"Kızım sen anahtarı tek mi aldın 2 tane mi?"
"Tek aldım. Kaç almam lazımdı?"
"İki tane alacaktın tabii ki."
"Sebep?"
"Çünkü eğer tekli aldıysan onun çifti başkasındadır."
"Ne?"
Yeni öğrendiğim bir bilgiye göre benim dolabın bir sahibi daha varmış.
Hadi bakalım çık işin içinden!
"Nasıl ya? Kaç zamandır ben o dolabı kullanıyorum. Anca mı aklına gelmiş tepki vermek?" diye Betül'e çıkışırken asıl sinir olduğum kişinin o olmadığını sonra anladım.
"Bana niye bağırıyorsun ya?! Allah Allah!"
Betül sert bakışlarını bana gönderirken korkum merakımı yenmişti.
"Tamam reis sakin ya. Ben o şeyi şey yapana şey yaptım." dediğimde ikimizde bir süre anlamadık ama sonra yüzümüzü buruşturduk.
"Ben sana demedim mi o anahtarı ikili alman lazım diye?" diye hesap soran arkadaşıma kaşlarımı kaldırdım.
"Ne zaman dedin?"
"Taa sen dolabı almaya karar verdiğin zaman. Ne zaman olacak?"
Düşündüm düşündüm düşündüm. Sonra garanti olsun diye bir daha düşündüm ama yok. Ne zaman dedi bu kız ya? Benim niye haberim yok.
"Betülcüğüm benim niye haberim yok söylediğinden?" diye bu sefer ben hesap sorduğumda Betül eliyle yüzüne vurdu.
"Hata bende. Daha sabah ne yediğini hatırlamayan kıza bilmem kaç hafta öncesini niye soruyorsam!"
"Ya saçmalama! Sabah tost yedim ben." dediğimde kafamda şimşek çaktı. "Yoksa dün sabah mıydı o?"
Betül bana umutsuz vakaymışım gibi bakarken ben hala düşünüyordum.
Dün sabah simit yememiş miydim ben? Yok bu sabah simit yedim. O zaman tostu ne zaman yedim ki?
"Ay Elif! Hala ne yediğini mi düşünüyorsun sen?"
Evet arkadaşlar bu gün de azara doyduk elhamdülillah.
"Ya merak etmiş olamaz mıyım?"
Betül sabır çekerken ben de artık asıl konuya yöneldim. Şimdi benim dolaptan bir kağıt çıktı ve bana ait değil. Dolabın normalde iki anahtarı olması gerekirken ben bir anahtar almışım. Bu da demek oluyor ki diğer anahtar başkasında. Yani benim dolabın bir sahibi daha var. Yani benim dolapdakileri gören biri daha var. Yani benim defterleri de gören biri daha var.
Bir dakika...
Hayır!
"Betül! Benim dolapdakileri gören yabancı biri var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...