"Hayır, Eider benim için bizim için yaşamanı istiyorum. Yaşa ki, seni istediğim her an yanımda ol, yaşa ki seni ne kadar çok sevebileceğimi kendi gözlerinle gör..."
Eider, içinde kabaran arzusuna gem vuramadı ve Rose'un ıslak küçük incisine dokunmaya başladı. Dişlerini sıkıyor ve ona karşı koyacak gücü içinde arıyordu ama elleri ona ihanet ediyordu. Ona her dokunduğunda, Rose elleri altında parçalanacak gibi oluyor, sonra tekrar rahatlıyordu. Eider, başını eğip göbeğine ve göğüs uçlarına ıslak öpücükler kondurmaya başladığında, Rose alev alacağını düşündü her yerden saldırıya uğruyordu. Eider kadınlığını ve tüm hassas noktalarını uyarıyor onu canlandırıyordu. Buna daha fazla dayanamadı ve derin bir inleyişle göklere çıktı. İşte yıldızları tekrar görmüştü. Eider, ellerini onun iki yanına koymuş ve üstünde yükselmişti. Onun tatmin olmuş güzel yüzünü izlemek, Eider'e mutluluk veriyordu. Rose, göğüs uçlarının sızlayışıyla tekrar arzusuna uyandı. Bu bir rüya değildi. Çok daha fazlasıydı...
"Eider..."
Eider, cevap vermiyor onu ezberlercesine yüzüne bakıyordu. Gözlerini bile kırpmadan, onu seyrediyordu. Rose, iki yanında uzanan kaslı kollara ve çıplak vücuduna değen güzel saçlara uzandı, Eider'in yüzüne düşen bir tutamı alarak, dudaklarına götürdü ve öptü. Bu her şey demekti ve Eider buna inanamıyordu. Sertleşen ve aklını bir köşeye atan erkekliğine, söz geçirmeye çalışıyordu. Duyguları işe yaramaz bir hâle gelmişti. Rose'un kızaran güzel bedeni ve kokusu onu etkisi altına almıştı.
"Beni tamamla Eider. Seni isteyen ruhumu yalnız bırakma..."
Eider, yavaşça bacaklarının arasına girdi ve Rose'un kapılarını aralayarak içeri süzüldü. Ben geldim dercesine, ona şarkılar söylüyordu. Her hareketinde ikisi de inliyor, çığlık atıyorlardı. Tenleri birbirine değiyor, sıcak terleri bedenlerinden aşağıya doğru süzülüyordu. Rose Eider'in güzelliğine kapılıp gitmişti, dudaklarından dökülen her bir inleyiş, ikisini kör ve sağır ediyordu. Onları herkesin duyması umurlarında bile değildi. Eider, onun sesini her duyuşunda daha fazla sertleşiyor, onu mutlu etmek için hareketlerini hızlandırıyordu. Bu arzuyu kimse görmezden gelemezdi. Belki de, onları herkes duymalıydı bu aşka herkes şahit olmalıydı. Onlar iki yabancıdan fazlasıydı Eider bunu zevkle ona doğru yükselen güzel bedende ve arzuyla kızaran gözlerde görebiliyordu.
Rose ve Eider'in zevk dolu çığlıkları duyulduğunda, dışarıda bir çığlık koptu.
"Öleceksin Rose Crowfeld! Soğuk kanın, ellerime akacak..."
Ve gecenin sessizliğine bir kötülük daha fısıldanmıştı...
"Hiç ummadığın bir anda, kendini son duanı ederkenbulacaksın Eider McDuck!"N�2�l��
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORDUM (İngiliz Çiçekleri 1. Kitap)
DragosteSavaş meydanlarındaki zaferleriyle tanınan, güçlü bir İskoç savaşçı... Eider McDuck, çıktığı son görevde, ummadığı bir şekilde oyuna getirildi. Kardeşini kurtarmak için, düşmanıyla el sıkıştı ve bir yabancıyla evlendi. Evlendiği kadın dünyanın en gü...