Savm, Oruç Tutmak Manâsındadır. Oruç, Nefs ile Mücahedenin En Büyük Rüknüdür. Kâmil Bir Mü’min, Ramazân-ı Şerif Gelmeden Birkaç Gün Önce, Aşağıda Zikrolunacak Âdâba Riâyet Ederek Hazırlanmalıdır:
Tırnaklarını, Sakalının Bir Tutamdan Fazlasını ve Bıyıklarının Fazlasını Kesmeli; Baş, Koltuk ve Kasık Tüylerini Yok Etmeli, Gusletmelidir.
Oruçta Âdâb Olan, Sahuru Terk Etmemektir. Zirâ Sahur Yemeğinin GIDA-İ MÜBÂREK Olduğu Hadîs-i Şerif ile Teyit Buyurulmuştur.
İftarı da Tacil Etmelidir. Enbiyâ-i Zişân Efendilerimizden Üç Şey Sünnet Olmuştur:
1. İftarı Tacil Etmek,
2. Sahuru Tehir Etmek,
3. Misvak Kullanmaktır.
Her Müslüman, Ramazân-ı Şerifi Kendisi Hakkında Nimet Bilip, Şükrünü İfâya Gâyret Etmelidir. Her Ramazan, Bir Evvelkinden Sonra Yani İki Ramazan Arasında İşlenen Günâhlara Kefâret Olur Diye Eser Vârid Olmuştur.
Hadîs-i Kûdsîde, “Oruç Benimdir ve Onun Mükâfatını Ben Veririm!” Buyurulmuş Olması, Orucun Efdal Olduğuna Delâlet Eder.
Bütün İbâdet ve Taât Arasında Orucun Özel Olarak Cenâb-ı Hakk’a Mahsûs Olması, Aşağıda Sıralanan Birçok Yönleri ile Beyân Olunmuştur:
1. Oruç, Hâlik ile Mahlûk Arasında Bir Sırdır ki, Mahlûktan Kimse Onu Bilmez.
2. Hiçbir Millet, Oruç Tutarak İbâdet Etmemişlerdir. Cehâlet Zamanında Haccederler, Kurban Keserler, Sadaka Verirlerdi. Yahudiler ve Hıristiyanlar Namaz Kılarlardı. Sözün Kısası, Kâfirler Putlarına Her Türlü İbâdeti Yaptılar Ancak Oruç Tutmadılar. Cenâb-ı Hakk, Oruç ile İbâdeti Yalnız Zât-ı Ecelli Âlâsına Mahsûs Kılmıştır. Onun İçindir ki, “Oruç Benimdir ve Onun Mükâfatını Ben Veririm!” Buyurulmuştur.
3. Oruçta, “Allah’ın Ahlâkı ile Ahlâklanınız.” Hadîs-i Şerifine İmtisal Vardır. Cenâb-ı Hakk, Yemek ve İçmek Gibi Noksan Sıfatlardan Münezzehtir. Bu Sebeple Oruç Tutan, Cenâb-ı Hakk’ın Ahlâkından Birine İmtisal Etmiş Olur.
4. Orucun Allah’a Nispet Olunması Tâzim İçindir ki, Orucun Gâyet Makbûl ve Şânı Büyük Olduğunu Göstermektedir.
5. Oruç İbâdetin Kapısıdır. Nitekim Hadîs-i Şerifte, “Oruç Tutan Âbidin Uykusu İbâdettir. Her Nefesi Tesbihtir. Duâsı Müstecâbdır ve Ameli Kat Kattır. Her Şeyin Bir Kapısı Vardır. İbâdetin Kapısı da Oruçtur.” Buyurulmuştur.
6. Oruç, Bedenin Sıhhatine Sebeptir. Sıhhat Olmazsa, Cenâb-ı Hakk’a İbâdet Olmaz. Bu Sebeple İbâdet Bedenin Sıhhatine, Bedenin Sıhhati de Oruca Bağlıdır. Nitekim Hadîs-i Şerifte, “Namaz, Îmânın Delili ve Hüccetidir. Zekât, Malın Temizleyicisidir. Oruç, Nefsin Sıhhatidir.” Buyurulmuştur.
İbn-i Mesud Radiyallâhû Anh Hazretlerinden Rivâyet Olunmuştur ki, “Her İlletin Aslı, Mideyi Yemekle Doldurup İfsâd Etmektir.” Buyurulmuştur. Hadîs-i Şerifte de, “Devânın Başı Perhizdir.” Buyurulmuştur. İleride, Yemeğin Âdâbı Bölümünde Bu Konuya Değinilecektir. Perhiz, Oruçta Kâmilen Bulunduğundan, Bedenin Sıhhatinin Sebebi Olduğuna En Kuvvetli Delildir.
Muhammed İbn-ül Yemani Hazretleri, “Altı Kişiye Altı Şey Sordum. Doktorlara İlâcın Şifâ ve Tesir Bakımından En İyisini; Hükemâya Hikmetin Tahsilinin Medar ve Sebebini; Âlimlere İlmin Tahsil ve Muhafazasının Sebebini; Âbidlere İbâdet ve Taâtin Tahsilinin Sebebini ve Her Türlü Eşyânın Makbûlü Onlarda Bulunduğu İçin Padişâhlara da, Her Eşyânın En Üstün ve Değerlisinin Hangisi Olduğunu Sordum. Bunların Hepsi de Bana, “Az Yemek ve Açlıktır!” Cevabını Verdiler...” Buyurmaktadır. Oruçta ise Bunların Her İkisi de Mevcuttur.
Oruç Tutacak Kimse Oruca Niyet Ettiği Gibi, Nefsini Kırmağa ve Zayıflamağa da Niyet Etmelidir. Aynı Zamanda Kendisini Yemekten, İçmekten ve Cinsî Münâsebetten Alıkoymağa Niyet Ettiği Gibi, Bütün Azâsını da Harâmlardan Korumağa Niyet Etmelidir.
Oruçlu Olan; Özürsüz Hamama Girmekten, Kan Aldırmaktan ve Eşi ile Oynaşmaktan da Sakınmalıdır.
Namazdan Önce İftar Etmelidir. Hadîs-i Şerifte, “Akşam Namazı ile Akşam Yemeği Hazır Olanlar, Yemeği Namazdan Önceye Alınız.” Buyurulmuştur.
Oruç Tutanları İftara Dâvet Etmelidir. Nitekim Hadîs-i Şerifte, “Bir Kimse Bir Gazinin Cihada Gidebilmesi İçin Gerekli Silâh, Yiyecek ve Giyeceğini Hazırlasa veyâ Oruç Tutan Birisini İftara Çağırsa, Onların Sevâbı Kadar Kendisine de Sevâp Verilir.” Buyurulmuştur.
Oruç Tutulduğu Gün Açlığın ve Susuzluğun Şiddeti ile Ecrinin Artması İçin Alışık Olduğundan Fazla Uyumamalıdır.
Yiyeceklerini Mümkün Olabildiği Kadar Islâh Etmelidir. Nitekim Hadîs-i Şerifte, “Kıyâmet Gününde Üç Çeşit Yemek ve İçmek Gibi Şeylerden Soru Sorulmaz. Bunlar:
1) İftar İçin Hazırlanan Yiyecek ve İçeceklerden,
2) Sahur İçin Hazırlanan Yiyecek ve İçeceklerden ve
3) Misâfir İçin Hazırlanan Yiyecek ve İçeceklerden...” Buyurulmuştur.İftar Vakti Şu Duâ Okunmalıdır:
Allahümme Leke Sumtü ve Bike Âmentü ve Aleyke Tevekkeltü ve Âlâ Rızkıke Eftartü.
{Duânın Arapçası Medya Bölümünde Ikinci Sıradadır}Âişe Radiyallâhû Anhâ Vâlidemizden Rivâyet Olunduğuna Göre Şu Duâyı Okumalıdır:
Allahümme İnneke Afüvvün Tuhibbül Afve Fâ’fu Anniy.
{Duânın Arapçası Medya Bölümünde Birinci Sıradadır}
Ramazân-ı Şeriften Sonra Kendisini Ölçmelidir. Şöyle ki; Ramazandan Önceki Hâli ile Ramazandan Sonraki Hâline Bakmalı, Eğer Bir İlerleme ve Olgunlaşma Varsa, Ramazân-ı Şerifte Olan Taâtinin Kabûlüne Alâmet Sayarak Şükretmelidir. Eğer Eksiklik Sezilirse, İstiğfâr Etmelidir.
Ismen Duâ ile Selâmetle...