Şok olmasam da şaşırmıştım hani. Babamın izlettirdiği videoda belli üç eleman vardı. Kaan, Cem ve bilin bakalım kim?
Ben. Bi yerden de eksik kalayım dimi? Yok, olmaz. Bir olay varsa benim de orada olmam lazım.
'Ya da sen varsın diye olay var.'
Bu da ihtimal dahilinde tabii.
Videoda Kaan ve Cem'in kavgası vardı. Bir de onları ayırmaya çalışan ben.
"Bu ne kızım?"
Heh gel şimdi cevap ver adama.
"Kim bunlar?" diye devam eden babam beni biraz germişti. Sakince yanına oturdum ve videoya baktım biraz daha.
"Kim kim baba? Ne oldu?"
İçeriye giren abimle beraber kadro tamamlanmış oldu.
Babam abime cevap vermek yerine bana bakmaya devam etmeyi tercih etti. Ben de gerilmeye devam etmeyi tercih ettim.
"Baba şey..."
'Çaresizlik.'
Güzel başlangıç, umarım devamı gelir.
"Ney?"
Babam asla bana yardımcı olmuyordu. Anneme baktım, o da merakla bana bakıyordu. Abime döndüm, o da olayı anlamaya çalışıyordu. Kaldık yine baş başa.
Videoyu çekene sinirlenmemeye çalışıp cevap verdim.
"Kavga ediyorlardı baba, ben de ayırmış bulundum."
Babam beklemeden yeni sorusunu sordu.
"Bunlar kim ki sen onları ayırıyorsun?"
Biraz daha anlatmamaya devam edersem babam sinirlenecek gibiydi. Sanki şu an değilmiş gibi.
"Baba şey oldu şimdi. Tamam anlatıyorum ama sonuna kadar dinle tamam mı?"
Babam biraz daha sakin görünmeye çalışarak beni dinlemeye başladığında abim gelip babamın telefonuna baktı.
"Lan! Bu ne? Elif bu çocuk seni rahatsız mı etti? Kim bu herif?"
"Abi Allah aşkına dinleyin bi, anlatıyorum."
Abim de koltuklardan birine geçtiğinde babam konuştu.
"Anlat kızım."
Gergin bir nefes alıp verdim. Olanları anlatıp ailemin içini rahatlatmam gerekiyordu. Artık ne kadar rahatlayacaklarsa...
"Şöyle oldu. Biz Azize ben Betül Galata Kulesi'nde buluşmaya sözleştik. Ben de onlardan erken gitmiştim."
Şimdi konuşmalar da duyulduğu için daha detaylı açıklamalar yapmam gerekiyordu.
"Orada onları beklerken bizim üniversiteden biri geldi, videoda sarı saçlı olan. Konuşabilir miyiz dedi. Ben de müsaade ettim konuşması için. İşte aslında kötü niyeti yoktu bence sadece işte şey dedi."
"Ney dedi?"
Babam hiç yardımcı olmuyordu gerçekten.
"İşte baba benimle görüşmek istediğini falan söyledi kibar bir şekilde."
Abim ve babamın kaşları kalkarken oturdukları yerde biraz daha doğruldular sanki. Annem araya girdi.
"Sonra ne oldu?"
Hemen devam ettim ben de.
"Sonra ben de düzgün bir şekilde konuşmaya çalışarak onu reddettim. Yani aslında buraya kadar her şey normaldi, bir sıkıntı yoktu. Ama işte sonra o çocuk bana garip garip sorular sormaya başlayınca işin rengi değişti. Ben de sinirlendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...