Ne Yazık ki MEÂL KUR’AN DEĞİLDİR !..
Neden mi? Çok Nedeni Var, Sadece Düşününce Anlaşılabilecek Olan Birkaç Tanesini Sıralayayım, Bunları Bilir de Kabûl Ederseniz Olayı Çözersiniz, Diğer Türlü Naş Zaten.
Kur’an Meâl Değildir. Çünkü;
1. Türkçe Kur’an Diye Bir Şey Yoktur. O Adını Ândığınız Âlimler de Bunu İfâde Ediyorlar Zaten. Son Devrin Muteber (Ehli Sünnet) Âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır Merhum İkâz Ediyor ve “Kalbinde Îmân Olan Kur’an Meâllerinden Kendi Câhil Aklı ile Hüküm Çıkartmaya Kalkmaz!” Buyuruyor.Kur’an-ı Kerîm’in En Muteber Türkçe Tefsirini Yazan Büyük Âlim Elmalılı Hamdi Efendi Merhumun (Vefât 1942) Tefsirinin Mukaddimesinde (Önsözünde) Kur’an-ı Kerîm’i Anlamak İsteyenlere Tavsiyesi:
Doğrusu Kur’an’ı Doğru Bir Şekilde Anlamak, İncelemek İsteyenlerin, Onu Usûlüne Uygun Olarak Arapça Yoluyla ve Rivâyet Tefsirlerden Anlamaya Çalışmaları Zaruridir. “Kur’an’ın Falân Tercümesinde Şöyle Demiştir!” Diyerek Ahkâm Çıkarmamalı ve Problem Tartışmasına Kalkışmamalıdır. Bunu Îmânlı Kimseler Yapmaz, Kendini Bilen İnsâf Sahibi de Yapmaz. Kur’an’dan Bahsetmek İsteyenler, Onu Hiç Olmazsa Harekesiz Olarak Yüzünden Doğru Olarak Okuyabilmelidir. Bununla Beraber Öyle Kimseler Görüyoruz ki, Kur’an’ı Harekesiz Olarak Şöyle Dursun, Harekesiyle Bile Doğru Okuyamadığı Hâlde, Onun Hükümlerinde ve Manâlarında İçtihad Etmeye Kalkışıyor. Öylelerini Görüyoruz ki, Tefsirlere Müfessirlerin Yorumları Karışmıştır Diye, Onlara da Önem Vermek İstemiyor; Eline Geçirdiği Tercümeleri Okumakla, Kur’an’ı İncelemiş Olacağını İddia Ediyor. Düşünmüyor ki, Okuduğu Tercümeye Âlim Müfessirlerin Yorumu Değilse, Câhil Mütercimin Görüşü, Yorumu, Hatâsı ve Noksanı Karışmıştır. Bâzılarını da Duyuyoruz ki, Kur’an Tercümesi Demekle Yetinmiyor ve Türkçe Kur’an Demeye Kadar İleri Gidiyor. Türkçe Kur’an mı Var Be Hey Şaşkın?! Kur’an Arapçadır!
[“Hak Dîni, Kur’an Dili Mukaddimesi”nden]2. Kur’an Meâli Okunmaz, Okunacak Olursa da Kur’an Diye Okunamaz. Kur’an Meâli Okuyan, Murad-ı İlâhi’yi Öğrenemez. Tercüme Edenin Bilgi Derecesine Göre, Yaptığı Açıklamayı Öğrenir. Bir Cahilin veyâ Bir Sapığın Yazdığı Meâli Okuyan da, Allahû Teâlâ’nın Bildirmek İstediğini Değil, Tercüme Edenin Anladım Sanarak Kendi Kafasından Anlatmak İstediğini Öğrenir.
Kur’an-ı Kerîm Meâlini Okuyan, Amel ve İbâdetle İlgili Bilgileri Öğrenemez. İtikâda Ait Bilgileri ise Öğrenmesi Hiç Mümkün Olmaz, Çünkü 72 Dalalet Fırkası, Kur’an-ı Kerîm’e Yanlış Manâ Verdiği İçin Sapıtmıştır.
Kur’an-ı Kerîm, Dinin Anayasası Hükmündedir. Yüz Binlerce Hadîs-i Şeriflerle Açıklanmıştır. Âlimler, Kur’an-ı Kerîm’i ve Hadîs-i Şerifleri Açıklamıştır. Bu Açıklamalar Olmadan Kur’an-ı Kerîm’e Uyulamaz. Bugünkü Anayasa da Öyledir. Kanunlar, Tüzükler, Yönetmelikler ve Mahkeme İctihadlarıyla Ülke Yönetilmektedir. Bunlar Olmadan Sırf Anayasa ile Ülke Yönetilmez. Anayasa Hep Kanunlara Hâvale Eder. Kur’an-ı Kerîm de Hep Rasülullah’a Hâvale Eder, Âlimlere Hâvale Eder. Onun İçin, Sırf Anayasa ile Memleket İdâre Edilmez, Kur’an Meâlinden de Din Öğrenilmez.
3. ❛Fâsık❜ Kâfir Demek Değildir. Kur’an Meâlleriyle Dini Doğru Öğrenmeniz Mümkün Olmaz. Birçok Kelime, Her İlimde, Ayrı Manâda Kullanılır. Meselâ, ❛Zâlim❜ Kelimesi Tefsir İlminde, ❛Kâfir❜ Demektir. Fıkh İlminde, ❛Başkasının Hakkına Saldıran Kimse❜ Denir. O Hâlde, Bir İlme Ait Bir Kitabı Okuyup Anlayabilmek İçin, Önce Kelimelerin Bu İlimdeki Özel Manâlarını Bilmek Gerekir.
4. Kur’an Meâli Kur’an Değildir; Bunu Böyle Bilmek ve Meâl Okumakla Sevâp Kazanılmayacağını Bilmek ve Sâlih Bir Müslüman’ın Kaleminden Çıkmış Olması Kaydıyla ve Hüküm ve Manâ Çıkarmamak Kaydıyla ve Okunan Meâlin Sadece ve Sadece Kur’an Adını Verdiğimiz Kelâm-ı İlâhîdeki Kelimelerin “Kelime Olarak” Türkçe Karşılıkları Olduğunu da Bilmek Şartıyla Okunabilir. Ancak Kur’an Meâli Bunlardan Birinin Zıttı ile Ele Alınacak Olursa, Meselâ Kur’an Meâline Kur’an Gözüyle Bakılacak Olursa Kişi Küfre Girer. Zirâ Elindeki Kur’an Değildir. Ancak Kelime Bazında Türkçe Karşılıklarının Yazılmış Olduğu Bir Kitaptır.
5. Dil Bilmek Başka İlim Bilmek Başkadır. Bugün İslâm Âleminin Büyük Çoğunluğu Araplardır, Anadilleri Arapça Olan Bu Toplumların da Çoğu Sapık Fırkalardır. Bunun Neden Böyle Olduğunun Açıklaması Uzundur Ama Önemli ve Öncelikli Nedenlerinin Başında, Bu İnsanların ve Bu İnsanların Tâbi Oldukları Âlimlerin, Allah’ın Kelâmını Kendi Kafalarına Göre Yorumlamasıdır. İlâhî Mesajın Ne Olduğunu Anlayabilmek Bırakın Aynı Dili Konuşan Avamı, Bu Avamın Nazarında Çok Büyük Âlim Kabûl Edilen Kimselerin Dahi Çoğu Zaman Harcı Olamamıştır.
Özet: Kur’an Meâli Okunabilir Ama Çok Şartları Vardır, Bu Şartlar Bilinmez de Okunan Şeyin Kur’an Olduğu ya da O Meâli Okumakla Sevâp Kazanılacağı Gibi İtikat Edilirse Kişi Küfre Girer. Zirâ Okuduğu O Meâlden Ahkâm Çıkarmakla da Aynı Neticeye Kavuşulabilir. İlâhî Mesajı Anlamanın Yolu da Meâl Okumak Değildir. Eğer Bir Kimse İlâhî Mesajı Merak Ediyor da Bunun İçin Kur’an Okuyorsa, Anadili Gibi Arapçası Olsa da O Mesajı Çıkaramaz. Zirâ İlim Bilmelidir, Dil Bilmek ise İlim Bilmenin Yanında Devede Kulak Bile Değildir. Bu Kardeşinizin Bu Sözlerine Kulak Verin, Eğer Cehenneme Gidip Gitmeyeceğinizi Gerçekten Önemsemiyor Olsaydım Bu Kadar Umursamaz ve Uzanıp Göbeğimi Kaşıya Kaşıya Miskinlik Yapabilecekken Geçip Burada Tek Tek Bunları Yazmazdım. Kâr Sizin, Benim Değil. Size Düşen Kâra Sahip Çıkmak, Yüz Çevirmek Değildir.
Misal burda; biri siyahın bir renk olduğunu, başka biri ise siyahın renk olmadığını paylaşıyor. Herhangi biri ise bu iki ayrı fikri de beğeniyor.
Bu gibi dünyâlık konularda istersen 100 değişik fikirleri beğenmiş ol. İstersen sende bir fikir uydur at ortaya fazla zararı olmaz. Siyahın bir renk olduğuna veya olmadığına inanarak veya hâlâ karar verememiş olarak ölmüş olsan bunun imânına bir zararı yok. AMMA din konusu öyle değil iste. En ufak itikâdî bir yanlışta ebedî hayatın hüsran olur.Misâl burda;birileri "Abdestsiz Kur'ân okunur" derken onları beğeniyor, "Abdestsiz Kur'ân okunmaz" diyenleri de beğeniyor.
"Arapça bir dildir. Namazda sûreleri kendi dilinden okuyabilirsin" diyenleri beğeniyor. "Kesinlikle namazda okuduğun sûre ve duâları Peygambere vahyolduğu gibi okumalısın" diyenleri de beğeniyor.
"Mezhepler rahmettir" - "Allâh mekândan münezzehtir" - "Şefaat haktır" - "Din de 4 ana kaynak vardır" diyenleri yine beğeniyor bunun aksini savunanları da beğeniyor?
Çok acı. "Müslümânım" diyoruz fakat daha nasıl inanacağımızı bilmiyoruz. Hatta neye inandığımızı biliyor muyuz?
Bebekliğimizden beri ismimizi ezberlediğimiz gibi 'Elhamdulillâh Müslümânım' sözünü de ezberden ötelere geçirememişiz.Ebedî hayatımızın kurtuluşu için dinimizi doğru yerden, doğru şekilde öğrenmeye mecburuz.
Yaptıgımız beğeniler sadece"Paylaşımı gördüm" demek değildir.
"Hak veriyorum. Aynısını düşünüyorum.Kabûl ediyorum.
Böyle inanıyorum..." demektir de Ayrıca.Kişi,her durumundan-ahvalinden -fikrinden-sorumludur. Sorumluluk seçimdir. Seçim ise ya cezadır ya da mükafatır. Hayat sigortası, seçimini ebedî yurduna yönelik yapılan karardır.Ves'selâm.