İçi bomboş tartışmaları, isteyen beyin fırtınası diye nitelendiriyor...
Bir başkası da sahip olmadığı inancı "'ben böyle düşünüyorum ikna olmadığım için kabullenmiyorum" demek yerine, inanmadığı dini, akım inancının/ideolojiisinin etkisiyle türedik varyasyon mesabesine indirgeyerek bilimsel konuştuğunu fikrettiğini 'zan'nediyor...
Bunların hepsi ultra-gerizekalılık gevezeliği işte...Oysa;Felsefi akımlar, ideolojiler ve beyin fırtınaların çoğu "şekillendirme"amaçlıdır.Tabiatın bizzat kendisi var,(Sosyal alanlar dahil) bir de şekillendirilmiş biçimleri var. Şekillendirilmiş biçimler bir çeşit yapay hayallerdir.Bilim ise,tabiatın bizzat kendisini olduğu şekliyle öğrenme metot ve sonuçlarıdır.Doğru ve değerli olan,şekillendirdiklerimiz değil, tabiatın orjinal şeklini öğrenmemizdir.İnsan, genelde eğilimlerini katarak bilgi üretmeye veya edinmeye çalışır.Halbuki eğilimler, tabiatın orjinali ile terstir. Çünkü tabiat eğilimlerimizden bağımsız işler.Kalıcı olan, demode olmayan ve sürekli değerli olan bilgi, tabiatın özüne konulmuş olan reel bilgidir.Yani tabiatın bizzat kendisidir. Kendi yükleme ve yönelişlerimiz, tabiatı bize öğretmez, bizi tabiata öğretir.
Ves' selâm