44. Vortex

16.4K 453 80
                                    

Kucağımda duran elimi tutmak istediğinde elimi çektim.

'Sakın sana güvendiğimi veya seni affettiğimi falan düşünme Aiden. Sadece Logan'dan kurtulmam gerekiyordu.'

Bir kaç saniyeliğine olsa da kendimi ona yakın hissettiğime inanamıyordum. Belkide öyle hissetmek için kendimi zorlamıştım, kimsenin başına birşey gelmemesi için. Sonuçta beni tehdit etmişti.

Beni, istediğimi vereceğine inandırıp kullanmıştı. Ben de ona salak gibi inanmıştım. Bana yakın davranması falan da oyundu. Herşey yalandı. İçimdeki nefret körüklenmeye başlarken yüzümü avuçlarımın içine gömdüm.

Bunları şimdilik düşünmek istemiyordum. Bir süreliğine olsa da Logan'dan kurtulmuştum.

'Neden onunla birlikte geldin buraya? Senden ne istedi?' Cevap vermediğimde gözlerini yoldan ayırıp bana baktı. 'Grace!'

'Sana ne? Canım istedi geldim.' Başını iki yana salladı. 'Şirketten çıktığını gördüm, oraya neden girdin?' Omuzlarımı silktim. 'Sana cevap vermek zorunda değilim!'

Birden arkamızdan patlayan silah sesleri ile Aiden eliyle başımı aşağıya eğdi. 'Lanet olsun!' Gazı artırarak kendi belindeki silaha sarıldı.

Neler oluyordu böyle? New York'ın ortasında çatışma da ne demekti? Aklını mı kaçırmıştı Logan?

'Direksiyonu tutabilirmisin?' Gözlerimi kocaman açtım. 'Ne?!'

'Direksiyon Grace hadi.' Direksiyonu tuttuğumda, Aiden yanındaki camı açıp hafif dışarıya sarktı. 'Delirdin mi sen? Vurulacaksın!' Söylediklerime aldırmayıp o da sıkmaya başladı.

Gözlerimi sımsıkı kapatıp, saklanmak istiyordum, ama bunu yapamazdım. Bir taraftan başımı koruyarak, diğer taraftan direksiyonu düz tutmaya çalışıyordum.

Her patlayan silah sesi ile kalp atışım artıyordu. 'Aiden!' Vurulmasından, ona birşey olmasından korkuyordum.

'Tamam, sakin ol geçti.' Tekrar yerine oturduğunda direksiyonu tuttu. 'Tekerlerini patlattım, peşimizden gelemez artık.'

Rahatlamak istesemde olmuyordu. Her an tekrar birşey olabilecekmiş gibi. Gözünü karartıp çatışma çıkartan, kim bilir daha ne yapabilirdi.

'Hâla Logan'ın ne istediğini anlatmamakta ısrarlımısın?'

'Sana güvenmiyorum.' Bu sözlerim karşısında kırılacağını düşünmemiştim. Ama bana diktiği gözlerinden kırıldığını anlayabiliyordum.

Bir süre sonra arabayı kenara çekip indi. 'Ne oluyo?' Yolcu kapısını açıp, inmemi bekledi. Ardından torpido gözündeki sılahı aldı. 'Birde polislerle uğraşmak zorunda kalmak istemiyorum, aracı bulmaları uzun sürmez.'

Araba dışardan çok daha kötü gözüküyordu, patlamış olan lambalar, kurşun delikleri, kırık camlar..Tanrım neye bulaşmıştık böyle?

Ara sokaktan çıkıp, ana caddeye doğru ilerledik. Aiden durdurduğu taksinin kapısını açıp, binmemi işaret ettiğinde başımı iki yana salladım. 'Saçmalama Grace, nereye gitmeyi düşünüyorsun tek başına?' Omuzlarımı silktim. 'Umrumda değil.'

'Bin şuraya, Logan izimizi bulmadan.' Başımı tekrar salladığımda kapıyı bırakıp, bana doğru döndü. 'Grace şu an güvende değiliz, yarın sabah seni istediğin yere bırakırım.' Kolunu tekrar kapıya doğru uzattığında bir ıslaklık gördüm.

Karanlıkta sadece bir leke gibi gözüksede, kan lekesi olduğunu anlamam uzun sürmedi. 'Aiden, sen yaralanmışsın!'

'İyiyim Grace, hadi acele et.' Nefesimi dışarıya üfleyerek arabaya bindim.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin