LORDUM (İngiliz Çiçekleri 1. Kitap)

-27-

"Demek geldin Lisa."

"Kralım emrettiği için buradayım," dedi Lisa baştan çıkarıcı sesi ve güzel vücuduyla William'ın etrafında dolanmaya başlamıştı. Göğüslerini ona sürüyor ve her defasında William'ın onu yakalamak için uzanan ellerinden kaçarak odayı kahkaha sesleriyle süslüyordu.

William, "Lisa yanıma gel ve beni dinle," dediğinde Lisa William'ın yanına gelerek önüne geçti ve diyeceklerine kendini hazırladı. İçini saran korku midesinin bulanmasına neden oluyordu. William'ın onu başından atmasından korkuyordu. Lisa oyununa daha yeni başlamışken William bunu bozamazdı. Çok şey kaybetmişti ve bunların karşılığını ondan almak istiyordu.

"Lisa..." Lisa William'ın konuşmak için araladığı dudaklarına tutunduğunda William gülerek geri çekildi ve Lisa'nın ellerini tutarak konuşmak için ondan müsaade istedi.

"Seninle bir ömür geçirebileceğimi biliyorum ve seninde bir kraliçe olmak istediğini gözlerinde görebiliyorum ama bunun için beklememiz gerekiyor Lisa... Belki bir yıl belki beş yıl... Bu zaman zarfı içinde benim yanımda olup sabırla beni bekleyebilir misin?" dediğinde Lisa ağlayacağını anladı ve William'ın boynuna atlayarak onu sevdiğini söylemeye başladı. Ve Lisa o an gerçeğin farkına vardı. Boynuna sarıldığı kokusunu içine çektiği ve gittiğinde özleyecek olduğu bu adamı gerçekten seviyordu.

"Seni bekleyeceğim William krallığının güçlü temellerini attığından emin olana kadar seni bekleyeceğim ister beş yıl ister on yıl olsun seni bekleyeceğim," diyerek William'ın sarhoş edici dudaklarında tekrar kayboldu.

*

5 Mart,1290

"Seni seviyorum William." William seneler geçmesine rağmen Lisa'yı hâlâ ilk günkü gibi seviyordu. Askerleri taht odasından çıkmış onları yalnız bırakmışlardı. Ve bu sayede William'da sevgisini, özlemini Lisa'ya gösterebiliyordu.

"Lisa orada İngiliz askerlerinin arasında ne yapıyordun?" diye sordu William ama Lisa kurtulduğuna inanamıyormuş gibi William'a dokunuyor onu öpüyor ve aklını yitirmiş gibi etrafına bakıp duruyordu. William onu kollarından tutarak sarstığında Lisa kendini toparladı ve olan biten her şeyi Edward'la Eider'in yeni bir ülke kurma planlarını, onu tahtan indirmek için yaptıklarını ve Eider'in anlaşmalı evliliğini bir çırpıda William'a anlattı.

O konuşmasını bitirdikten sonra William bir yere oturması gerektiğini hissetti. Onca çabayla kurduğu krallığı ellerinden kayıp gidiyordu ve bunu yapan adamın kardeşi şu an karşısında duruyordu.

"William iyi misin?" diye sorarken Lisa çoktan onun ayaklarının dibine çökmüştü.

"Benim için her şeyi yapar mısın Lisa?" dedi William alnını ovuştururken aklına gelen planları sıraya koymaya çalışıyordu.

Lisa bir an olsun tereddüt etmedi ve ona, "evet senin için her şeyi yaparım," dedi.

"Eider sana kötü bir şey olmaması için ne yapar Lisa?"

Lisa bir adım geri çekildi, William onu korkuttuğunu anladığında tahtından kalkarak sevdiği kadına sarıldı ve siyah saçlarını okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştı.

"Sana bir şey olmasına asla izin vermem Lisa. Sen benim her şeyimsin... Sen olmadan bu krallık benim için anlamsız olurdu," dediğinde Lisa başını omzundan kaldırarak gözlerinin içine bakmaya başladığında William gelecek cevabı sabırla beklemeye başladı. Çünkü bütün planlarını onun vereceği cevaba göre yapacaktı.

"Eider bana bir şey olmaması için her şeyi yapar William, o benim için canını bile verir. Bu aralar benim önüme yeni gelini geçmiş olsada onun için hâlâ değerli olmalıyım," dedi ve başını tekrar William'ın omzuna koydu.

"Lisa Eider'in bir grup askeri şu an elimde ve sende onlar gibi benim tutsağım olarak görüneceksin," dediğinde Lisa'yı tekrar korkutmuştu William ama bu sefer onun dudaklarına ateşli bir öpücük kondurarak Lisa'nın aklında ki kötü düşüncelerin hepsini silmişti.

"Benden ne istediğini açık açık söyleyecek misin William?"

"Eider buraya gelmesi uzun zamanını almayacaktır Lisa, o buraya geldiğinde sen zindanda olacaksın ve onu benim acımasızlığıma inandırmak zorundasın."

"Yani?"

"Yani Eider zindana girdiğinde senin benim tarafımdan tecavüze uğradığına inanmalı bu sayede sen onunla birlikte geri dönebilirsin. Ben askerlerimi ve benim yanımda olan lordları topladığımda seni almak için geri döneceğim Lisa."

Lisa onun planı karşısında hayrete düşsede onu suçsuz gösterebilecek tek şeyin bu hikâye olduğunu biliyordu. William'ın rahatlatıcı parmaklarını saçları arasında hissettiğinde sevdiği adamın onu rahatlatmak için uğraştığını anlayarak yüzünü William'a doğru kaldırdı ve çenesine ufak bir öpücük kondurarak başını göğsüne yasladı. William onun sadakatinden ve aşkından hiç şüphe etmemişti ve şimdi kolları arasında duran güzel kadının onun için her şeyi yapabileceğine inanıyordu. Ellerini Lisa'nın kollarında gezdirdi ve yüzünü elleri arasına aldığında onun ne kadar yorgun olduğunu gördü.

"Lisa biraz dinlen ve daha sonra yapman gerekeni yap aşkım, ben Eider bu kaleye yaklaşırken, kaçıp gideceğim o seni zindanlarda bulmalı bunu unutma..." dedi veLisa'yı taht odasında bırakarak askerlerine bakmak için hızla orayı terk etti.

Lisa ancak birkaç saat uyuyabilmişti ve yapması gerekenler aklını kurcalarken gözlerini kapatıp derin bir uykuya dalmak onun için imkânsız bir lükstü. Gözüne kestirdiği sivri ve sert köşelere önce yüzünü daha sonra vücudunu çarpmaya başladı ve bu sayede görüntüsünü tamamlamış oldu. Aynada acıyla sızlayan bedenine baktığında gözlerinden süzülen yaşları engelleyemedi ve elbisesinin eteğine uzanarak onu da boydan boya yırttı.

İşte şimdi olmuştu...

William onu odasından almaya geldiğinde birbirlerine sarılıp sözler vermişler dakikalarca öpüşüp koklaşmışlardı. Lisa zindanın kapısının arkasından William'a bakarken onun için her şeyi yaptığına ve yapabileceğine inanmaya başlamıştı.

"Seni seviyorum William..."

"Bende seni seviyorum Lisa... Korkma seni almaya geleceğim..."

t.fr.I2