Hz. İsa aleyhisselam Arami dilini konuşuyordu.Fakat öğrettiklerinin asıl metinleri kaybolmuştur.
Halen elde mevcud en eski İncil nüshaları,aslın Yunanca tercümeleridir.
Fakat Hz. İsa'nın(A.s)tebliğatından yapılan bu Yunanca tercümelerin doğru olup olmadığını kontrol edecek Aramice bir metin yoktur. Burada dikkate değer bir hadise üzerinde duralım:
Hıristiyanların en kalabalık mezhebi
olan katolikler, kendilerince doğru saydıkları dört İncil'i Yunancadan Latinceye çevirmişlerdir.
Yunanca metnin, Yunanlı katolikler tarafından bile okunmasına rıza göstermemektedirler. Bu
Yunanlılar, ibadet (= lithurgie) esnasında Latince'den tekrar Yunanca'ya yapılan tercümeleri okumakla mükelleftirler.
Latince tercümelerde bazı tercüme hataları bile bulunmuştur.
Ancak, Katolik kilisesi, bu eski
tercümenin azizler tarafından yapılmış bulunması iddiasıyla terkedilemiyeceğini de ısrar etmektedir.
Katoliklerde papaz huzurunda günah çıkarma mecburiyeti vardır.Güya papaz,Allâh(cc) namına affediyormuş.
Bu adet yüzünden ortaya çıkan skandallardan haydi bahsetmiyelim.
Ya, günah itirafı esnasında Hz.Mikail(as), Hz. İsrafil(as) vesaire gibi meleklerden de aff dileme işine ne diyelim?
Bu şirk (=Allah'a ortak koşmak) değil midir?Hıristiyanların (8) belli başlı inançları (amentüsü)Şöyledir:
1) Ben İnandım Tanrıya, semayı ve arzı yaratan, kaadir-i mutlak Baba'ya,
2) Ve O'nun biricik oğlu ve bizim Rabbimiz olan İsa Mesih'e,
3) Ki O Rühu'l-Kuds'ten ve Bakir Meryem'den doğmuştur,
4) (Roma valisi) Ponce Pilate (devrinde) acı çekmiş, çarmiha gerilmiş, ölmüş ve gömülmüştür,
5) Cehennemlere inmiş, üçüncü günü ölüler arasından tekrar diriltilmiştir,
6) Göklere çıkmış ve Kaadir-i Mutlak Baba'nın, Tanrı'nın sağ yanına oturmuştur,
7) Oradan gelerek, dirileri ve ölüleri muhakeme edecektir,
8) Ben inandım "Rühu'l-Kuds'e,
9) Mukaddes katolik kilisesi ve azizler topluluğuna,
10) Günahların bağışlanmasına,
11) Cesedin dirilişine,
12) Ebedi hayata. Amin (=öyle olsun!)
Bu amentünün 2 inci maddesinde
Hz.İsa'ya(A.s) Tanrı'-nin biricik oğlu deniliyor.
Halbuki Kitab-ı Mukaddes'te (Bible) bu tabir birçok kimseler için,bu beyanda, Hz. Adem(as) ve Hz. Davud(as) hakkında da kullanılmaktadır.
5 inci madde de Hz, İsa'nın(A.s) Cehennem'e gittiği yazılıdır.
Suçluların günahlarını temizlemek için bir masumun yanmasına adl-i ilahi razı gelir mi?
4 üncü madde de öldüğü açıkça yazılı. Tanrı ölür mü?
Hıristiyanların diğer temel bir metinleri daha vardır.
Müslümanların devamlı okudukları Fatiha süresine kıyas edilebilir(..!) Hıristiyanlar onu her ayinde okurlar. Buna «Bizim Babamız» adını verirler.
*8 madde Katolik fırkasının 8.Metta İncilinde yazılıdır (IV, 9-13)İnanişlarına göre Hz. İsa (A.s) şöyle dua etmiş: Ey göklerde olan babamız,
1- İsminiz mukaddes olsun;
2- Saltanatınız gelsin;
3- Gökte olduğu gibi, iradeniz yerde de yerine gelsin;
4- Bugün de, bize her günkü ekmeğimizi veriniz;
5- Biz nasıl bize yapılan kötülükleri affediyorsak, siz de bizim günahlarımızı affediniz;
6- Bizi (şeytanın) iğvasına düşmeye bırakmayınız;
7- Fakat bizi kötülükten halas ediniz. Amin.
Bu duanın;
3 üncü maddesinde Allâh(cc) aciz olarak tanımlanıyor.
5 inci madde daha beterdir.
Zira Allâh'ı(cc) sanki — haşa — minnet altında bırakmış,O'na bir iyilik yapmış gibi bir ifade vardır
(Neüzübillah=Allâh(cc)'a sığınırız.)
4 üncü madde de yalnız ekmek isteniyor.Halbuki tekmil bereket ve
nimet istenmeliydi.
Hıristiyanların bu iki esas metnini Müslümanların amentüsü ve Fatihasıyla mukayese edersek,
hangisinin akla, Allâh'ın(cc) yüceliğine ve eşref-i mahlükat olan insanın onuruna uygun olduğu derhal anlaşılır.
Şurası da hatırdan çıkarılmamalıdır ki,Hz. İsa(A.s) birçok defalar ve hiçbir şübheye yer bırakmıyacak şekilde, peygamberlik vazifesini tamamlayamadığını söylemiş ve kendisinden sonra Paraklit ünvanı taşıyan başka birisinin gelerek yarı da kalan ilahi vazifeyi tamlayacağını bildirmiştir(!)Bu kimsenin bazı özelliklerini de beyan etmiştir.
Bir hıristiyan,Hz. İsa'nın(A.s) bu müjdesini nasıl inkar edebilir?
Vahim bir husus da şudur: Hıristiyanlar Hz. İsa'nın(A.s) sunduğu vahyi rastgele delillere
dayanarak hükümsüz (mensuh) saymaktadırlar. Metta İncilinde Hz. İsa(A.s), «Ben Tevrat'ı kaldımak
için değil,fakat doğruluğunu tasdik için Onun bir noktası bile değişitirilmemelidir», demiştir. Halbuki Pavlos Romalılara yazdığı mektupta: «İsa (A.s); Tevrat'ın sonu demektir» deyince, Tevrat'taki emirler
terkedilmiş; domuz eti yenmeye, şarap içilmeye başlanmış, sünnet adeti, cumartesi gününe riayet ve diğer buyruklar yerine getirilmez olmuştur.İnciller:İnsanların, sosyal ve medeni ihtiyaçlarına cevap verememektedir. En hayati mes'eleler olan evlenme, miras, alışveriş gibi beşeri münasebetler hakkında bu kitablarda tek kelimelik hüküm yoktur.
Her hıristiyan ülkesinde ayrı ayrı bir medeni kanun vardır.
Müslümanların bir teşviki olmaksızın,
Suriyeli Hıristiyanlar İslam miras hukukunu kendiliklerinden kabul etmişlerdir,İncillerde çok hanım almayı (polygamie) yasaklayan bir hüküm mevcud değildir.
Hatta İncillerin bazı yerlerindeki ifadeler,Hz. İsa'nın(A.s), bir adamın aynı günde on kadınla evlenmesine ses çıkarmadığını belirtir mahiyettedir.
Protestanlığın kurucusu Martin Luther, buna dayanarak,çok eşliliğin Hıristiyanlıkta helal olduğu hükmüne varmıştır. Yuhanna İnciline göre Hz. İsa (A.s): «Benim saltanatım bu dünyada değildir», ve Metta'ya göre: «Krala ait olanı krala, Allâh'a(cc) olanı Allâh'a(cc) veriniz», demiştir. Devlet idaresi alanında hıristiyanların elinde ilahi hükümler ve kaideler yoktur.
Bu yüzden onlar,hıristiyanlıktan önceki Romalı ve Yunanistanlı putperestlerin teşkilat ve sistemlerinden ilham almak
zorunda kalmışlardır.
İbadet hususunda da, onlar,ilkel insanın kalıplarını kırıp atamamışlardır.
Günümüzde Allâh(cc)'ın Bir ve Müteal (transcendan) olduğunu bir dereceye kadar ikrar ediyorlarsa da, hali mücerret bir İbadet şeklini benimseyememişlerdir.İlkel insanlar daima görünen bir şeylerin önünde ibadet ederler(..!)
Mesela Kiliseler de Hz. İsa'nın(A.s) altın'dan yapılmış kalbine tapınırlar. Bu bir nevi put değil midir?
Ayinlerde Hz. İsa'nın(A.s) son yemeğini hatırlayarak mukaddes ekmek yerler ve şarap içerler ve o ekmeğin Hz. İsa'nın(A.s) vücudu, şarabını da kanı olduğuna;ilahi varlıkla,bu maddi şeyler vasıtasıyla temasa geçtiklerine inanırlar.
Halbuki bir Müslümanın,Allâh'(cc)ın huzurunda ibadet etmesi için hiçbir eşyaya, puta, sembole ihtiyacı yoktur. Sadece diliyle söyler.(!)
Filhakika Mi'râc'da Resülüllah(Sav) Cenab-ı Hakk’ın huzurunda şunları söylemiştir:
«Lisan ile, beden ile ve mal ile olan ibadetlerin hepsi yalnız Allâhü Teâla’ya mahsustur.» Bunun
üzerine Cenab-ı Hak kendisine: Ey (mertebesi yüce olan) Nebi(Sav)!
《Allah'ın rahmeti, bereket ve selamı sana olsun!》 diye hitap etmişti.Ümmetini çok seven Resül-i Ekrem (Sav),Müslümanların iyilerine, bu yüce makamda şöyle
dua etti:《Selam ve selamet bizim üzerimize olduğu gibi, Allah'ın, salih kulları üzerine de olsun》
Müslümanların her namazda okudukları «Ettehiyyatü...» nün tercümesinde...
«History of the Arabs» isimli meşhur eser de,aslen katolik bir arap olan Profesör Philip Khuri Hitti,samimi tevhid inancının en mükemmel ifadesini İslamiyette bulduğunu itiraftan çekinmemiştir.
Katoliklere göre papa layuhti'dir,yani din konusunda hata yapmazmış!
Papa 4 üncü Nikola söyle
demisti:
«Verilen sözü tutmamak günahtır.
Ama Müslümanlara verilen sözü tutmak daha büyük bir günahtır.»
İşte Hıristiyanlığın bu aksaklıkları dolayısıyla,14. asırdan beri, bu dinin takipçileri açık fikirli ve akıllı birçok saygın kişi, hıristiyanlığı terk ile İslamiyete koşmaktadır.
Kılıçla hıristiyanlaştırılan
İspanya ve çarlık Rusyası Müslümanlarını bir tarafa bırakalım ve sükunetle şu hususu düşünelim:
Kendi rızalarıyle Müslüman olan hıristiyanlarla, hıristiyan olan Müslümanlar arasındaki oran ne
kadardır?
Londra'da çıkan Times gazetesine göre, her hafta iki ingiliz İslamiyeti kabul etmektedir.Fransa, AImanya, İsviçre gibi hıristiyan ülkelerde de İslamiyeti kabul edenler çoktur. Amerika'da İslam zencilerin arasında, Müslüman olan beyazlardan fazladır. Afrika'da İslamiyet, Ecclesia isimli katolik dergisinin tabiriyle “bir yağ lekesi” gibi yayılmaktadır.
Hıristiyanların bugün kabul ettikleri 4 İncil, 60 İncil arasından seçilmiştir.
Bunlar hangi metodla ayıklamnıştır?
Voltaire bu seçimi şöyle alaya alır:
Bu 60 İncili bir masanın üzerine koymuşlar ve sonra nasayı sallamışlar,yere düşenler sahte addedilmiş,kalanlar da kabul edilmiş!Bir de Kur'an-ı Kerim'in ve e-hadis-i nebeviyye'nin nasıl bir ciddiyet, dikkat ve hassasiyetle muhafaza edildiğini düşünelim.
Düşünürken de,
Müslüman olduğunu söyleyen
ya da zanneden veyahutta
İddia edenlerin;Şuurlarına ve yaşayıp-inanç-amel düsturlarına da Bakmakta içler acısı açıkçası(!)
Ismen Duâ ile Selâmetle...