40. Hedef

16.1K 418 95
                                    

Kapıyı arkamdan çarparak odadan çıktım. 'Grace dur!' Arkamdan gelen Mason'dı.

Onu dinlemeden dışarıya çıktım. 'Grace!' Elimi tutup beni kendine doğru çektiğinde ona sarıldım. 'Tamam, şş, sakin ol.'

Arkasındaki önkapı açıldığında başımı kaldırdım. 'Grace?' Karşımda Aiden duruyordu. Yüzünden yeni uyandığı belli oluyordu. Bana doğru geldiğinde bir adım geri attım. Bana yaklaşmasını istemiyordum.

'Gidelim burdan lütfen.' Mason başını sallayıp beni arabasına yönlendirdi. Daha fazla arkama bakmadan, Aiden'ın söylediklerini dinlemeden arabaya bindim.

Mason'da bindikten sonra oradan ayrıldık.

Akan gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Neden sürekli ağlıyordum? Ağlamaktan çok yorulmuştum artık.

'İyimisin?' Başımı salladım. 'Aiden..' cümlesini bitiremeden kestim. 'Onun hakkında konuşmak istemiyorum Mason. Beni eve bırakırmısın?'

Bunları düşünmek istemiyordum artık. Gerçekten çok yorulmuştum. Mason itiraz etmeden beni eve getirdi.

'Kendinde değil.' Aramızdaki sessizliği bozan Mason olmuştu. 'Seni kaybettiğini düşünüyor.' Başımı iki yana salladım. 'Mason lütfen, konuşmak istemiyorum.' Arabayı durdurduğunda kapıyı açtım. 'Getirdiğin için teşekkür ederim.'

Arabadan inip, bahçe kapısından odama girdim. Bu halde kimseyi görmek istemiyordum. Sıcak bir duşa ardından uzun bir uykuya ihtiyacım vardı sadece.

Çantamdan çıkarttığım telefonu sarj aletine taktıktan sonra üzerimdeki kıyafeylerden kurtulup banyoya girdim.

Sıcak su üzerimden akarken tekrar olanları düşündüm. Olanlara hâla inanmak istemiyordum. Kabullenmek istemiyordum ama kendi gözlerimle görmüştüm. Aiden beni gerçekten bu kadar çabuk bitirebilmişti. Hiç zaman kaybetmeden de başkasını bulmuştu.

Kalbim ne kadar acısada ağlamak istemiyordum çünkü duramamaktan korkuyordum. Rutin işlerimi halletikten sonra bedenime havluyu sarıp çıktım.

Tekrar odama girdiğimde koltuğun üzerinde Logan oturuyordu. Yüz hatları sertti ama yinede sinirli değil daha çok sakin duruyordu.

Bütün olanlardan sonra onu neredeyse unutmuştum.Beni gördüğünde ayağa kalktı.

'Her canın istediğinde, böyle odama giremezsin.' Bedenime sarılı olan havluyu daha sıkı tuttum.

'Sen canın istediğinde kaçıyorsun ama.' Başımı iki yana salladım. 'Çıkarmısın üzerimi giyineceğim.' Tekrar koltuğun üzerine oturdu. 'Giyinebilirsin, ben böyle iyiyim.' Gözlerimi devirip, dolaptan giyisilerimi çıkarttım. Ardından tekrar banyoya girdim.

'Aiden'ı görmeye gittiğini biliyorum. Gördüklerinden sonra, onun için endişelenmeyi kesersin herhalde.' Ne gördüğümü o nerden bilebilirdi ki?

Saçımı kuruladığım havluyu yatağın üzerine bıraktım.

'Artık hiç birşey umrumda değil.' Gülerek tekrar ayağa kalktı. Dengesizliğini hala anlayamıyordum. 'Güzel, hadi dışarıya çıkıyoruz.' Başımı iki yana salladım. 'İstemiyorum.'

Gülerek elini belime yerleştirip beni dışarıya doğru yönlendirdi. Telefonumu zor kapabilmiştim çıkarken.

'Nereye gidiyoruz?' Diye sordum arabaya bindikten sonra. 'Süpriz.' Gözlerimi devirerek arkama yaslandım. 'Süprizlerden artık nefret etmeye başlıyorum.'

Elimi uzatıp radioyu açtım. Arabada ne kadar zaman geçirdiğimi bilmiyordum. Umrumda da değildi açıkcası.

Logan sonunda park ettiğinde inip, benim kapımı açtı. 'Yine saçma sapan bir görüşmeye götürmüyorsun beni değilmi?' Kemerimi çözmüştüm ama henüz arabadan inmemiştim. 'Gel hadi.' Nefesimi dışarıya üfleyerek indim.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin