'Çünkü anlatırsam yanımda kalmazsın.'
Bu sözleri üzerine başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerinde sanki pişmanlık görebiliyordum. Anlatmak istemediği şeyin ne olduğunu bilmiyorum, ama son derece pişman gözüküyordu.İçimden ne kadar da, "Seni asla bırakmam" demek gelsede hâla kırgındım ona. Tamam belki yanımda olması ve beni koruması, kendimi iyi hissetiriyordu ama dünki kız gözlerimin önünden hâla gitmiyordu.
Bana okadar güzel şeyler söyledikten sadece saatler sonra hepsini silebilmişti. Peki bukadar çabuk silebildiyse, neden onun yanında kalmam onun için bukadar önemliydi?
Kafam gerçekten çok karışıktı. Bütün yaşadıklarım, gördüklerim, hissettiklerim..
'Aiden bırak buna ben karar vereyim.' Başını iki yana salladı.
Elimi tutmak için uzandığında, elimi geriye çektim. Tekrar gözlerine baktığımda, içimde sanki birşey koptu. Çünkü bu sefer kırıldığını görebiliyordum ve bunun suçlusu bendim.
'Aiden, şu son bir kaç gündür başıma gelenler kafamı karıştırıyor. Ne olduğunu anlamadığım bir durumdayım. Mason, Jay, sen gerçekten hiç bir şey anlamıyorum.'
Jay'in anlattığına göre bir kız meselesiydi, ama buna nekadar inanmalıyım bilmiyorum.
'Grace böylesi daha iyi.' Nefesimi dışarıya üfledim. 'Peki.' Kemerimi çözüp arabadan indim. Daha fazla yanında durmak istemiyordum. Bütün geçmişi yanında bir de dün gece olanlar vardı.
Düşündükce hâla sinirleniyordum. 'Nereye gidiyorsun? Beklesene!' Aldırmayıp düz yolda ileriye doğru yürüdüm. 'Grace!'
'Bak Aiden, dünki gördüklerimden sonra bana bunlarla gelme. Ben zaten yanında değilim.' Bunlara söylemek benimde canımı yakıyordu.
'Ben Mason'un evinde tutsakken sen düşünmeden altına başkasını aldın.' Gözlerim dolmaya başlamıştı. Yaşların akmaması için gözlerimi kırpıştırdım. Karşısında ağlamak istemiyordum.
'Grace düşündüğün gibi değil!' Başımı iki yana salladım. 'Kendi gözlerimle gördüm Aiden.'
'Aramızda hiç birşey yok.' Gülerek karşılık verdim. 'Buna gerçekten inanmamı mı bekliyorsun?' Ordan bakınca acaba aptal gibi mi gözüküyordum?
'Sana dün gece de anlatmaya çalıştım. Ama dinlemeden gittin. Yemin ederim düşündüğün gibi değil, açıklamama izin ver.'
Aiden ilk defa bana birşeyi açıklamak istiyordu. Belki de buna izin vermeliydim? 'Dinliyorum, ama sadece iki dakika.'
'Jane, Mason'un kardeşi. İtalya'dan yeni geldi. Sen gelmeden sadece iki dakika önce üzerine kahve dökmüştü. Doğal olarak üzerindekileri çıkarttı. Bende birşeyler bulana kadar gömleğimi verdim.'
'Mason'un kardeşi mi var? Ayrıca varsa sende ne işi vardı?' Soruma güldü. 'Takıldığın tek yer bu mu?' Kollarımı göğsümün altına bağladım. Fazla klişe bir sahneydi sanki bu. 'Jane ile aramız iyi. Beraber büyüdük. Ağabeyinden cevap alamadığı için bana geldi.'
Yalan söylecek olsa, böyle bir yalan söylemez herhalde? Yani ben Aiden'ı boşuna mı suçlamıştım? 'Ben.. şey sandım.' Başını salladı. 'Sana karşı olan hislerimi dile getirdim Grace.'
Beni kendine doğru çekip sarıldığında, bende ona sarıldım. Tanıdık kokusu burnuma dolarken gözlerimi kapatıp, yüzümü boynuna gömdüm.
Belkide ona bu kadar çabuk inanmamılıydım, belki tıpkı Jay ve Mason gibi Aiden'danda uzak durmalıydım ama yapamıyordum. Lanet olsunki yapamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...