-29-

9.3K 545 17
                                    


Eider, "Neler duyduğunuza bağlı, lordum," diyerek kestirip attı. Derek, araya girme ihtiyacı hissederek konuşmaya başladı. "Bize, neler olduğunu anlatmalısın dostum. Sana, ancak o zaman yardım edebiliriz. Herkes birbirine düşmanken, biz kopmadık ve daha da güçlendik şimdi neden düşman olalım ki?"

Derek konuşuyor ama aynı zamanda gözleriyle dört kadını tarıyordu. Neler döndüğünü anlamaya çalışır gibiydi. "Önce sakin olmanızı ve duyduğunuz tüm o saçmalıkları unutmanızı istiyorum," dedi Eider. Onlara ancak bu şekilde yardımcı olabilir ve olan biteni tarafsız bir şekilde anlatabilirdi. Arkadaşları onu bir vatan haini ya da tahtta gözü olan bir alçak olarak görüyor olmalıydılar ama Eider tüm gerçeği en ince ayrıntısına kadar onlara anlattığında arkadaşlarının ona hak vereceğini düşündü.

Torry, ellerini havaya kaldırarak 'unuttuk dostum' der gibi Eider'e bakmaya başladı, her zamanki gibi alaycı ve tedbirliydi. Eider sakince onların yanına yaklaşarak, onlara her şeyi anlattı. Arkasında duran kızıl saçlı güzel kadınla, evlenmiş olduğunu da söyledi. Edward'ın, kendisinden geçici bir yönetim kurmasını istediğini açıklayarak, kardeşinin ve askerlerinin William'ın elinde olduğunu sözlerine ekledi. Bu yeni krallığın diğer yöneticileri de karşısında duran üç adamdan başkası olamazdı. Eider, karşısında duran adamların donup kalışlarını uzamaya başlayan sakallarını kaşıyarak izledi.

"Sen çıldırmış olmalısın Eider! Ne yani, William'ı tahtından alacağız ve Edward için daha rahat bir ortam yaratacağız öyle mi?" dedi Torry sinirle. Tepkisine hak vermemesi mümkün değildi, ama kendisine de söz hakkı verilmemişti. Bir anda istemediği bir karmaşanın içine yerleşmiş, bir lâbirentte kısılı kalmış gibi hissetmeye başlamıştı. Sakinliğini, korumak zorundaydı.

"Hayır Torry, halkımız için daha da güçleneceğiz. Herkesin güvenini kazanacağız ve dimdik ayakta durup bu ülkeyi de ayakta tutacağız. William'ın, o koltuğu ve bu halkı hak etmediğini siz de benim kadar iyi biliyorsun," dedi kararlı bir şekilde, onlara tüm nedenleri ve sonuçları anlatmaya çalışıyordu. Üç adam da, duyduklarına karşı çıkmamıştı. William, bu ülkeyi ve onurlu halkını hak edecek bir şey yapmamış, korkağın teki olmaktan ileri gitmemişti. Robert beyaz sakallarını çekiştirircesine karıştırdıktan sonra, ağır adımlarla Eider'in önünde durdu. Gözlerini, Eider'in üstüne dikiyor ve onun her tepkisini ve sözünü dikkatle dinliyordu. Mantıklı bir yol bulmak istediği çok açıktı. Eski kafasından ve düşüncelerinden kurtulmak için kendi içinde bir savaş veriyordu.

"Seninleyim evlat! Babana söz verdim, sana sahip çıkacağım ve seni koruyacağım." Derek ve Torry de Robert'le aynı görüşte olduklarını söyleyerek, başlarını olumlu anlamda salladılar. Şüpheleri olmasına rağmen üç adamda onunla olmayı seçmişti. Eider bir işin daha üstesinden gelmenin verdiği huzurla, derin bir iç çekti. Aklında olan diğer planlar için biraz daha beklemeye karar verdi. Karşısında duran adamlar her şeyi yeni yeni kabullenmişken, onları kaçırmanın hiçbir yararı olmazdı.

Rose'un sesini duyduğunda, hızla arkasına döndü. Rose, dudaklarının ve gözlerinin kenarları havaya kalkmış bir şekilde ona bakıyordu. Eider arkadaşlarının yanından ayrılarak, hızla Rose'a doğru yürüdü ve onu kolundan tutarak kardeşlerinden uzağa sürükledi. Gözlerindeki merak, siniri ile harmanlanmıştı. Olan bitenden haberi olmak zorundaydı ve bu lanet adam onu hep olayların dışında bırakıyordu.

"Lordum, aklınızdan neler geçiyor bilmek istiyorum."

"Sadece benim bilmeni istediğim kadarını öğreneceksin İngiliz." Evet, bu gerçekten onur kırıcı olmuştu ve Eider gözlerini ondan tarafa çevirmeden yoluna devam etmeye başladı. Yapacağı her şey için Rose'la karşı karşıya gelecek ve herkesle mücadele edecekti. Ona karşı güçsüz olamazdı. Rose duyduğu kırıcı sözlere aldırmadan, Eider'in yanından hızla uzaklaştı ve kardeşleriyle beraber atını sürmeye başladı. Şimdi değil ama zamanı geldiğinde bunu ona ödeteceğine dair yemin etti.

LORDUM (İngiliz Çiçekleri 1. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin