60. Final

8.2K 274 88
                                    

Çaresiz bir şekilde çırpınırken ilk Chris gelmişti yanıma. Tıpkı benim gibi o da ne yapacağını şaşırmıştı.

Aiden hâla tepkisiz bir şekilde yerde yatıyordu. Silah dört defa patlamıştı, bunların kaçı Aiden'a isabet etmişti?

Ellerim, elbisem, her şey kanlar içindeydi. Yine de onun yanından ayrılmadım. Ambulans gelene kadar elini bırakmadım.

Arkasından son surat Chris ve Noah ile hastaneye gitmiştik.

Tek kelime etmeden sadece onun kurtulması için dua ediyordum.

Gözlerimin önüne gülüşü geliyorda, kulaklarıma söylediği sözler.

'Tanrım lütfen ona yardım et.'

Birbirimize onca söz verdikten sonra, bu kadar güzel şeyler hayal ettikten sonra sonumuz böyle olamazdı. Olmamalıydı.

'Grace!' Noah'ın sesi ile gerçek dünyaya döndüm. 'Merak etme Grace, Aiden iyileşecek. Ona hiç bir şey olmayacak.'

Başımı iki yana salladım. Buna inanmak istiyordum. Bu dediklerine gerçekten inanmak istiyordum ama gözümün önüne öylece tepkisizce yatışı geldikçe inanamıyordum.

Gözlerini açmamıştı. Bana herşeyin düzeleceğini söylememişti.

'Kim yapmış olabilir bunu?' Noah ile Chris ön tarafta kendi aralarında konuşuyorlardı.

'Bilmiyorum ama Mason çoktan aramaya başlamıştır bile.'

Hastaneye sonunda vardığımızda koşarak ambulansın yanına ilerledim. Sedyenin üstünde yatan Aiden'ın elinden tutarak onlarla birlikte ilerledim.

'Hanımefendi daha fazla ilerleyemezsiniz. Lütfen burada bekleyin.'

Ameliyathanenin kapıları gözümün önünde kapandığında ben de dizlerimin üstüne düştüm.

Ellerimdeki kana bakarak tekrar ve tekrar hıçkırıklara boğuldum.

'Grace, kendine gel. Güçlü olman gerekiyor. Lütfen toparlan.'

Chris'in sesi bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu. Nasıl güçlü olabilirdim ki? O orada yatarken, yaralıyken, ben nasıl güçlü olabilirdim?

'Grace?' Yanıma yaklaşan tanıdık bir ses ile başımı kaldırdım. 'Mason?'

Yanıma eğilerek beni kaldırdı. 'İyi misin?'

Bana sarıldığında, ona geri sarıldım. 'Değilim Mason, Aiden.. Aiden içeride yaralı.'

'Biliyorum güzelim, biliyorum. Sen sakın merak etme. O iyileşecek. Kalkacak. Eskisinden daha iyi olacak tamam mı?'

Saçımı okşarken beni sonunda biraz da olsa sakinleştirmeyi başarmıştı.

'Gel, şu ellerini yıkayalım.' Elimdeki kurumuş kanı gördüğümde tekrar hıçkırıklara boğulmuştum.

'Sakin ol Grace, Aiden neler atlattı. Bunu da atlatacak.'

Mason bana destek vererek lavoboya doğru gitmeme yardım etti.

İçeride ellerimi iyice yıkadıktan sonra beni tekrar sakinleştirmeye çalıştı. Ama nafile. Kanlar içinde yatan Aiden geldikce aklıma çıldıracakmış gibi oluyordum.

'Bunu kim yaptı Mason? Kim bunu neden yaptı?!'

'Bilmiyorum güzelim, ama bulacağız. O orospu çocuğunu bulacağız. Sana söz veriyorum ki, onu kendi ellerim ile geberteceğim.'

İçimde büyüyen öfke ile gözyaşlarımı sildim. Güçlü durmam gerekiyordu. Aiden için güçlü durmam gerekiyordu.

'Hadi gel şimdi seni şu elbiseden kurtaralım.' Başımı iki yana salladım. Ben hiç biryere gitmiyorum. Aiden o ameliyattan çıkana kadar burdayım.

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin