عليكم سلام’‘ وَ رَحمت اللهِ وَ بركاته غفرالله لي وتابَ اللهُ عَليَّ وَ عليكم .
Bağdat'lı bir zat Abdülkadir Geylani Hazretleri'ne gelerek derdini anlatır:
- Ya Şeyh! Benim bakire bir kızım vardı.
Birgün evin damına çıktı. Biz, indirmek isterken gözden,kayboldu. O gün bu gündür bulamıyoruz. Çaresiz kaldık.
Abdülkadir Geylani Hazretleri kafasını göğsüne indirerek bir müddet murakabe halinde kaldıktan sonra kafasını kaldırıp der ki:
- Bu gece yatsı namazını kıldıktan sonra şehrin dışındaki harabelere git. Falan tepede otur. Besmele çekerek, "Abdülkadir'in niyeti"ne deyip etrafına bir daire çiz. Biraz sonra cinler gelir. Onlar gelip geçsinler, hiç korkma. Daha sonra onların hükümdarları, etrafında muhafızları olduğu halde gelir. Seni görünce "Ne istiyorsun?" diye sorar. O zaman sen "Abdülkadir'in selamı var" deyip meseleyi anlatırsın, der.
Adam aynen denileni yapar. Yatsıdan sonra gider ve söylenilen tepede oturmaya başlar. Biraz sonra cinniler gelmeye başlarlar. Sonunda da hükümdarları gelir. O zatı görünce:
- Ne istiyorsun? Bir isteğin mi var? deyince, adam:
- Abdülkadir'in selamı var deyip, kaybolan kızının hadisesini anlatır.
Bu selamı alan cin hükümdarı hemen atından inip:
- Bu adamın kızını kaçıran cinnıyi hemen bulun, diye emir verir.
Bir müddet sonra, kızını da kızı kaçıran cinniyi de bulup getirirler.
Hükümdar, kızı kaçıran cinniye;
- Ey mel'un, kutbul aktabın yanıbaşından bir kızı kaçırmaya nasıl cüret ettin, dedikten sonra, "Cezası idamdır" deyip oracıkta idam ettirir. Kızı da babasına teslim ederler. Hükümdar ayrıca:
- Başka emriniz var mı? der. Adam:
- Başka bir isteğimiz yoktur, dedikten sonra sorar:
- Abdülkadir Geylanı Hazretleri'ne bu derece itaatiniz neden ileri geliyor, diye merakla sorduğu zaman aldığı cevap şu olur:
- Abdülkadir Geylanı Hazretleri her zaman bizi penceresinden seyretmektedir. Suçlu olanlar, onun bakışından kaçacak delik ararlar. Allah, ona verdiği salahiyeti kime verirse onun yapamayacağı şey yoktur.
Kızına kavuşan adam, Abdülkadir Geylani Hazretleri'ne gelir ve teşekkürler eder.