim, artık bana sökmez bunlar.'

Logan gittiğinde arkama yaslandım. Çok yorulmuştum. Sürekli aynı duruma düşmekten bıkmıştım. Benden ne istediğini henüz açıklamamıştı. Kendince doğru zamanı bekliyordu. Benim de mecburen sabah olmasını beklemem gerekiyordu. Uyumak istemiyordum ama başım da çok fena ağrıyordu.

--
Sabah uyandığımda üzerimdeki pikeyi fark ettim. Onu üzerimden atarak ayağa kalktım. Banyoyu bulduğumda elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime baktım. Logan'ın dediği gibi berbat gözüküyordum. Gözlerim şiş, altı mosmor olmuştu. Saçım ise fazla dağınık ama bunlar şu anda umrumda değildi. Tekrar aşağıya indiğimde, koltuğun üzerinde oturuyordu. 'Günaydın.' Ona bir cevap vermeden karşısındaki koltuğa geçtim. 'Ne o, rahat uyuyamadın mı yoksa?'

'Beni oyalamayı bırakıp ne istediğini ne zaman söyleyeceksin?' Hafifce gülümsedi. 'Sen hazır olduğunda.' Başımı iki yana salladım. 'Logan lütfen.'

Başını hafifce yana yatırarak yüzümü inceledi. 'Aç mısın?' Bir anda neden böyle davranıyordu bana? 'Logan!' Derin bir nefes alarak devam ettim. 'Logan sen beni bırakmazsan beni Aiden bulur.' Gülerek tekrar arkasına yaslandı. 'Aiden, Aiden, Aiden. Sen Aiden'a hâla bu kadar çok mu güveniyorsun gerçekten?'

'Evet.' Tereddütsüz bir cevap olmuştu. 'Seni altı yıl boyunca öldüğüne inandırdıktan sonra bile mi?' Sinirlenmemek için dişlerimi sıktım. 'Biz o konuyu aramızda halletik bile.' Başını iki yana salladı. 'Görüyorum, parmağındaki yüzükten belli.' Aiden'ın bana aldığı yüzüğe baktım. 'Ona bu kadar şartsız koşulsuz güvenmemelisin.' Eğer Aiden'a güvenemeyeceksem kime güvenebilirdim ki? O benim herşeyimdi, sevgilim en yakın arkadaşım. Her şeyimi paylaşabildiğim tek kişi. Benim yüzümden ne durumda olduğunu düşünmek bile istemiyordum.

'Ne diyorsun Logan, anlamıyorum?' Bildiği bir şey vardı bundan adım kadar emindim. 'Anlatacağım güzelim, vakti gelince.'

Burada Logan'ın bana kötü davranıp, istemediğim şeylere zorlayacağını düşünürken aksine rahat bırakmıştı. Burada sadece ikimiz varken o sert ve tehlikeli görüntüsenden eser bile yoktu. Onu tanımasam, neler yapabileceğini bilmesen normal biri olduğuna bile inanabilirdim. Şaşırtıcı bir şekilde düşünceliydi, bu durum beni daha da çok tedirgin ediyordu. Bana durup dururken neden iyi davransın ki? Elbet vardır bir çıkarı, yoksa çoktan ortalığı karıştırmaya başlamıştı bile.

İki gündür hâla ilerleme katledememiştik. Hâla aynı yerde debelenip duruyorduk. Benden ne istediğine dair sorduğum bütün sorular cevapsız kalıyordu. Gitmek istediğimi ne kadar dile getirsem, onu ne kadar zorlasam da sabırlı davranıyordu. İki gün geçmişti ve Aiden'da hâla gelmemişti. Kurtarılmayı beklemek çok kötü bir şey ama elimden gelen başka bir şey yoktu.

'Seni neden hâla bulamadığını düşünüyorsun değil mi?' Bir cevap vermeden pencereden dışarıyı izledim. 'Eminim elinden geleni yapıyordur Grace. Ama Aiden bile, benim sana bir zarar vermeyeceğimi biliyor.'

Anlamıyordum. 'Neden vermiyorsun? Hayatını mahveden benim, neredeyse ölümüne sebep olan da benim. Bak burda yalnız başıma karşındayım neden bir zarar vermiyorsun?' Elini saçlarının arasından geçirerek gülümsedi. 'Yukarıda sana göre kıyafetler var Grace, hadi hazırlan çıkıyoruz.'

'Nereye?' Kollarımı göğüsümün altında bağlayarak karşısına geçtim.

'Sürpriz güzelim.' Bu sefer başımı iki yana salladım. 'Hayır, bu sürpriz hoşuma gitmeyecek bir şey gibi.' Hafifce omuz silkti. 'Gitmeyecek Grace, bundan emin olabilirsin. Ama görmek zorunda olduğun bir şey.' Tedirgin bir şekilde yüzüne baktım, ne düşündüğünü ne yapacağını artık tahmin bile edemiyordum. 'Konuş benimle, artık bir soruma da cevap ver!' Parmağını çenesine götürerek kaşıdı. 'İşimiz bittiğinde seni istediğin yere bırakacağım, tamam mı?'

'Nasıl yani, kandırmıyorsun beni değil mi?' Başını salladı. 'Ciddiyim Grace, istediğin yere gitmekte özgürsün.' Üst kada çıkarak benim için hazırladığı kıyafetlere baktım. Siyah pantolon üzerine ise düz siyah bir sweat duruyordu. Hızlıca üzerimi değiştirip, ellerim ile saçlarımı düzelttikten sonra tekrar aşağıya indim. İki gün sonra, sonunda bu evden çıkabilmiştim.

Arabaya bindiğimizde bile nereye gideceğimizi söylemedi. Sadece anlatmakla kalsam inanmazsın diyordu. Hiç hoşuma gitmeyecek bir şey göstermek istiyordu belli ki.

Neredeyse bir saat süren yolculuk sonrasında bir çocuk oyun parkına gelmiştik. 'Ne işimiz var burda?' Sorduğum soru tekrar cevapsız kalmıştı. Birden dikkatimi ileride oturan Aiden çekti. Onu görür görmez oturduğum yerden doğruldum. Aramızda 50 metreden az bir mesafe vardı ve onun burda durduğumdan haberi bile yoktu.

Henüz arabadan çıkamadan, Logan kolumu kavradı. 'Biraz sabret.' İstediği gibi, Aiden'ı izlemeye devam ettim.

İleriden ona doğru yürüyen bir kadın çekti dikkatimi. Uzun boylu, esmer tenli çok güzel bir kadındı. Yanında ise en fazla üç yaşlarında, koyu saçlı, küçük bir erkek çocuğu yürüyordu. Yüzünde kocaman bir gülümseme ile elindeki kocaman pamuk şekerine bakıyordu. Çocuk Aiden'ı gördüğünde elindeki şekeri yanındaki kadına uzatarak küçük adımlarla ilerledi. Aiden'ın yanına geldiğinde ise ona sımsıkı sarıldı.

Ne olduğunu anlamıyordum, kimdi bu insanlar? Ayrıca, Aiden'ın bir çocuk parkında ne işi olabilirdi?

'Logan, ne oluyor?' İşte bu sefer gelecek cevaptan çok korkuyordum. Hâla Aiden'ın küçük çocuğa sarılmasını izliyordum. Ne yapmam gerektiğini ya da ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum. Logan bir süre cevap vermediğinde başımı ona doğru döndüm. 'Logan?'

Logan ilk önce derin bir nefes alarak başını bana çevirdi. 'Gördüğün küçük çocuk, Aiden junior.' Söylediklerini algılamaya çalışırken ağzım açık kalmıştı. 'Yalan söylüyorsun.' Doğru olamazdı, bu da oyununun bir parçasıydı. 'Şaka di mi bu? Benden intikam almaya çalışıyorsun.'

'Altı yıl çok uzun bir süre güzelim, Aiden için bile.' Henüz gözlerimin dolmasına hakim bile olamazken, yaşlar yanaklarımdan süzülmeye başladı. 'Bir şey daha var.' Bu sefer çocuğun yanındaki kadına işaret etti. 'Sofia Connor.' Aiden'ın soyadını telafüz ettiği an bakışlarımı ona çevirdim. Doğru duymuştum değil mi? 'Aiden ile bir süredir evliler.'

Zaman orada benim için dururken hem gördüklerimi hem de Logan'dan duyduklarımı algılamaya çalışıyordum. Çok kötü bir kabusun tam ortasında gibiydim. Olamazdı, böyle bir şey mümkün değildi. Inanmıyordum, inanamıyordum bana anlattıklarına. Oyun oynuyordu benimle, yalan söylüyor olmalıydı. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Aiden gördüklerimi mantıklı bir şekilde açıklardı. Benden bu kadar büyük bir şeyi saklamazdı. Yapmazdı, bu hayatta en çok güvendiğim adam bunu bana yapmış olamazdı.
---
İştee bu yılın son bölümüü, sizce Aiden'ın gerçekten bir çocuğu olabilir mi? Yoksa bu da Logan'ın bir oyunu mu? Lütfen yorum yapmayı unutmayın, fikirlerinizi gerçekten çok merak ediyorum! ♡

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin