19. Borç

3.8K 144 12
                                    

Günlerdir yeni evimiz ile uğraşıyordum. Bu sefer gerçekten mutlu olacaktık, buna inanıyordum. Malibu'da, denize yakın ve huzurlu olacaktık. Ne Boston gibi olacaktı ne de Londra gibi. Ön kapıdan içeriye girdiğimde yüzümde kocaman gülümseme ile antreyi izledim. Sol tarafta üst kata çıkan, çiçek detayları ile süslü bir merdiven vardı. Duvara yaslı beyaz renkte deri bir koltuk, yanında ise küçük bir sehpa vardı. Yukarıya çıktığımda ilk olarak kocaman olan teras çekti ilgimi. Mas mavi deniz manzarası vardı, üstelik beğendiğim bahçe mobilyaları döşenmişti bile. Odaları tek tek gezerken hayal kurmamak münkün değildi. Aiden evi henüz görmemişti, ona süpriz olacaktı. Her şey hazır olana kadar beklemiştim. Şimdi sadece yerleşmek kalıyordu.

Bu değişim ile bir takım kararlar daha almıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu değişim ile bir takım kararlar daha almıştım. Hayatımızı burada tekrar kuracağımıza göre ben de buna göre davranacaktım. Babam şirkete dönmem hakkında ısrarcı olsa bile, istediğim bu değildi. Yeni bir şey denemek istiyordum, daha önce yapmadığım bir şey. Bu yüzden de bir iş görüşmesi ayarlamıştım. MKG Los Angeles'ın en ünlü firmalarından biriydi ve bir çok düzenlenen parti ve etkinliklerde imzaları vardı. Aiden verdiğim bu kararın arkasındaydı, tıpkı verdiğim bütün kararlara saygı duyduğu gibi. Çalan telefonum beni düşüncelerimden çıkardığında, telefonun ekranında Aiden'ın ismini gördüm. 'Efendim?'

'Nerdesin sevgilim?' Nerede olduğumu aslında gayet iyi biliyordu. 'Yeni evimizdeyim sevgilim.'

'Bu yeni evimizi artık ben de görebilecek miyim?' Ev zaten hazırdı. 'Ben de seni almaya gelecektim, şirketten.' Diğer taraftan gelen telefon sesini duyduğumda, Aiden'ın bir işi çıkacağını anlamıştım. 'Bir saniye Grace.' Der demez ofisinin telefonunu açtı. 'Bugünlük işimizin bittiğini düşünüyordum.' Asistanı ile konuşuyor olmalıydı. 'Ne demek şimdi görüşmek istiyor? Olmaz, önemli bir görüşmem olduğunu söyle.' Ciddi bir şeydi galiba, halledilmesi gerekiyordu. 'Tamam, Tamam gelsin de bir an önce halledelim şunu.' Telefonu kapattıktan tekrar çep telefonuna döndü. 'Grace..' cümlesini bitirmesine izin vermeden onu kestim. 'Duydum canım, hiç önemli değil. Zaten bütün gün bizim değil mi?' İşi çıktığı için ona trip atacak değildim. Sonuçta artık küçük çocuklar değildik. 'Seni seviyorum Grace.'

'Ben de seni seviyorum.' Telefonu kapattıktan sonra etrafıma baktım. Planlar değişmişti. Olsun, biz de ona göre bir şeyler ayarlardık. Üstelik, daha güzel bile olabilirdi. Yanımda getirdiğim mum dolu çantayı mutfağa taşıdım. Burdaki ilk gecemizin mükemmel ötesi geçmesini istiyordum.

Ama şimdilik daha akşama kadar uzun bir zamanım vardı. Yani kendime oyalanacak bir şeyler bulmam gerekiyordu. Aslında kaç gündür aklıma takılan bir şey vardı. Mason'u doğru dürüst görmemiştim, üstelik gördüğüm zamanlar sürekli huysuzdu. O benim sürekli yanımdaydı, şimdi benim onun yanında olmam gerekiyordu. Sorunu ne olursa olsun.

Evden çıktıktan sonra ilk olarak Sunset boulevard'a uğrayarak bir şişe viski aldım. Ardından ise Mason'a geçtim. Onu aramamıştım, sadece evde olduğunu umuyordum.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin