Abdülkâdir Geylânî Hazretlerinden Öğütler
Sakın Yaptığın İşlerde ve Bulunduğun Mânevî Hâlde Kendi Gücünü Görmeyesin. Bu Hâl, Kişiyi Azdırır ve Yaratanın Rahmet Nazarından Uzak Kalır. Sakın Sözünü Dinletme ve Kabûl Ettirme Hevesine Kapılmayasın. Önce Temeli At, Sonra Üzerine Binayı Çık. Kalbini Derin Kaz ki, Oradan Hikmet Pınarları Fışkırsın, Sonra İhlâs ve İyi İşlerle O Binayı Yükselt. Bu İşlerden Sonra Halkı O Köşke Dâvet Et.
Başkasında Bulunan Bir Hatâyı Defetmek İstersen, Nefsinle Yapma, Îmânınla Yap. Kötülükleri Ancak Îmân Yıkar. Bu Durumda Rabbin Sana İşlerinde Yardımcı Olur. O Kötülüğü Yok Etmek İçin Arkadaş Olur, O Kötülüğü Ezer Ortadan Kaldırır. Eğer Bir Kötülüğü Nefsin İçin Halkın Seni Tanıması İçin Ortadan Kaldırmaya Niyet Edersen Rezil Olursun. Her İşte Hakk’ın Rızâsı Aranmalıdır.
İslâm Gömleğin Yırtık, Îmân Elbisen Pis, Kalbin Câhil, İçin Kederle Dolu. Gönlün İslâmiyet’e Açık Değil. İç Âlemin Harâp, Dışın Mamûr, Bütün Sayfaların Günâh Karası. Sevdiğin ve Arzuladığın Yalnızca Dünyâ. Kabir Kapısı Açık ve Âhiret Sana Doğru Gelmekte. En Kısa Zamanda Aklını Başına Topla, Yalnız Dünyâ Azığı Toplamaktan Vazgeç de, Âhiret Azığını Toplamakta Acele Et.
Sabırlı Kulların Bu Dünyâda Çektiği Cefâ, Yüce Allah’ın (c.c.) Gözünden Kaçmaz. Siz Bir Ân Olsun O’nun Uğruna Sabır Yolunu Tutun, Yıllarca Ecrini Alırsınız. Ömrü Boyunca Kahraman Lakâbıyla Gezen, Onu Bir Ânlık Cesâreti Sonunda Kazanmıştır.
Ey Evlât! Önce Nefsine Öğüt Ver, Onu Yola Getir, Sonra da Başkalarını... Senin Henüz Muhtaç Hâllerin Var, Bunu Sen de Biliyorsun. Bunu Bildiğin Hâlde Başkalarının Islâhı ile Uğraşma Yolunda Nasıl Başarılı Olabilirsin? Gözlerin Bir Adım Öteyi Görmüyorken, Körleri Neyle Yola Getirme Sevdâsındasın?
Size Gereken, Yüce Yaratanı Sevmek ve O’ndan Başka Kimseden Korkmamaktır ve Bütün İşleri O’nun Rızâsını Gözeterek Yapmak... Bunlar Kalp ile Olur, Dil Gürültüsüne Getirip Söze Boğmakla Olmaz. Sonra Mihenk Taşına Vurulunca Utanırsın. Kuru Davâya Kimse İnanmaz. Halk Arasında Söylediğin Sözleri Yalnız Kaldığında Söylüyor musun? Aynı Duyguları Tek Başına Kaldığın Zaman da Duyman Mümkün Oluyor mu? İşte Bunları Yapabiliyorsan Mesele Yok. Kapı Önünde, Tevhîd İçeriye Girince, Şirk Yakışır mı? Bu Nifâk, İkiyüzlülük Alâmetidir, İçi Bozuk Olmanın Tâ Kendisidir. Acırım Sana, Sözün Kötülükten Sakınma Hakkında, Kalbin ise Fitne Çıkarmaya İstekli. Şükrü Dilinden Bırakmıyorsun Ama Kalbin Dâima İtirâz Hâlinde.
Geliniz, Aşırı, Uygun Olmayan Arzularımızı Bir Yana Atıp Yaratanımıza Koşalım. Bu Yolda Biraz Perişânlık Çekelim. Ne Olur Sanki Biraz Zahmet Çeksek? O’na Vardıktan Sonra Bütün Çekilen Sıkıntılar Unutulur. İçimize ve Dışımıza Hükmeden Nefsimizi Hakk Yoluna Çevirelim, Rabbimizin Elçisine Başvuralım, O’nun Eteğini Bırakmayalım.
Bütün Amacın Yemek-İçmek ve Arzularının Tatmini Olmasın. Bunların Hepsi Amaç Değil, Yüce Allah’a (c.c.) Ulaşmak İçin Birer Araçtır. Bütün Hedefin Sana En Çok Gerekli Olana Ulaşmak Olmalı. Sana En Gerekli Olan ise Yaratandır. O’nu Ara! Her Şeyin Bir Bedeli Olur. Dünyâya Âhiret, Yaratılmışlara ise Bedel Yaratandır. Dünyâyı Kalbinden Atarsan Yerini Hakk Alır.
Yaşadığın Günü Ömrünün Son Günü Bil, İşlerini Ona Göre Ayarla. Bu Duygu Sana Yeter.
Allah’tan (c.c.) Başka İlâh Yoktur Dediğinde, Bir Davâ Peşine Düştün Demektir. Her Davâda Şahit İsterler, Şahidi Olmayan Davâsını Kaybeder. Ayrıca Bu Uğurda Gelecek Her Türlü Sıkıntıya Göğüs Gerip, Sabır Göstermek de Birer Şahit Sayılır. Bunları Yaparken, İhlâslı Olmak Gerekir.