Gözlerimi sımsıkı kapatıp derin bir nefes aldım. Kendini toparla Grace. Şimdi değil. Delirmenin sırası değil!
'Grace.'
Tekrar duydum sesini. Aynı ses. Yıllarca özlediğim o ses.
Gözlerimi açtığımda hâla duruyordu karşımda. Kaybolmamıştı.
Karşımda Aiden duruyordu. Aiden duruyordu ama bu olamazdı. Kendi gözlerim ile görmüştüm. O ölmüştü. O ölmüştü.
'Hayır sen ölmüştün. Gerçek değilsin sen ölmüştün! Tanrım deliriyormuyum? Aklımı kaybediyor olmalıyım!'
Bana yaklaştığında bir kaç adım geriledim.
'Uzak dur! Sen gerçek değilsin!'
'Grace, ben ölmedim. Burdayım işte bak.'
Kendimi yüzüne bakmaya zorladım. O gerçekten burdaydı. Karşımdaydı.
Ona doğru yaklaştığımda, dokunmak için elimi uzattım. Gerilemedi, gözünü bile kırpmadı.
Ona dokunduğumda kaybolmadı. Gözlerimin içine bakıyordu. 'Ben burdayım Grace.'
Daha fazla kendimi tutamayıp hıçkırıklara boğuldum. Elimi geriye çekerek, tekrar bir kaç adım geriledim.
'Bu nasıl olur? Ben seni gördüm! Ölmüştün! Mezarına bile gittim. Saatlerce günlerce ayrılmadım!'
Yüzüne baktığımda gözlerinden akan yaşları fark ettim.
'Grace.'
'Masada kalmıştın. Kurtaramadık dediler. Altı yıl oldu! Sen burdasın, nasıl?!'
'Ölmedim Grace! Karşındayım işte!'
Bana tekrar yaklaştığında gözlerinin içine baktım. O gerçekten burdaydı. Yaşıyordu.
Ona sımsıkı sarılıp, kokusunu içine çektim.
Kokusu bile aynıydı. Yıllarca özlediğim kokusu değişmemişti.
Hıçkırıklarımın arasından zor konuşuyordum.
'Altı yıl. Altı yıl! Neredeydin sen? Bir haber bile vermedin. Ölmemişsin! Yaşıyormuşsun! Ama ben senin için hergün yeniden öldüm Aiden!'
Parmaklarıyla göz yaşlarımı sildi.
'Grace lütfen.' Başımı iki yana salladım.
'Neden haber vermedin? Neden! Bunu bana nasıl yaptın?'
Ayaklarımın üzerinde daha fazla durabileceğimi düşünmüyordum.
Her şey etrafımda dönmeye başlıyordu.
'Grace lütfen, lütfen bak bana.'
Bir eli düşmemem için beni tutarken diğer eliyle yüzüne bakmamı sağladı.
'Ben mecburdum anladın mı? Mecburdum!'
Başımı iki yana sallayıp bir kaç adım geriledim.
'Altı yıl! Altı yıl sonra karşıma neden çıktın o zaman?'
Derin derin nefes alarak gözyaşlarımı sildim.
'Grace mecburdum anla beni. Lütfen dinle!'
Kapının tıklatılmasıyla kendimi toparladım.
İçeriye Isaac girdiğinde gözlerimi kocaman açtım.
'Pardon bölüyorum.'
Aiden'a baktığımda o da kendini toparlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...