İlk olarak blkcebru 'ya güzel mesajları ve desteği için çok çok teşekkür etmek istedim. İkinci olarak ise şarkıyı hikayenin içine ekleyemediğim için mültiye ekledim. Nezaman dinleyeceğinizi de belirttim.
--Cuma--
Akşam ki balo sayesinde dersler bugün erken bitmişti. Herkes hazırlanmak için acele ederken ben sakince eve gelmiştim.
Abby üstelemesine rağmen, beni baloya gitmek için ikna edememişti. Aiden ise beni davet etmeyi bırak, balo hakkında tek bir kelime etmemişti bile. Şimdi ise odamda kitap okuyordum. "Gurur ve önyargı" galiba bu kitabı en az 15 kere falan bitirmişimdir ama her sayfasına aşıktım.
Telefonumun çalması ile kitabı kenara bıraktım. 'Efendim Abby?'
'At kuyruğu mu yoksa açık mı?' Saçından bahsediyordu. 'Kesinlikle açık.' Bu gece için fazla hevesliydi. Balo için değilde, baloya Chrisle gideceği için. 'Kırmızı mı nude mı?' Bu da rujunun rengi olmalıydı. 'Nude.'
'Gelmemekte hâla ısrarlımısın?' Nefesimi dışarıya üfledim. 'Evet, bu günümü sakince evde geçirmek istiyorum.'
Odamın kapısının çaldığını duyduğumda yatakta doğruldum. İçeriye David girmişti ve elinde kocaman bir kutu vardı. 'Paketiniz var.' Ayağa kalkıp yatağın üzerine koymasını işaret ettim. 'Canım seni sonra arasam olurmu?' Bu kutuda neydi böyle. 'Tamam, bende hangi çantayı alacağıma karar vereyim.'
Telefonu kapatıp David'e baktım. 'Nerden geldi?' Kutu gerçekten kocamandı. 'Bilmiyorum, herhangi bir isim verilmemiş.' Başımı salladım. 'Tamam teşekkür ederim.' David odadan çıktığında kutunun yanına oturdum.
Kapağını açtığımda ağzım resmen açık kalmıştı. Bu benim beğendiğim siyah elbiseydi. Üzerindeki notu elime aldığımda, Aiden'ın tanıdık el yazısını gördüm. "Seni saat 8'de almaya geliyorum." Tanrım, nasıl bukadar romantik ve aynı anda bukadar öküzce olabiliyordu bu çocuk?
Notu yatağımın üzerine bırakıp elbisenin üzerinde duran maskeyi aldım. Bunu bile düşünmüş inanamıyorum. Peki bu elbiseyi istediğimi nerden bilmişti ki? Tesadüf olamazdı herhalde.
Telefonumu alıp Aiden'ı aradım. Bir kaç kere çaldıktan sonra açtı. 'Ya sen delisin!' Karşı taraftan güldüğünü duydum. 'Beğendiğine sevindim. Bu gece evde oturmana izin veremezdim.'
'Bu elbiseyi istediğimi nerden bildin?' Hâla tesadüf olduğuna inanmıyordum. 'Bırak oda bende kalsın.'
'Tamam, o hâlde akşam görüşürüz.' Telefonu kapattıktan sonra hemen hazırlanmaya başladım. Umarım yetişebilirdim.
Gerçekten çok şaşırmıştım. Aiden'ın bu tür baloları ciddiye aldığını düşünmemiştim hiç. Gittiğimiz diğer partilere de hep yanlız gelmişti. Yani yanında kimse yoktu hiç.
Hiç gidesim yokken, şimdi birden çok heycanlanmıştım. Ah tanrım! Şimdi nasıl karar verecektimki saçıma, makyajıma?
--Kapının zili çalınca son kez aynada kendimi süzdüm ve ardından çantamı alıp odamdan çıktım. Babam bu akşam geç gelecekti, ağabeyim dışardaydı ve bende gideceğim için Laurel izinliydi.
Merdivenlerden düşmemeye çalışarak indim. Ardından dış kapıya doğru ilerledim.Kapıyı açtığımda Aiden karşımda duruyordu. Üzerindeki takım elbise ile aşırı iyi görünüyordu. Sanki bir derginin kapağından atlamış da gelmiş gibiydi. Evet onu daha önce takım elbiseyle görmüştüm. Ozaman sadece etkileyici olduğunu düşünürken şimdi içimde uçuşan kelebekleri durduramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...