Ders fizikti. Bakın benim fizikle hiçbir derdim yok hatta en sevdiğim fen dersi fiziktir ama hocasını günahım kadar sevmiyorum. Bir insan bir insanı hiç mi sevmez? Evet arkadaşlar ne ben Aylin hocayı ne de Aylin hoca beni seviyordu. İkimiz de birbirimizden haz etmiyorduk. Ama aramızda şöyle bir fark vardı ki, Aylin hoca benimle uğraşmaktan keyif alıyordu. Ben ise sadece onun olduğu yerde bile bulunmak istemiyordum.
"Bunlar ne Elif?"
Şimdi ise geçen hafta verdiği ödevleri kontrol ediyordu ve sıra bana gelmişti. Tabii ki benim kağıdıma ayrı bi ilgi gösterip daha titiz kontrol ediyordu.
Bıkkınlıkla nefesimi verip, tabii ona belli etmeden, cevap verdim.
"Ödevim hocam."
Göz devirdi.
"Ben de çöp falan sanmıştım. Gel bi göster bakalım bu kağıdın neresi ödev?"
Sınıftaki bazı kuş beyinlilerin alay barındıran gülmesine göz devirip hocanın yanına gittim. Elinde tuttuğu kağıda göz gezdirip nerede hata yaptığıma baktım. Gayet güzeldi.
"Hocam nereyi yanlış yapmışım?"
"Neresi doğru? Bu ne böyle? Özensiz özensiz hazırlamışsın. Yazın küçücük küçücük, gözükmüyor doğru düzgün. Kullandığın kalem nasıl kalitesizse artık yazı hep sayfanın arkasına geçmiş. Kağıt desen kırış kırış. Ben size böyle mi hazırlayın dedim!"
Yok devenin nalı! Yuh artık ya! Bu nasıl bi saçmalık? Ya kırış kırış dediği sadece köşesi biraz bükülmüş o kadar. Yazım küçücükmüş! Ne yapayım, senin gözün bozuk diye bir sayfalık yazıyı üç sayfa mı yapayım? Ayrıca ne kalitesiz kaleminden bahsediyor bu? Kendi demişti pilot kalemle yazın diye. Ayrıca kağıdın arkasından sana ne kadın? Sen nereye yazdıysam oraya baksana!
"Hocam özensiz falan değil, ayrıca pilot kalem kullanın diye siz demiştiniz. Yazıyı da normal boyutta yazdım küçük değil. Kağıdın kenarı da biraz bükülmüş, buruşuk bi kağıt getirmedim."
"Ben ne gördüysem onu söylüyorum. Hem senin yazın bu kadar kötü değildi. Kim bilir kime yaptırdın da getirdin?" dedi son cümlesine ima katarak. Gözlerimi kocaman açıp hocaya baktım. Benden nefret etmesi umurumda değildi ama üç yıldır dersimize giriyor bu kadın. Beni şu kadarcık da mı tanıyamamış?
"Hocam tabii ki kendim yaptım da getirdim."
"Öyle mi?" deyip kaşlarını kaldırdı. Ardından masadaki tahta kalemini alıp bana uzattı.
"Al o zaman. Buraya yazdığın soruyu bi de tahtaya yazıp öyle çöz bakalım. O zaman anlarız sen mi yazdın yoksa başkasına mı yazdırdın?"
Kaşlarım havalanırken hocaya ters bir bakış atıp elinden kalemi aldım. Madem öyle... Kendimden emin bir şekilde ve tüm edebimle "Peki hocam." deyip kendi yazdığım soruyu bi de tahtaya yazmaya başladım hocanın ters çevirdiği kağıdıma bakmadan. Arkamı dönmemle başlayan kısık gülme sesleriyle beraber tabii!
Evet unutkan bir insan olabilirdim ama üç saat uğraşıp yazmıştım o soruyu. Hem konuyu özetleyen hem de bizim çözmemiz gereken bi soruydu. Ben hem yazmıştım, hem çözmüştüm, hem çözümünü anlatmıştım ve üstelik konunun özetini de yazmıştım. Ve şuan gördüğüm muameleye bakın. Yazık gerçekten. Akıllıyız diye ortalıkta dolanırken kafalarındaki zihniyete bakın.
Sorunun aynısını tahtaya yazıp hocanın gözünün içine bakarak ve çok sakin bi şekilde anlatmaya başladım. Tüm sınıf çıt çıkarmadan benim anlatmamı dinliyordu. Aylin hoca ise arada bana göz atıp tahtaya bakarak anlatmamı öfkeli gözlerle dinliyordu.
"Bu madde de doğru olur, çünkü tork aldığımız noktaya ne kadar kuvvet uygulanırsa uygulansın torkun değeri sıfırdır. Cevap 1 ve 3."
Aylin hocanın mors olmuş yüzüne bakıp elimdeki kalemi masasına bıraktım. Yüzünü benden kağıda çevirip ağzının içinden konuştu.
"Tamam geç yerine."
Az önce bana gülenlere şöyle bi göz atıp yerime geçtim. Hiçbiri bana bakmıyor herkes kendi işiyle ilgileniyordu.
Babam hep şöyle söylerdi bana.
"Edebini hep koru kızım, hiçbir zaman karakterinden ödün verme. Sana edepsizlik edenlere de edebinle ve bilginle cevap ver. Onların anlayıp anlamaması önemli değil. Önemli olan senin tavrın. Sen cevap verirken sana yakışmayan sözler mi kullandın yoksa kendini bozmayıp bilginle mi cevap verdin, önemli olan budur. Doğru ve gerçek Müslüman profilini her zaman üzerimizde bulundurmamız lazım. Çünkü dinini ve Müslümanları yanlış bilen çok insan var. Gerçek Müslümanlığın susmak olmadığını, en doğru ve yerinde bi şekilde edebini bozmadan bilginle konuşman gerektiğini insanların anlaması lazım. Bir kişiden ne olacak baba deme. Senin etkileyeceğin bir insan demek bir hayat demek. Bir hayatı da hiçbir zaman küçükseyemezsin. Ayetle belirtilmiş bu.
Maide 32
İşte bundan dolayı İsrâiloğulları'na şöyle yazmıştık: "Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur." Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler.
Bir can bütün insanların canı gibiyken senin bir kişiyi etkilemen hafife alabileceğin bir şey değildir kızım."
**
Hepinize merhaba değerli okurlarımmm :) Size gelecek bölümde ufak bi sürprizim var. Bu bölüm diğerlerine göre biraz daha uzun olacak ve Özel Bölüm olarak gelecek. Yarın sabah 8 gibi yayınlarım muhtemelen. Hepinize iyi okumalar... Gelecek bölümde görüşmek üzere. Allah'a emanet olun... :)))))) Seviliyorsunuzz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...