8.7

337 45 16
                                    

Her insanın çok önem verdiği konular oluyordu belki de. Kimi sevgiye kimi aşka kimi paraya kimi şana şöhrete... Başka başka şeyler olabilirdi bunlar. Sanırım Kaan'ınki de belliydi ve o şey güvendi. Bu, benim de çok önem verdiğim bir konuydu. Ve böyle bir konuda onun bana inanması çok mutluluk verici bir şeydi benim için.

"Ben de değişsin istemem." dedim gözlerim sadece ona bakmazken. "Aramızdaki güven hep taze kalsın, birbirimizin güvenini kırmayalım ben de isterim."

Oturduğum yerde biraz daha dikleştim.

"Ömrümüz yeterse önümüzde çok uzun bir yol var. Ben bu yolda birlikte yürüyeceğim kişiye ne sevgim ne saygım ne de güvenim eksilsin isterim. Yani senin benden beklediğini ben de senden bekliyorum."

Gülümseyip başını salladı bir kez, anladım der gibi. Ben de ufak bir tebessüm ettim. Birbirimizi anlamak çok önemliydi ve ben yavaş yavaş onu anladığımı hissediyordum.

"Sevindim. Beni anlıyor olman çok güzel."

Bu sefer de gülümsedim. Sonrasında yanaklarım kızarmasın hemen diye soğuk sodadan içtim biraz. Kaan da birkaç yudum aldı sodasından.

Sessizlik kısa sürmüştü.

"Senin var mı bana böyle sormak istediğin veya benden beklediğin şeyler? Başka bir şey de olabilir."

"Yani," dedim çok düşünmeden. "Tabii var biraz."

"Dinliyorum."

Şimdi dinliyorum dedi ama bir sürü şey var kafamda. Hangisini hangi sırayla sormalıydım ki?

'Çünkü bu bir ödev sunumu dimi? Soruların sürelerini de ayarladın mı bari?'

İç sesim yine formunda.

Doğru aslında matematik problemi çözmüyorum sonuçta. Sayısalcıyız diye bu kadar abartmaya gerek yok ya.

"Ama çok var, sıkılabilirsin."

Önceden uyarmak lazım.

Gülüp cevap verdi.

"Sıkılmam merak etme."

"Peki," dedim, bunu o istemişti. "Başlıyorum o zaman."

"Başla."

"Ama arada sen de sor."

Tebessüm etti.

"Olur."

"Çok işine, okuluna bağlı mısın? Yani böyle abartacak kadar. Kendine ve ailene vakit ayırıyor musun?"

Kaan biraz geriye yaslandı ve ciddiyetle gülmek arası bir yüz ifadesiyle cevap verdi.

"Aslında bağlıyım biraz. Bir işe başlayınca yarım kalsın istemem, bir an önce tamamlamaya çalışırım. Bunun için bazen çok çalıştığım da oluyor. Ama kendime de vakit ayırmaya çalışıyorum. Ailemi de pek ertelemiyorum. Yani denge kurmaya çalışıyorum daha çok. Ya sen?"

Kısa bir düşündüm.

"Ben henüz iş kısmına geçemesem de dersler var. Onlara da düzenli çalışmaya çalışıyorum. Düzeni sürdürünce kendime vakit kalıyor. Ailemle uzaktayız, telefondan görüşüyoruz genelde. Yani onlara ayırdığım vakit telefonda geçiyor. İki üç günde bir konuşuyoruz genelde ama değişiyor tabii. Yani düzeni sürdürdüğüm sürece kafam rahat. Ama düzenim bozulunca her şey birbirine giriyor sanki. Dersler birikiyor, yoğunluk oluyor, çok daha fazla çalışmam gerekiyor. Diğer işlerim aksıyor, her şey karman çorman oluyor. O yüzden ben de düzeni korumaya, dengeyi sağlamaya çalışıyorum."

Dar KafaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin