"Elif hadi!"
Uzandığım yatakta kafamı yastığa gömüp kendimi boğmaya çalıştım. Bu kadın beni deli edecekti.
"Kime diyorum ben?" diye kızarak odama giren anneme ölü taklidi yaptım. Öldüğümü düşünürse en azından oraya gidemeyeceğimi bilirdi ve beni bırakıp giderdi. Bence çok iyi plan.
"Bak hala yatıyor! Kalksana kızım." diyerek beni dürtmeye başladığında kafamı yastığa gömdüğüm için boğulmak üzereydim. Benim ölü taklidi de gerçekten ölmek üzere olana kadarmış.
"Ya anne gitsene sen. Benimle ne işin var? Ne yapacağım ben orada?" dedim başımı yastıktan kaldırıp. Hayır yani ben gelmesem kıyamet mi kopacaktı?
Annem de benden bıkmış gibiydi ama pes etmeye de niyeti yoktu.
"Kadın dedi kızını da getir dedi ben de olur dedim. Yalancı mı çıkaracaksın beni?"
Bak işte! Benim adıma söz vermiş yine.
"Yahu ana, benim adıma insanlara niye söz veriyorsun? Belki işim var, belki başka bir yere gideceğim."
Annem hafif hafif sinirlenirken konuştu.
"Bir işin de yok bir yere gittiğin de. Kalk hadi bak bir daha demeyeceğim." deyip odadan çıkarken devam etti. "Hayır anlamıyorum ne bu isteksizlik? Sanki tanıyorsun da hiç gitmek istemiyor gibisin."
Annem söylenirken ben de zırlayarak yataktan kalktım. Sonrasında ayaklarımı yere sürerek lavaboya gittim. Kadın beni zorla götürecekti o eve, Kaanların evine.
Lavaboda işlerimi hallettikten sonra abdest alıp çıktım. Sonra yine zırlayarak söylenerek dolabın başına geçtim.
Acaba ne giysem?
Lacivert, koyu mor, haki yeşili fermuarlı feracem var. Bir tane mat su yeşili çıtçıtlı var. Düğmeli siyah var. Siyah, lacivert ve kahverengi elbiselerim var. Acaba hangisini giysem?
Bi de eşarp seçmem lazım tabii. Bej, kiremit rengi, siyah, lacivert, koyu mor, gri, haki yeşili eşarplarım var. Şal kullanmayalı baya oldu ama şallarım da var. Ama yani baya oldu. Umarım takmayı unutmamışımdır.
Bu arada çok gibi gözükebilir ama yılların birikimi bunlar canım.
Neyse neyse, ne giysem ki?
Bence siyah elbisemi giyeyim. Üstüne de... Lacivert. Evet lacivert eşarp. Yani, iyi olur bence.
'Bence şal tak.'
Neden?
'Kaplumbağa deden.'
Te Allah'ım!
'Koyu gri bi şalın vardı onu tak.'
Bilemedim iç ses, pek güvenemiyorum sana.
'Senin asıl sıkıntın da bu zaten.'
Neymiş?
'Elif ben senin iç sesinim.'
Kendi kendime dondum kaldım. Tövbe ya rabbim estağfirullah. Ne yaşıyorum ben ya?
Neyse, iç sesin gönlü olsun. Bugün de gri şal takalım.
Dolaptan çıkardığım ütülenmiş elbisem ve şalımı yatağın üstüne koydum. Bu huyumu çok seviyorum cidden, kıyafetlerimi yıkanınca ütülüyorum. Ve her seferinde kolaylık oluyor.
Tavsiye ederim.
Üzerimi yaklaşık bir 15 dakikada falan giyindikten odadan çıkıp annemin yanına gittim. Aslında daha kısa sürede hazırlanırım ama şal biraz oyaladı beni. Ama neyse ki unutmamışım bağlamayı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...