57. Gözyaşı

6.5K 232 8
                                    

Duyduklarıma inanmak istemiyordum. 'Hayır.' Dudaklarımdan zorla dökülen kelimelerin anlaşıldığından emin bile değildim. Kalkmayı denediğim halde, gücüm buna yetmiyordu. Lanet olsun bana ne vermeşti böyle?

Kendimi uykuya teslim etmemek için resmen savaşıyordum. 'Scott, yapma lütfen.'

Yüzünü bulanık olsa bile görebiliyordum. Aramızda neredeyse mesafe yoktu.

'Bunu yaptığımda neredeyse dizlerinin bağı çözülürdü eskiden.' Kulaklarıma dolan bu sesten nefret ediyordum.

Ellerini bedenimde hisettiğim halde, onu durdurmak için birşey yapamıyordum. Kahretsin ki nekadar dirensem bile gözlerimi daha fazla açık tutamıyordum ve bu yüzden kendimi tekrar karanlığa teslim etmek zorunda kalmıştım.

'Grace.' Tanıdık bir ses ile gözlerimi açmaya çalıştım. 'Grace aç gözlerini lütfen.'

'Aiden?' Sonunda gözlerimi açabildiğimde onun yüzünü gördüğüme o kadar sevinmiştim ki.

'Yanındayım, iyisin.'

Beni kollarına almış, dışarıya taşıyordu. İçeride neler oldu, ne kadar zaman geçti, inan hiç bir fikrim yoktu.

Olanlar tekrar aklıma geldiğinde bi okadar da utanıyordum.

'Aiden özür dilerim.' Gözyaşlarıma hakim olamadığım için tekrar ağlamaya başlamıştım. 'Özür dilerim.' Bu durumu nasıl açıklardım ki?

Senden şüphelendiğim için geldim buraya, ha bu arada, Scott benim eski sevgilim.

Tanrım kendimi nasıl bir durumun içine sokmuştum?

Bana bir cevap vermeden arabaya bindirdi. Ardından ise hızlıca oradan ayrıldık.

'Beni nasıl buldun?' Şaşkın bir şekilde yüzüme baktı. 'Hatırlamıyormusun?'

Başımı iki yana salladım ve o anda başıma kötü bir agrı girdiği için yüzümü ekşittim.

'Seni aradım, açtın. Ne dediğin fazla anlaşılmıyordu. Scott dedin. Ardından o piçin sesini duydum.'

İlaçın etkisinde olduğum için orada ne olduğunu bilmiyordum. Aiden'ın kucağında uyanmıştım ve onun o pislik herife ne yaptığını bilmek bile istemiyordum.

'Aiden o, yani biz, şey..' cümlemi bitiremiyordum bile. Buna cesaret edemiyordum.

'Hayır! Sana birşey yapmasına izin vermedim, ayrıca bundan sonrada sana dokunan o elleri ile bir iş göremeyecek.'

Yüzündeki o siniri hisedebiliyordum. Kahretsin neden böyle olmak zorundaydı? Neden bu kadar aptal olmak zorundaydım?

Sonunda zar zor eve vardığımızda, Aiden koltuğa oturmama yardım etti.

'Artık orda ne işin olduğunu konuşabilirmiyiz?' Başımı salladım. Fena ağrısa bile buna aldırmamaya çalışarak.

'Aiden ben özür dilerim.' Parmaklarını çenemin altına koyup, başımı kaldırdı. 'Orada ne işin vardı Grace?'

Gözlerindeki sinir, tekrar ağlamama sebep olmuştu. Neden sürekli ağlıyordum, neden bu kadar güçsüz olmak zorundaydım?

'MIT'te karşılaşmıştık okulun ilk günlerinden biriydi. Sen gelince ilk defa tanışmışız gibi yaptı. Bozmadım onu. Tekrar görüşeceğimizi, senin onunla bu kadar iyi arkadaş olabileceğini düşünmemiştim.' Derin bir nefes aldıktan sonra, gözlerimi gözlerine kilitledim. 'Scott ile eskiden tanışıyoruz. Yani biz şey, eskiden birlikteydik.' İşte söylemiştim.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin