2.9

4.7K 364 63
                                    

Taktı ya taktı. Dar kafa da dar kafa! Dar kafa da dar kafa! Tutturdu bi dar kafa. Manyak mıdır nedir? Sabır ya!

Hayır bi de gelmiş gülücük koymuş. Ne o öyle gülücük falan? Hayır nereden geliyor bu samimiyet? Git işine kardeşim. Derdini de söylememişsin zaten.

Neymiş efendim daha erkenmiş. Neye erken acaba? Ha şimdi öğrenmişim ha sonra, ne fark edecek?

Dolabın kapağını hiç de yumuşak olmayan bi şekilde kapatıp hızlı hızlı sınıfa yürüdüm. Artist artist sınıfa girdiğimde Betül göz devirip sordu.

"Yine ne oldu acaba?"

Yanına oturup sinirle konuştum.

"Ya adama düzgünce soruyorum, derdin ne diyorum. Gelmiş bana, bunu söylemek için erken diyor. Gel de delirme."

Betül hızla bana dönerken konuştu.

"Bir dakika bir dakika. Sen kimle konuştun?"

Ay doğru ya! Ben Betül'e anlatmamıştım dimi?

"Ya şey işte o bana çiğköfte falan almıştı da." demeye kalmadan sordu.

"Ne çiğköftesi ya?"

Derin bir nefes alıp verdim. Sanırım baştan anlatsam daha iyi olacaktı.

**

Betül'e sadece çiğköfteyi değil Kaan'ı da anlatmam gerekmişti. Çünkü resmimi kime bıraktığımı falan sorunca mesele uzadı. Ders başlayana kadar anlattım ona olanları. Sonra ders başlayınca yine sıradan bir okul günü geçirmiştik.

Son ders de bittiğinde çantamı toplarken Betül'le konuşuyordum.

"Geliyor musun maça?"

"Ne maçı?" dedi o da çantasını toplarken.

"Şey işte, abimin okuluyla bizim okulun futbol maçı var ya bugün. Gelmiyor musun ona?"

"Aa evet, o vardı dimi?" dedi şaşırarak. Sonra çantasını sırtına alıp devam etti.

"Ben futbol falan çok sevmiyorum biliyorsun. E okuldakiler de çok umrumda değil. Sen git ben gelmem muhtemelen."

Suratımı asıp konuştum.

"Ya ama ben tek kalırım o zaman gelsene işte ne olacak?"

"İşlerim var Elif, iki saat onları izleyemem. Hem niye tek kalıyormuşsun? Bir sürü kız gidiyor izlemeye oturursun onların yanına." dedi umursamazca.

"Uf Betül ya." dedim üzgünce. Sonra yüzümü düzeltip devam ettim.

"Tamam sen işlerini hallet, sonra görüşürüz. Allah'a emanet ol."

"Görüşürüz." deyip gitti o da. Ben de dolaba konulacak kitaplarımı ayırıp çantamı sırtıma aldım. Diğerlerini de alıp dolaba gittim.

Kapağı açıp kitapları yerleştireceğim sırada yeni bir not kağıdı gördüm. Kağıdı alıp kitapları yerleştirdim ve notta yazanı okudum.

"Sana dar kafa dememin sebebini merak ediyor musun? Bence ediyorsun. Etmesen de söyleyim. Çok kapalısın. Yani her şeye. Kıyafetin başta olmak üzere tabii. Niye bu kadar örttün ki kendini? Çirkin falan olduğun için değil herhalde. Yüzün öyle değil çünkü. Allah öyle emretti dimi? İyi de neden? Niye kapanmanızı istiyor? Çok merak ediyorum. Ayrıca erkeklerden de çok uzaksın. Niye? Hayır sizi yiyor muyuz biz anlamadım. Hep mesafeli hep soğuksun erkeklere karşı. Sebep? Onu da Allah emretti dimi? Ama niye? Niye böyle şeyler emrediyor? İşte bu yüzden dar kafa diyorum sana. Kafanda kendine küçücük bir alan bırakmış ve orada yaşıyorsun. Dar bi alan. Bu yüzden dar kafa."

Dar KafaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin