Bir süre sonra gözlerimi açtığımda etraf kapkaranlıktı. Öylece Aiden'ın üzerinde uyuya kalmıştım.
'Aiden?' Saçlarım ile oynadığını hissettim, yani uyanıktı. 'Hm?' Şu anda yattığım yerin bukadar rahat olması normalmiydi?
'Ben acıktım.' Başımın altındaki göğsünün titremesiyle güldüğünü anladım. 'Gidip yiyecek birşeyler bulalım o hâlde.
Yavaşca üzerinden kalktığımda, karanlıkta bulduğum iç çamaşırlarımı üzerimden geçirdim. Ardından Aiden'ın bana uzattığı gömleği giydim. Kendisi ise gri bir eşofman geçirmişti üzerine.
'Pizzaya ne dersin?' Gözlerimi ovalayarak arkasından salona geçtim. 'Pizza için saat fazla geç değilmi?' Bu saatte açık biryer bulabileceğimizi düşünmüyordum. Gülümseyerek telefonunu aldı eline. 'Sen orasını merak etme.'
--
'E sonra ne oldu?' Saat gece dörde gelmesine rağmen pizza'yi getirtecek biryer bulmuştu Aiden. Şimdi ise yemeyi bitirmiş koltukta oturuyorduk. Yani daha doğrusu o oturuyordu, bende başımı dizlerine koymuş yatarken, anlattığını dinliyordum.'Sonra işte arkamı bir döndüm, bizimkiler yok. Adam desen iki katım ne yapıyım bende arkamı dönüp topukladım.' İçten gülerken yüzüne baktım.
'Hayatta inanmam, sen mi topukladın?' Onun bu yönünü ilk defa görmüştüm. Dışarda çok daha sertti, şimdi ise bambaşka biriydi.
Başını salladı. 'E yani, canıma susamadım.' Tekrar gülerek gözümün önüne onun kaçmasını getirdim. Düşüncesi bile fazlasıyla komikti.
O anlatmaya devam ederken aynı zamanda saçım ile oynuyordu. Kucağında uyuklamaya başlarken, gözlerimi artık açık tutamayıp uykuya daldım.
--Tekrar gözlerimi açtığımda kendimi yatak odasında buldum. Başımın altında Aiden'ın nefes alışverişlerini hissetiğimde yavaşca kaldırdım başımı. Hâla uyuyordu.
Uykusunda bile bukadar muhteşem gözükmesi normalmiydi acaba?
Onu uyandırmadan kalkıp banyoya ilerledim. Sıcak bir duşa ihtiyacım vardı. Duşun suyunu açıp üzerimdekileri bir kenara bıraktım.
Suyun üzerimden akmasına izin vererek rahatlamaya çalıştım.
Rutin işlerimi halledetikten sonra, üzerimi giyindim ve tekrar çıktım.
Aiden'a baktığımda gözleri hâla kapalıydı. Duvarda asılı olan aynanın önüne giderek saçlarımı, banyoda bulduğum bir tarak ile taradım.
'Ne bitmez uykun varmış ya.' Tekrar yatağın üzerine oturup Aiden'ı seyrettim. Gidip kahvaltı hazırlamayı düşünmüştüm ama daha henüz bir kaç saat önce yemiştik.
Saçıyla oynamak için elimi uzattığımda Aiden'ın ani bir hareketiyle kendimi üzerinde buldum. 'Uyanmışsın.' Kollarını sıkıca etrafıma sardı. 'Evet, çoktan. Şimdi beni bırakırmısın?' Başını iki yana salladı. 'Bırakamam.' Nefesimi dışarıya üfledim. 'Hadi, benim eve gitmem gerekiyor.' Bütün gece eve gitmemiştim. Kim bilir babam nasıl merak etmiştir, telefonuma da bakamamıştım.
Üzerinden kalkıp üstümü başımı düzelttim. 'Duş aldıktan sonra çıkarız.' Başımı salladım. 'Ben içerideyim.'
İçeriye girdiğimde ortalık gece bıraktığımız gibiydi. Gözlerimi devirip masanın üzerindeki çöpleri toparladım. Böyle bırakmak olmazdı.
Ortalığı toparlamayı bitirdiğimde, Aiden çıktı yatak odasından. 'Zahmet etmeseydin, birini çağırırdım temizlik için.' Omuzlarımı silktim. 'Önemli değil.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...