Masaya malzemeleri serdikten sonra besmele çekip çizmeye başladım. Resim konusunda hayal gücüm pek de iyi değildi. Fakat genelde gök cisimleri çizdiğim için kafamda ufak da olsa bir şeyler canlanmıştı. Şimdi de onları kağıda döküyordum.
Taslak çizim bitmek üzere diye düşünmüştüm ama detalar kısmını unutmuşum sanırım. Resmen bir buçuk saattir taslakla uğraşıyorum! Bu ne arkadaş, nasıl bi şey hayal ettim anlamadım ki! Hayır azıcık düşün dimi bu hayaller kağıda dökülecek, bi de boyanacak. Yok!
'Akıllanmayacaksın sen.'
Bi susar mısın?!
Önümdeki sadece çizilmiş olan resme bakıp dertli dertli düşündüm. Allah var güzel çizmiştim. Yani şuan bunu boyayacak olmak beni aşırı üzüyordu. Çünkü bi de becerememek var. Tamam daha önce de boyama yaptım, en son ilk okulda falan ama konumuz bu değil, ama bu konuda iyi miyim bilmiyorum. Karakalemi uzun zamandır yaptığım için belli bi seviyeye kadar geldim Allah'a şükür ama boyama... Yok anam ben bu resmi batırırım. Güzelim resim çöp olur. Ne olacak ki şimdi?
Pufff, karnım da acıktı.
"Şimdi bi çiğköfte olsa ne olurdu sanki."
'Aklın fikrin çiğköfte!'
Ya karnım aç ne yapayım? Hem namaz da kılmam lazım. Ayrıca abdestim de yok. Bunlar aşağı yukarı yarım saat sürer. Kaldı geriye yarım saat.
Bugün bitmesine imkan yok!
Neyse canım, zaten son gün bugün değil ya. Hallederim bi şekilde.
Tam kalkacaktım ki karşımda dikilen çocuğu görmemle birlikte olduğum yerde oturdum. Bu niye gelmişti ki?
Ben daha sormaya kalmadan o da bu masanın sandalyesine oturdu. Çaprazıma. Kafasını uzatıp çizdiği resme baktı.
"Beklediğimden iyi."
Kaan'a 'ne yapıyorsun' der gibi bakıp sordum hemen.
"Hayırdır?"
Kafasını bana çevirip ciddiyetle konuştu hemen.
"Sana bir haber vermeye geldim."
Kaşlarım çatılırken merakla ne diyeceğini bekledim.
"Yarışmanın son günü bugünmüş. En geç son ders teslim etmemiz lazım."
Aniden "Ne?" deyince hızla toparlanıp "Nasıl ya? Ben baktım daha vardı."
Son gün bugünse benim resim boşunaydı. Bitirmeme imkan yoktu.
"Evet ama sonradan değişmiş. Bana da edebiyatçı söyledi zaten duyuru yapıyorum sınıflara."
Onun cevabıyla kafamda türlü soru işaretleri oluşurken bir tanesini soruverdim.
"E kütüphaneye niye geldin?"
Çok düz bir ifadeyle konuştu.
"Sen buradasın diye. Buraya resim çizmeye geldiğini öğrendim, acele et demek için de geldim işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...