Hayatımda yapmam gereken en zor şeydi Aiden'dan uzak durmak. Los Angeles'a taşınma kararında bile bu kadar zorlanmamıştım.
O yanıma yaklaştıkca ben geri adım atıyordum. Nekadar istesemde bana dokunmasına izin veremiyordum.
Birşeylerin ters gittiğinin o da farkındaydı. Sorduğu soruları cevaplayamamam ise onu sadece sinirlendiriyordu.
Evet kavga da etmiştik, bağırmıştık, çağırmıştık. Tam herşey güzel gidiyor derken herşeyi berbat etmek zorunda kalmıştım. Çünkü korkuyordum. Benim yüzümden birisinin başına birşey gelecek diye çok korkuyordum.
En azından annem yanımda olacak diye sevinmiştim. Hatta belki Jackson ile ayrılıp, yerli olarak yanımıza taşınır diye düşünmüştüm ama malesef hayat bize istediğimizi sunmuyordu.
İşi için Los Angeles'daki bir fuara gelmişti annem aslında. Değerli taşlar ve takılırın sunulduğu ve satıldığı bir fuardı bu. Bu yüzden sürekli iş ile meşguldu ve ben bile yüzünü zor görüyordum. Jackson ile ilişkisi ise çok güzel ilerliyormuş. Hatta düğün planları bile yapılmıştı.
İşte beni en çok kıran da bu olmuştu galiba. Benim gitmeme aldırmayıp, evlenmeyi düşünüyordu. Yine de anneme bencil demek istemiyordum. Çünkü mutluluğu o da hakkediyordu.
Bir haftam neredeyse dolmuştu. Logan'ın nefesini ensemde hissedebiliyordum. Her an karşıma çıkıp, kötü birşey yapabilirdi.
'Neden cevap vermiyorsun?!' Avuç içlerime gömdüğüm başımı kaldırdım. Çünkü verebileceğim bir cevap yoktu.
Erkeklerin soyunma odasında oturuyorduk. Bölünmememiz içinde Aiden kapıyı kilitlemişti.
Kavga ettik demiştim ya, işte tekrar bir kavganın içerisindeydik.
'Grace!' Gözlerimi gözlerine diktim. Ağlamamak için elimden geleni yapıyordum.
Yanıma yaklaşıp beni oturduğum banktan ayağa kaldırdı. 'Bir haftada ne değişti?' Başımı çevirmek istediğimde, çenemi tutarak beni engelledi.
Gözlerine baktıkca, ona bütün olanları anlatmak geliyordu içimden ama yapamazdım.
İşte şimdi ki söyleceklerim ile aramızdaki herşeyi bitirmek üzereydim. Artık hiç birşey eskisi gibi olmayacaktı.
'Başka biri var Aiden. Ben başkasına aşık oldum.' O karşımda param parça olurken ben de daha fazla güçlü kalamıyordum.
Bankın üzerinde duran çantamı alıp, soyunma odasından çıktım. Gözyaşlarımı daha fazla tutamayarak, direkt okuldan çıktım. Parkta duran arabama binip, okuldan ayrıldıktan sonra kendimi bıraktım.
Aynı sahne tekrar tekrar canlanıyordu gözlerimin önünde. Onu kırmıştım. Fena kırmıştım ve onunla birlikte kendimi de param parça etmiştim.
Hıçkırıklarımın arasında telefonumun çaldığını duydum. Ekran aydınlandığında Abby'nin ismi yazıyordu ekranda ama şu anda açacak durumda değildim.
Bir süre sonra bir mesaj geldi. Arabayı sağa çekip durdum.
Gönderen: Abby
"Aiden ortalığı birbirine katıyor. Nerdesin sen?"Ekranı tekrar kilitledim. Hepsi benim yüzümdendi. Onu üzmek istememiştim ki ben.
Lanet olsun!
---------Şu son iki gün okulu asmıştım ve kimseyle konuşmamıştım. Odamdan çıkmayıp sadece uyumuştum. Olanları unutmak için.
Gözlerimi tekrar açtığımda, ortalık kararmaya başlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...