Haber-i Nûh Aleyhisselâm

73 4 0
                                    

Hakk Teâlâ Nûh Aleyhisselâm’ı Gönderdi, Buyurâseb’i ve O Kavmi Dine Dâvet Eyledi. Meğan Kavmi Şöyle Derler ki, “Buyurâseb Ateşperest idi, Ateşe Tapardı!” Amma Kelâmullâh’da, “Onlar, Puta Tapıcıdır!” Der. Nitekim Allahû Teâlâ, Nûh Aleyhisselâm Dilinden Hikâye Etmiştir ki [...Arapça Metin...] Yani, Nûh Aleyhisselâm, “İlâhî, Bu Kâfirler Bana Âsi Oldular ve Bir Nesneye Uydular ki, Ondan Kendilerine Ziyândan Başka Bir Şey Hâsıl Olmaz. Büyük Günâh İşlediler, Birbirine, “Tanrınızı Terk Eylemeyin! Ved, Süvâ’ Yegûs, Yeûk ve Nesr’den Vazgeçmeyin!” Dediler...” Nûh’un Dediğine Uymayın Dediler ve Çok Kişiyi Azdırdılar. Yukarıda Denilmişti ki, Bunlar Hep Putlar Adıdır. Cemşîd Kendi Şeklinde Yaptırıp, Her Birini Bir İklime Göndermiştir. Irak’ta Olup, Cemşîd’in Kendisine Secde Edemeyenler, O Putları Onun Yerine Tanıyıp Secde Ederlerdi. Kur’an’da Şöyle Buyurulur ki; Nûh Aleyhisselâm Dokuz Yüz Elli Yıl Yaşadı. Nitekim Hakk Teâlâ Buyurur [...Arapça Metin...] Yani, “Biz Nûh Aleyhisselâm’ı Kavmine Peygamber Gönderdik. Onların İçinde Bin Yıldan Elli Yıl Eksik Eğlendi...” Onları Dine Dâvet Etti. Nûh Aleyhisselâm’ın Kavmi O Kadar Âsi idiler ki, Bu Dokuz Yüz Elli Yıl İçerisinde Pek Az Kişi Îmâna Geldi. Tâ Nûh Aleyhisselâm Tufanı Yaklaşınca, Nûh Aleyhisselâm Gemiye Girmek Üzere iken Er ve Kadın, Nûh Aleyhisselâm’a Îmân Etmiş, Ancak Seksen Kişi Bulundu. Kırk Er ve Kırk Kadın idi. Hâlbuki Nûh Aleyhisselâm Mürsel idi. Bütün Yeryüzünü Dine Dâvet Etmeye Gönderilmişti. Bellidir ki Bunca Yıl İçinde Ne Kadar Adam Îmâna Gelmiş Ola. Kendileri Kocayıp, Ölüp, Oğulları ve Oğul Oğulları da Nice Kerre Kocayıp Ölerek, Yerine Oğulları Gelmişti.

Şöyle Rivâyet Ederler ki, O Zamanda Bir Kişinin Oğlu Doğup Büyüdüğünde, Atası O Oğlanın Elini Tutup Nûh Aleyhisselâm’ın Yanına Götürür ve “Oğlum, Bu Kimse Yalancıdır ve Cadıdır. Sakın Bunun Yanına Gelmeyesin ve Dediği Söze İnanmayasın! Ben Ölüp Sen Kalırsan, Sen de Benim Gibi Oğluna Vâsiyyet Edesin ki Buna İnanmaya Söylediği Sözü Gerçek Sanmaya!” Derdi. Nûh Aleyhisselâm Ne Zaman Halkı Allah’a Dâvet Etse Başına Üşüp, Melâmet Ederler idi. Nûh Aleyhisselâm’ın Kendi Kadını da Kâfire idi. Nûh Aleyhisselâm’a İnanmadı. Nitekim Hakk Teâlâ Buyurur [...Arapça Metin...]

O Avretten Hazreti Nûh’un Dört Oğlu Vardı. Birinin Adı Hâm, Biri Sâm ve Birinin Adı da Ken’ân idi. Bunlar da Analarına Uyup Kâfir Olmuşlardı Amma Sâm, Hâm ve Yafes Sonra Müslüman Oldular ve Gemiye Girdiler.

Bu Hâl Üzere Nice Yıllar Geçti, Nûh Aleyhisselâm’ın Sabrı Tükendi, Takâtı Kalmadı. Bildi ki, Onlar Îmâna Gelecek Değiller ve Gittikçe Küfre Dalıyorlar. Hiç İnsâfa Gelmediler. Hemen Allahû Teâlâ’ya Tazârru’ Eyledi ki, Onları Helâk Eyleye. Nitekim Hakk Teâlâ Hikâye Edip Buyurur [...Arapça Metin...] Yani, “Yâ Rabb! Bu Kâfirleri Helâk Eyleye, Bunlardan Yeryüzünde Kimse Koma. Bunları Eğer Helâk Etmeyip Bırakacak Olursan, Senin Kullarını Azdırırlar ve Evlâdlarını da Kâfir Yaparlar!” Zirâ Oğlancıklarına Nasihât Ederlerdi, “Benden Sonra Senin de Çocuğun Olunca, Vâsiyyet Edesin ki, Bu Kişiye İnanmaya ve Bu Câninin Dediğine Aldanmaya!” Derlerdi.

Allahû Teâlâ Onun Duâsını Kabûl Buyurup Dedi, “Yâ Nûh! Mademki Sen Böyle Duâ Edersin İmdi Var, Saç Ağacı Fidanları Dik, Onlar Yetişip Ağaç Oldukları Vakit Murâdın Hâsıl Ola...” Saç Dedikleri Öyle Bir Ağaçtır ki, Tam Kırk Yılda Hâsıl Olur. Nûh Aleyhisselâm Bildi ki, Kırk Yıldan Sonra Hışm Gelecektir. Yine Sabırla Meşgûl Oldu. Halkı Hakk Teâlâ’ya Dâvet Etmesini Artırdı. Nûh Aleyhisselâm Üzerine Düştükçe, Onlar da İnadlarını Artırdılar.

Nihâyet Kırk Yıl Tamam Oldu, Diktiği Ağaçlar Yetişti, Meydana Geldi. Sonra Hakk Teâlâ, “Yâ Nûh! Ben Bu Halkı Su ile Helâk Ederek, Yerle Gök Arasını Azâb Suyu ile Doldursam Gerek!” Nûh Aleyhisselâm, “Yâ Rabb! Bunlara Azâb Ne Vakit Olur?” Dedi. Allahû Teâlâ, “Evindeki Tennûr İçinden Su Kaynadığı Vakit Bilesin ki, Azâb Geleceği Vakittir.” Nitekim Kur’an-ı Kerîm’de Buyurulur [...Arapça Metin...]

BİR OKU BİN DÜŞÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin