Dünyaya nefsini teslim eden, cevheri taş karşılığında satan gibidir. Dini olmayanın mürüvveti olmaz. Akıl sahibi, nefsine cennetten başka paha görmez. Riyanın zemmi hususunda İblis'in çok oyunları vardır. Riya zannederek hayra mani olan niceleri de vardır?
Bunun önemi insanların sözleri üzerindeki ihtimâmı azaltmak ve Hazret-i Allah'ın kelâmı üzerine ihtimam göstermektir ki, belki aklın tamâmı ve râhatın tümü budur. İnsanların ayıplamalarından ve iğnelemelerinden kendini kurtarabileceğini zanneden mecnundur.
Esaslı düşünüp hakikate teslim olmaya nefsini râzı eden ve olgunluğunu muhafaza edebilen kimse görecektir ki, kendisini kınayan kimselere duyduğu soğukluktan daha büyüğünü, kendisini methedenlere karşı duyacaktır. Çünkü onu methedenler doğru olarak methederler ve o methiyeleri de kendisi duyarsa, bundan ucub (kendini beğenme) doğar, ucub ise faziletlerini ifsad eder.
Eğer kendisi hakkında söylenen sözler doğru olmaz da, abartma kabilinden methedilmiş ve kendisi de bundan sevinç duymuşsa, yalan bir şey için sevinmiş olur ki, bu ise büyük noksanlıktır.
Ama insanların kendisini kınaması haklı olarak yapılıyor da bunu kendisi de işitiyorsa, kınanmasına vesile olan kusurlardan uzaklaşmasına sebep olur. Bu ise büyük kazançtır, eksik olmayan bundan müstağni kalamaz.
Kendisinde olmayan bir takım şeylerle kınanıyorsa ve kendisi de onlara karşı sabrediyorsa, bu hilmi ve sabrıyla fazladan fazilet kazanmış olur. Sevaba en çok muhtaç olduğu günde, yorularak kazanmadığı bir sevabtır ki, onu haksız yere ayıplayan kimsenin sevabını almakla da kazançlı çıkar. Bu da çok büyük paydır ki, mecnun olmayan bunu kaçırmaz.
Kendisini methedenlerin sözünü duymazsa, bu sözün söylenmesiyle söylenmemesi arasında fark yoktur. Ama kınanmak böyle değildir, kendisi işitse de işitmese de sevabıyla kazançlıdır.
Eğer Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem medh (övgü) hakkında: "Müminin peşin müjdesidir." dememiş olsalardı, aklı olanın, haklı olarak medholunmaktan daha çok haksız yere zemmolunmasına (kötülenmesine) rağbet göstermesi vacib olurdu. Ama madem ki bu haber geldi, müjde olacak olan medih ancak haklı olandır, batıl olan değildir. Müjde ise medhin kendisi değil, medhin içindeki değerdir.
Faziletle rezalet, taat ile isyan arasında nefsin nefret veya ünsiyet (sevgi) duymasından başka bir fark yoktur. Saadetli (iyi) kimse, fazilet ve taata karşı nefsi ünsiyet (sevgi) duyan, şaki (kötü) ise nefsi rezalet ve isyana karşı ünsiyet (sevgi), fazilet ve taata karşı nefret duyandır. Bu da Allah Teala'nın yaratması ve hıfzından başka bir şey değildir.
Ahireti arayan meleklere, şerri arayan şeytana benzer. Şan ve galibiyet arayan yırtıcı canavara benzer, lezzetlerin peşine düşen behimi hayvanlara benzer. İhtiyacı ve nafakası için aranılan malın dışında, malın kendisi için mal peşinde düşen kimse hayvanlardan da aşağı olup, dağlarda ve mağaralarda kalmış kimseye fayda sağlamayan pislikler mesabesindedir.
Aklı olan, yırtıcı canavarların, hayvanların ve cansızların üstün olduğu yönlerden biriyle üstünlüğe imrenmez, ancak kendisini onlardan ayıran ve Allah'ın ihsanı olan faziletlerle ileri gitmeye imrenir. İşte bu temyizle ancak meleklere iştirak eder.