HAC NEDİR ?

34 5 5
                                    

İslam dini hac ile kemal hâlini bulur ve din onunla tamam olur. Bu konuda Allah’ü Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Ona gitmeye imkan bulabilenler için Ev’imi/Kâbe’yi haccetmek,  Allah’ın insanlar üzerindeki hakkıdır.” ((Al-i İmran, 3/97))
Allah Rasûlü (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) bu ayetteki “imkanı” azık ve bineğe sahip olmak şeklinde tefsir etmiştir. ((Suyutî, ed-Dürrü’l-Mensur, II, 274; Hakim, Müstedrek, I,442; Beyhaki, Şuabu’l-İman, No: 3974))

Kul, yol için yeterli azık ve vasıta imkanı bulduğu zaman hac kendisine farz olur. Bunlara sahip olduğu halde haccı ertelemek mekrûhtur. Eğer haccetmemiş veya durumunun bozulması sebebiyle imkansızlıktan dolayı hacca gitmemiş olarak ölürse, imkanı olduğu andan ölünceye kadar Allah’ü Teâlâ’ya isyan etmiş olur. Bu kimse, müslümanlığını tam yapmamış olur. Çünkü Allah’ü Teâlâ, islam dinini hac ile tamamlamıştır. İslamın tamamlandığını ve kemale erdiğini bildiren şu ayet Arefe günü hacda inmiştir:
“Bugün dininizi kemale erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizler için din olarak islamdan razı oldum. ((Maide, 5/3))

Allah Rasûlü (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) de bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:
“Kendisini engelleyen bir hastalık veya gidişine mani olan zalim bir sultan olmaksızın, imkanı olduğu halde hacca gitmeyerek ölen kimsenin, Yahudi veya Hıristiyan olarak ölmesine aldırış edilmez. ((Tirmizi, Hac, 3; Darimi, Menasik, 2; Beyhaki, Şuabu’l-İman, No: 3978-3979))

Hazret-i Ömer (Radiyallâhü Anh) şöyledemiştir: “Bir ara, emrimiz altındaki şehirlere mektup yazıp imkanı olduğu halde hacca gitmeyen kimselere (gayr-i müslimlerden istediğimiz) cizye vergisini koyayım diye niyetlendim.”

Sa’id b. Cübeyr, İbrahim en-Neha’î, Mücahid ve Tâvus’dan şu söz nakledilmiştir: “Eğer üzerine hac farz olduğu halde hacca gitmeyen zengin birinin öldüğünü duysam, onun cenazesini kılmam.”

Selef-i Sâlihinden bir zatın hâli vakti yerinde bir komşusu vardı. O zat hacca gitmeden ölen zengin komşusunun cenaze namazını kılmamıştır.

İbnu Abbâs (Radiyallâhü Anhümâ) da şöyle derdi: “Zekat vermeksizin ve hacca gitmeksizin ölen kimse, dünyaya geri döndürülmeyi ister. O, bu sözü şu ayet-i kerimenin tefsirini yaparken söylemiştir:
“Rabbim, beni geri döndür de (dünyada) terk ettiğim salih ameli yapayım.” ((Mümin, 23/99)) Yani terk ettiğim haccı yapayım.

Bu anlamdaki bir diğer ayet-i kerîme de şudur: “Sizden birine ölüm gelip de: “Rabbim, beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de, çokça sadaka verip Salihlerden olsam” demeden önce, size verdiğimiz rızıktan harcayın.” ((Münafikun, 63/10)) Yani zekat verseydim ve hacca gitseydim demeden önce.
İbnu Abbâs (Radiyallâhü Anhümâ) demiştir ki: Bu ayet-i kerimenin Müslümanlar için en ağır hükmü içermektedir.”

Yürüme gücü olan veya çalışabilir durumda olan birinin yol emniyetinin bulunması durumunda haccetmesi, kendisi için faziletli bir amel olur. Yaya olarak hacceden kimse için attığı her adımda yedi yüz iyilik sevabı yazılır. Binek üzerinde giden hacı için de hayvanın attığı her adımda yetmiş iyilik sevabı yazılır. ((Bkz: İbnu Huzeyme, Sahih, No: 2791; Hakim, Müstedrek, I, 461; Taberânî, el-Kebir, No: 12522; Bezzar, Müsned, No: 1120-1121; Heysemi, ez-Zevaid, III,309))

Bazı alimlere göre, yürüme gücüne sahip olmak, ayetteki “imkan bulma” şartının yerine gelmesi için yeterlidir.
Alimlerin geneline göre haccın farzları altıdır. Onlar, bu farzlardan üçü üzerinde ihtilaf ederken, diğer üçü üzerinde ittifak etmişlerdir. İhtilaf ettikleri farzlar; Sa’y, Kurban gecesi Müzdelife’de geceleme ve Kurban günü şeytan taşlamadır.

İttifak ettikleri ise, Hac için ihrama girmek, Arafat’ta vakfede durmak ve Kâbe’yi tavaf etmektir. Alimler bunlar dışındaki esasların sünnet ve müstehap olduğu konusunda ihtilaf etmemişlerdir.

Biz, cumhur dediğimiz çoğunluğun görüşünü tercih etmekteyiz. Buna göre haccın farzları dörttür:

1- İhrama girmek.

2-Arefe günü öğle vaktinin girmesinden sonra Arafat’ta vakfe yapmak. Bu vakfenin en son zamanı, Kurban günü fecrin doğuşundan öncesine kadardır.

3- Vakfe ve şeytan taşlamanın ardından ziyaret tavafını yapmak.

4- Hac için ihrama girildikten sonra Safa ile Merve tepeleri arasında sa’y etmek.

Sa’y, Arafat vakfesinden önce yapılabileceği gibi sonra da yapılabilir. Bunlar dışındaki hac vazifeleri sünnet ve müstehaptır. Bunlardan bazıları diğerinden daha kuvvetli amellerdir. Bazılarının terki kefareti gerektirir; bazılarının terk edilmesinde ise hiçbir günah yoktur. Hacda üç çeşit tavaf vardır. Bunlardan biri farz olup terk edilmesi halinde hac batıl olur. Bu tavafa, “Ziyaret Tavafı” denir. İkincisi sünnet olup terkedilmesi halinde kefaret gerekir. Bununla birlikte hac tamam olur. Buna da “Veda Tavafı” denir. Üçüncüsü ise müstehap olup terkinden dolayı hiçbir şey gerekmez. Bu tavafa da “Vürûd/Geliş Tavafı” denir. Kâbe’ye ilk giren kimsenin yaptığı tavaftır.

Not: Müellif, Şâfiî mezhebinde olduğu için bu hükümleri kendi mezhebine göre nakletmiştir. Hanefî mezhebinde haccın farz, vacip ve sünnetleri biraz farklıdır. ((Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtu’l-Kulûb))

Güzel ve Etkili Konuşabilmek İçin😉
1. Bilmediğiniz Konuyu Mükemmel Sunamazsınız. Bildiğinizi Konuşun ve Konuşmak İçin Hazırlıklı da Olun.
2. Konuşacağınız Kişileri Rahatça Görebileceğiniz Bir Noktada Olmalısınız. Konuşacağınız Kişiler Birden Fazla ise Gerektiğinde Her Birisi ile Rahatça Göz Teması Kurabilmelisiniz.
3. Anlatacağınız Konuda Merak Uyandırmalısınız. Merak Olmazsa Talep de Olmaz, Talep Yoksa Boşuna Konuşur, Anlattım da Faydası Olmadı Dersiniz.
4. Konuşurken Karşınızdakinin Bakışlarından Tepkilerini Ölçün. Konuyu Kısa Cümlelerle Açık ve Net Anlatmalısınız.
5. Konuşmanıza Dâima İlginç Bir Olay, Bir Espri, Bir Şiir veyâ Anlamlı Bir Vecize ile Başlamalısınız.
6. Karşınızdakinin Bilgi ve İdrâk Seviyesini Dâima Göz Önünde Bulundurun, Buna Göre Konuşun.
7. Konuşurken Sözü Uzatıp Karşınızdakini Sıkmayın, Va’z Eder Gibi Konuşmayın. Kimse Aklından Şikâyetçi Değildir, Eksi Puan Alırsınız ve Onlara Bir Şey de Veremezsiniz.
8. Konuşurken Kolaydan Zora, Bilinenden Bilinmeyene Doğru Bir Yol İzlemelisiniz.
9. Konuşurken Sadece Siz Konuşmayın, Karşınızdakine de Söz Hakkı Verin. Eğer Karşınızdakinin İlâve Edeceği Bir Şeyi Olmadığını Görürseniz Soru Sorun. Amaç, Karşınızdakini Konuya Dâhil Etmektir, Zirâ Diğer Türlü Tek Taraflı Bir Eylem Olur.
10. Ses Tonunuza Dikkat Edin. Ses Tonunuz Konunun ve Konuşmanızın Akışına Uygun Olarak Dalgalanmalar İçermelidir, Yani İnişli Çıkışlı Olmalıdır. Diğer Türlü Zombinin Sesi Radyosundan Dinletiler Sunuyorsunuz Demektir.
11. Konuşurken Konunun Önemli Olan Bölümlerini Vurgulayın ve Beden Dilinizi de Kullanın. Anlatımınıza Göre Gözleriniz de Bedeninizin Bölümleri de Hareket Etsin. Banttan Yayın Yapıyor Gibi Olmayın.
12. Ulaşılmaz ve Erişilmez Bir İzlenim de Bırakmayın; Soru Sorabilirsiniz ya da İtirâz da Edebilirsiniz.
13. Konuşmanızı Özetleyin ve Çarpıcı Bir Cümleyle Bitirin.

BİR OKU BİN DÜŞÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin