Beklediğiniz gibi ilk bölümü paylaşıyorum! Bu arada yorumlarınız için teşekkür ederim. Şimdilik burada devam ediyorum belki daha sonra ayrı bir kitap olarak değiştirebilirim. Bu arada duyurumda söylemeyi unutmuşum coğunuzun mesajlarına cevap vermedim, lütfen kusuruma bakmayın. Bundan sonra daha çok cevap vermeye çalışacağım yorum ve mesajılarınıza!♡
♡♡♡♡♡♡
Onsuz yaşamak zordu. Hatta yaşamak bile denilemezdi. Herkes sürekli bana dikkat ediyordu, sürekli yanımdalardı. Bir delilik yapmamam için beni yanlarından ayırmıyorlardı.
Ben yaşamak istemiyordum. Bildiğim bütün doğrular onunla birlikte gitmişti.
Karanlığın ortasında tek başıma kalmıştım.
Sürekli onun ismini sayıklıyordum. Beni sürekli mezarının üzerinden topluyorlardı.
Onun sevdiği kitapları okuyup, onun sevdiği filmleri izliyordum sadece.
Kimseyle konuşmuyordum bile doğru dürüst. Dünya ile bağlantımı kesmiştim.
Okulu dondurup tekrar babamın yanına yerleşmiştim. İlk başlarda odamdan bile çıkmıyordum. Ne yiyordum ne de içiyordum.
Akıl ve sinir hastalıkları hastanesine kapatmalarına az kalmıştı.
Bu yüzden başka bir şeye odaklana bilmem için bana şirkette iş ayarladılar. Saçma sapan dosyalarla uğraşıyordum. Sırf babamlara delirdiğimi belli etmemek için kendimi bir diğer dört duvar arasına kapatıyordum.
Beni tek rahat bırakan kişi Mason'dı. Bana tek kelime etmeden saatlerce ağlamama izin veriyordu. Herkes gibi bana herşeyin iyi olacağını söylemiyordu. Kendimi toparlamamı söylemiyordu. Sadece rahat birakıyordu.
Bir yılım tam olarak böyle geçmişti. Yaşamayı bırakmıştım. Zaten nasıl yaşayabilirdim ki? Onsuz nasıl yaşayabilirdim?
Koca bir yıl. Her geçen saniye kokusunu özlüyordum, sesini özlüyordum. Onu çok özlüyordum.
Şirketteki işi bırakıp, tekrar aynı duruma düşecekken babam beni Londra'ya gönderdi.
Her şeyden, herkesden uzak olmak için. Bütün anıların böylece silineceğini düşünüyordu ama yanılıyordu. Onu asla unutmayacaktım.
Josh benimle birlikte gelmişti. Sırf yanımda olabilmek için Los Angeles'daki hayatını bırakmıştı. Birlikte bir ev tutmuştuk.
Ben burada tekrar bir okula yazılmıştım. Hayatıma tekrar devam etme kararı aldığım için değil, sırf abimi, babamı hayal kırıklığına uğratmamak için.
Kafamı sadece derslere verip, okulu bitirmiştim de. İşletme mezunu olarak babamın Londradaki şirketinde işe başlamıştım.
Bu süreç boyunca Los Angelesdan kimseyle konuşmamıştım. Arada sadece Abby mesaj atardı, fazla üzerime gelmezdi ama.
Şirkette en alttan başlayıp, kendi başarım ile yükselmiştim. İnsanların bana patronun kızı gibi davranmalarından nefret ediyordum. Bu yüzden böyle birşey istemiştim.
Sadece işine odaklı olan birisiydim. Başka hiç birşeyle ilgilenmezdim.
Koca 4 yıl ise böyle geçmişti. Josh'un burada mutsuz olduğunu gördükce, ona iyi olduğuma inandırmaya çalışıyordum.
İyiydim de. Onsuzdum, ama iyiydim. Yaşıyordum işte.
Abim tekrar Amerikaya döndüğünde yanlız kalmıştım. Halimden şikayetci değildim. Okulu bitirmiştim, aynı anda da şirkette yükseliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Seduction | 18
Teen FictionAdım Aiden.' Diğer kulaklığımı da çıkartıp başımı adının Aiden olduğunu öğrendiğim çocuğa döndüm. 'Adını sorduğumu hatırlamıyorum.' Onu bozmaya çalışsam bile sırıtmaya devam ediyordu. 'Biliyorum, ama az sonra şu ilerideki tuvalet kabininde ihtiyacın...