48. Kural

13.8K 355 66
                                    

Yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz! Lütfen yorum ve oylarınızı eksik etmeyin. Öpülüyorsunuzz!♡

Öğlene kadar proje üzerinde çalışmıştık. Arazi işleri için saatlerce telefonda farklı insanlarla görüşmeler yaptım. Bu iş gerçekten de dışardan gözüktüğü kadar kolay değilmiş. Hele birde Logan ile uğraşmak sinirlerimi fazlasıyla zorluyordu.

Arazinin sahibi Daniel Jared zorluk çıkartmıştı. Araziyi satmak istemiyordu ve onu ikna etmek tabi ki de bana kalmıştı. Çalışma masasının önündeki sandalyeyi bir kenara çekip bilgisayara doğru eğildim. Arama motoruna adamın ismini girip hakkında birşeyler öğrenmeye çalışıyordum.

Birden belime dolanan bir el ile doğruldum. 'Defol git şurdan Logan. İşim var.' Elini çekmek yerine elbisemin altında kaydırdı. Anında ona doğru dönerek elini çekmeye çalıştım. O ise buna aldırmayarak aramızdaki mesafeyi sanki münkünmüş gibi daha da küçültü.

'Logan çek şu ellerini üzerimden!' Bu sözlerim üzerime sırıtmaya başladı. Bana artık okadar yakın duruyordu ki, nefesini yüzümde hissedebiliyordum. 'Sadece bir kaç gün önce bu ellerimin bütün vücudunda gezinmesinden hiç rahatsız olmuyordun.' Kelimeler dudaklarından çıkarken, kafasını eğip boynuma yaklaştı.

Ellerimi göğsüne yerleştirerek onu geriye itmeye çalıştım ama nafile. Aksine bana daha da çok yaklaşıyordu. Artık dudaklarının boynuma sürttüğünü hissedebiliyordum.

'Doğruyu söyle güzelim, bunu sende en az benim kadar istiyorsun.'

Bütün gücümü kullanarak busefer Logan'ı geriye itmeyi başarmıştım. Ardından ise masa ile arasından çekildim. 'Sen hayatımda gördüğüm en adi insansın!' Dediklerime gülerek arkasındaki masaya yaslandı. 'Sen de gördüğüm en seksi yardımcı.' Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum.

Aslında neden tutuyordum ki? Burada ipler artık benim elimde değilmiydi? Asıl korkulması gereken kişi ben değilmiydim? Galiba artık bu duruma göre davranmanın zamanı gelmişti.

Tam ağzımı açmak istediğimde ofisin kapısı açıldı. Başımı kapıya doğru döndüğümde şaşırmıştım. 'Aiden ne işin var senin burda?'

'Şirkette işim vardı, gelmişken uğrayım dedim.' Bunları söylerken direkt olarak Logan'a bakıyordu ve ortalık gerilmeye başlamıştı bile.

'Biz de tam Grace ile yeni projemizi nasıl kutlasak diye konuşuyorduk.' Aiden sinirleniyordu, bunu gayet iyi hissedebiliyordum. Tam Logan'a doğru bir adım atmak istediğinde önüne geçtim. Kavga etmelerine izin verecek değildim herhalde.

'Saçmalama Aiden, nerde olduğumuzu unuttun galiba.' Gözlerini Logan'dan ayırıp bana dikti.

'Ne o Connor? Korkuyomusun yoksa?' Arkamda ki sinir bozucu ses ile Aiden tekrar gözlerini ona dikti. 'Senden korkan senin gibi olsun Carter.' Bu sefer Logan yaklaşmıştı bize doğru.

'İkinizde kesin şunu!' Daha fazla yaklaşmadan birbirlerini ölümcül bakışlar attılar. 'Aiden gel benimle.' Elini tutarak ofisten çıktım.

'Ne yapıyorsun?!' Etrafımızı kontrol ettikten sonra sorgulamaya başlamıştım. 'Seni o piçle burada yanlız bırakamazdım daha fazla.' Nefesimi dışarıya üfledim. 'Bana güvenmeni söylemiştim, bunları konuşmuştuk!' Başını iki yana salladı. 'Kaldıramıyorum. O herifin yakınında olmasına dayanamıyorum!' Bu söleri üzerine kollarımı boynuna sardım.

'Bunu ben de istemiyorum ama babamı kıramam. Yapmak zorundayım. Aiden lütfen anla beni.' Başını iki yana salladı. 'Sen de beni anla Grace.'

Game of Seduction | 18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin