"Kral Lisa'nın doğum gününü nereden biliyordu Eider?" Eider arkadaşının kıskançlığına anlayış göstererek sorusuna sakince cevap verirken bir taraftan temiz ve ütülenmiş olan ekose eteğini ve beyaz gömleğini kontrol etti. Kurt sembolü ise kalbinin tam üstünde duruyordu.
"Çünkü ona bunu ben söylemiştim ve kardeşimin doğum gününü kutlamasını rica etmiştim. Lisa önemsenmek ister ve gösterişi çok sever Eric, onun bu yönünü sevmesemde böyle bir yapısı olduğunu artık kabul ettim."
Eric huzursuzlanarak geri çekildi ve Eider'in yüzüne bakmaya çalıştı. Olan biten her şeyi sadece o mu yanlış anlıyor ya da yanlış görüyordu.
"Eider ters giden bir şey var dostum," dedi Eric aniden ama bunun nedenini Eider'e söyleyemeyeceğini biliyordu.
"Neyin ters gittiğini düşünüyorsun Eric? Buradayız belki de kraldan maddi yardım alacağız ve halkımız huzura erecek, Lisa mutlu, sen yanımdasın... Daha ne isteyebilirim ki?"
Eric büyük odanın içinde dolanmayı kestiğinde gözlerini Eider'in üzerinde gezdirdi ve abartan tarafın kendisi olduğunu düşünmek isteyerek susmayı tercih etti.
"Haklısın Eider, bu saray bana hiçbir zaman iyi gelmedi ve sanırım yine saçmalamama neden oluyor."
Eider başını salladı ve ona kapıyı gösterdi.
"Katılmamız gereken bir balo var lordum..." dedi Eider gülümseyerek ve Eric onun mutluluğunu bozmamak için dudaklarına yerleştirdiği sahte gülümseyişiyle Eider'in taklidini yaparak...
"Kesinlikle katılmamız gereken bir balo var lordum," dedi ve Eider'in kahkahalar atmasına neden oldu.
*
Ve iki genç adam krallarıyla beraber balo salonun ortasında dikilip muhabbet etmeye daldıkları sırada bütün salonun sessizleşmesiyle arkalarına dönüp baktıklarında insanların sessizleşmesini ve nefeslerini tutmalarının nedenini anlamışlardı.
"Meleğim..."
"Lisa..."
"Leydi Lisa..."
Üç adamın şaşkınlığını tüm salon gülümseyerek izlemişti ama en çok da kralın ilgisi ve şaşkınlığı dikkat çekmişti. William insanların ona ve Lisa'ya bakmaları üzerine ellerini birbirine vurdu ve şarkıların devam etmesini emretti. İlgi üzerlerinden kalktığında hepsi rahatlamış gibi bir 'oh' çektiler.
Lisa hangisine bakacağını bilemediği için bakışlarını ayaklarına indirdi ve onlardan birinin konuşmasını bekledi.
"Meleğim gerçekten çok güzel olmuşsun bu elbise sana gerçekten çok yakışmış."
Lisa gülümseyerek William'a baktıktan sonra gözlerini ellerini tutan Eider'e çevirdi.
"Kralımızın hediyesi... Beni gerçekten dünyanın en mutlu insanı yaptınız kralım çok teşekkür ederim bu elbise çok değerli olmalı," dedi Lisa gözlerini William'a dikerek. William boğazını temizledi ve bakışlarını Lisa'dan uzak tutabilmek için içkisinden küçük küçük yudumlar almaya başladı.
"Sizin güzelliğinizin yanında lafı bile olmaz leydim," diyerek oradan hızla ayrıldı. Lisa sadece Eric'in sesini çıkarmadığını fark ettiğinde genç aşığının William'ı kıskanıyor olduğunu anladı ve ilişkilerinin gün yüzüne çıkmaması için Eric'in aklını karıştırması gerektiğini anladı.
"Eric sen doğum günümü kutlamayacak mısın?" dedi ve Eider'den destek almak ister gibi dirseğini Eider'in karnına vurdu. Eider onun darbesiyle güldü ve arkadaşının kolunu tutarak onu Lisa'ya yaklaştırdı.
"Siz gençler aranızdaki meseleyi halledin ben güzel bayanlarla ilgilenmeye gidiyorum," dedi ve Lisa'ya dönerek önünde eğildi ve kardeşinin elini sıcak dudaklarına bastırarak...
"Doğum günün kutlu olsun meleğim iyi ki varsın... Sen olmasaydın yaşayamazdım bunu unutma..."
Lisa Eider'in yanından kaçarak uzaklaşmak ve söylediklerini duymamak için boğazı acıyana kadar çığlık atmak istiyordu ama bunların hiçbirini yapamadan Eider onu sarsacak sözlerini söyleyip gitmişti bile, bayılmak üzere olduğunu hissetti ona dolanan sıcak ve kaslı kolun desteğiyle doğruldu ve Eric'in onu büyük balkonlara doğru sürüklemesine izin verdi.
"İyi misin Lisa?" dedi Eric ama Lisa ondaki soğukluğu çoktan fark etmişti. Eric William'ı anlamış olmalıydı. Onun bu fikrini değiştirmek için ise ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Artık kadınların gizli gücünü öğrenmişti ve bunu kullanmaktan asla çekinmeyecekti. Eric'in ona kararsızlıkla bakan gözleri ise onu kolayca ele geçirebileceğine dair küçük bir işaretti.
"Ben iyiyim fakat sen iyi misin Eric? Doğum günümü kutlamadın ve bana bir kez olsun gülümsemedin bile," diyerek dudaklarını küçük bir kız çocuğu gibi astı.
Eric Lisa'nın ondan beklediklerini duyduğunda içinin yeniden umutla dolduğunu hissetti ve dudaklarını açıp konuşmak istediği o an da Lisa'nın parmakları üstünde yükselip ona verdiği sıcak öpücüğüyle kendinden geçti. Doğum günü olan Lisa'ydı ama en güzel hediyeyi kapan kendisiydi...
Lisa'nın öpücüğü o güne kadar aldığı en güzel ve en şaşırtıcı hediye olmuştu. Eric öpücüğün vermiş olduğu şaşkınlıkla gözlerini ovalamak ve ellerini Lisa'nın kollarında gezdirmek zorundaymış gibi hissederek öylece olduğu yerde durdu. Aklında Lisa'ya dair duyduğu endişelerin hepsi kuş olup uçup gitmişti. Lisa onu seviyordu ve Eric bundan sonra başka hiçbir şey düşünmeyeceğine dair kendisine söz verdi.
Öpücükleri son bulduğunda Lisa utanarak geri çekildi ve koşar adımlarla balo salonuna girdiğinde kendisini William'ın kolları arasında buldu. Evet Eric'i kandırmıştı bunu genç adamın şaşkın ve sevgi dolu bakışlarından anlamıştı ama aynı anda iki adamı memnun etmek onun için gittikçe zorlaşıyordu. Eric'in okşadığı kollarını şimdi William öfkeyle sıkıyor ve gözlerinin içine öfke ve arzuyla bakıyordu. Lisa onun sert tutuşundan kurtuldu ve Eric'i neden öptüğünü açıklamak için William'ın önünde adeta karaya çarpan bir balık gibi çırpınmaya başladı.
"Bunu fark edilmemek için yaptığını biliyorum ama benim aldığım elbiseyle o barbarın kollarında erimene bir daha izin vermeyeceğim bu gece yine odama geleceksin beni anladın mı Lisa?"
Lisa bakışlarını William'ın arzu dolu yüzünde gezdirdi ve onun yanından geçerken William'ın kulağına doğru sokuldu...
"Bütün gün sizi arzulamış olmam da bir şeyi değiştirmez mi kralım?"
"Beni zorlama kadın, sakin bir gece geçirmek ve gecenin sonunda seninle sevişmek istiyorum..."
"İstediğiniz her şeyi elde eder misiniz kralım?"
"Her zaman."
Lisa kahkahalar atarak büyük salonu geçip kapıdan çıkmıştı. Kendisini odasının karanlığında bulduğunda soluk soluğaydı. Yatağına oturdu ve kendisine bakarak derin bir iç çekti.
Güzel bir kadının isteyipte yapamayacağı hiçbir şey yoktur.
Diye düşündü ve kendisini yatağının ortasına atarak kahkahalar atmaya başladı.
Bütün planları istediği gibi ilerliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORDUM (İngiliz Çiçekleri 1. Kitap)
RomanceSavaş meydanlarındaki zaferleriyle tanınan, güçlü bir İskoç savaşçı... Eider McDuck, çıktığı son görevde, ummadığı bir şekilde oyuna getirildi. Kardeşini kurtarmak için, düşmanıyla el sıkıştı ve bir yabancıyla evlendi. Evlendiği kadın dünyanın en gü...