3. A.C.

4.9K 206 26
                                    

'Grace iyimisin?' Gözümü açıp kapatmam ile kapıdaki kişi kaybolmuştu. Ama ben onu gördüğüme emindim. Oradaydı, duruyordu bana bakıyordu.

'Grace rengin attı, sen iyimisin?'

Isaac'e cevap vermeden Salonu terk ettim. Buradan uzaklaşmam gerekiyordu. Gitmem gerekiyordu.

'Grace.' Bana yetişmişti. 'Tamam, dur eve birlikte gidelim.'

Yolculuk boyunca tek kelime etmedim. Gördüğümü algılamaya çalışıyordum. Gerçekten o muydu? Yoksa yine deliriyormuydum?

Arabada kendimi zor tutarken evde Isaac'ın sorusu ile kendimi kaybettim.

'Grace orada ne oldu?'

Hıçkırıklarımın arasından konuşmaya çalışıyordum. 'Onu gördüm.' Galiba anlamamıştı ki yüzüme bakıyordu sadece.

'Onu gördüm Isaac, onu gördüm! Yemin ediyorum gördüm. Aiden oradaydı.'

Dediklerimin karşısında sadece durmuştu. 'Saçmalama Grace, böyle birşey mümkün değil!'

'Gördüm diyorum! Sana yemin ederim oradaydı!' Nefesini dışarıya üfledikten sonra kollarımı tuttu.

'Grace, Aiden öldü! Altı yıl önce öldü. Kabullen artık şunu.'

Başımı iki yana salladım. 'Gördüm.'

'Grace, altı yıl oldu! Unut artık. Ben burdayım. Beni gör! Senin için yapmadığım kalmadı. Senin için sabrediyorum. Grace o yok artık, ben varım! Sürekli bir ölüyle yarışmaktan yoruldum!'

Beni silkelerken gözlerinin içine baktım. Yanılmış olamazdım. Onu gördüğüme emindim!

'Onu gördüm Isaac.' Başka kelime bilmiyormuş gibi sürekli aynısını tekrarlıyordum.

Pes etmişcesine kollarımı bıraktı. 'Lütfen Grace.'

Arkasını dönüp, kapıdan çıktığında kendimi yere bıraktım.

Artık gücüm kalmamıştı. Aklım allak bullak olmuştu. Kendi gözlerim bile beni yanıltmaya başlamıştı.

Isaac haklıydı. Aiden ölmüştü. Kendi gözlerim ile görmüştüm bunu. Peki ya davette gördüğüm neydi, kimdi? Göz yanılması mı?

Her şeyi mahvetmiştim. Isaac gitmişti. Ben ise burada saçma sapan bir durumda ağlıyordum. Neden sürekli ağlıyordum? Artık ağlamaktan yorulmuştum.

Bıkmıştım. Bütün her şeyden.

Yavaşca ayağa kalkarak, yatak odasına doğru ilerledim. Bu kadarı yeterdi. Kendimi toparlamam gerekiyordu.

Isaac haklıydı. Aiden yıllar önce ölmüştü ve ben sadece birini benzetmiş olmalıydım.

Tekrar o eski durumuma düşmek istemiyordum. Kurtulmak bütün gücümü almıştı, bunu birdaha atlatamazdım.

Ben Isaac'ı seviyordum. En azından kendimi buna inandırmıştım. Ona bu kadar alışmışken, gitmesini izleyemezdim. Onu kendimden uzaklaştıramazdım.

Üzerimi değiştirip, kendime bir çeki düzen verdikten sonra telefona sarıldım. Isaac'ı aradığımda, bir süre çaldırdıktan sonra bile açmamıştı.

Aptal Grace. Bir şekilde herşeyi berbat ediyordum işte. Beni bu kadar seven birini, uzaklaştırmayı başarmıştım işte.

Kendimi yatağımın üzerine atıp, gözlerimi kapattım.

Neden böyle olmak zorundaydı?

Uzun bir süre ağlayıp, düşündükten sonra uyuya kalmıştım. Sabah gözlerimi açtığımda ise kendimi berbat hissediyordum. Etraf hâla karanlıktı, yani saat daha erkendi.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin