"Ah ben nerelere gidem? Kafamı nerelere vuram?"
Yaklaşık 10 dakikadır okul bahçesinin bankında dizlerimi dövüyordum.
"Ah akılsız kafam. Vah akılsız kafam."
Betül de garibim beni durdurmaya çalışıyordu.
"Elif artık yeter. Gına geldi artık. Dövünmeyi kes de ne yapacağını düşün."
Betül'ün söylediği çok mantıklı gelmişti. Sahiden ben ne yapıyorum ya?
"Betül anca beni oyalıyorsun ya!" diyerek kalktım yerimden. Betül arkamdan sabır çekerken ben de koşar adım okula gidiyordum. Müdür yardımcısını bulmam lazımdı.
Müdür yardımcısının odasına geldiğimde kapının kapalı olduğunu fark ettim. Yanımdan geçen bir kız bana "Müdür yardımcısı izinde. Ne zaman geleceği de belli değilmiş." dediğinde artık bir süre daha böyle kalmak zorunda olduğunu anlamıştım. Aklıma başka çözüm yolu gelmezken koşar adım dolabımın olduğu yere gittim. En azından şimdilik sadece ders dışı şeyleri aldım. Ders kitaplarıyla ne işi olacak? Gerçi benim özel defterlerimle de bi işi olmaz ya.
Yani inşaAllah...
Defterlerle beraber yine koşar adım sınıfa gittim. Onları yerleştirdikten sonra da mescide. Daha namaz kılmadım bakalım karnımı ne zaman doyuracağım.
Namazdan sonra koşarak kantine gittim. Kendime kocaman bir ekmek arası almayı çok isterdim gerçekten ama öyle bi dünya yok. Yarım ekmek arası ve ayran aldıktan sonra 10 liramın gittiğini düşünmemeye çalışarak bahçeye gittim. Öğrenciyim oğlum ben.
Kol saatimden son 15 dakika olduğunu fark ettiğimde hemen okulun arka bahçesine gittim. Her zaman oturduğum ağacın dibine vardıktan sonra okulu sırtıma vererek oturdum. Burası çok güzeldi ve ben neredeyse her öğlen buradaydım.
Yemeğimi yemeye başladığımda kafam da yavaş yavaş çalışmaya başlamıştı. Ama yine de anın keyfini çıkardım.
Yemeğimi yerken bir yandan da etrafı seyrediyordum. Okulun arka bahçesinde çok güzel ağaçlar vardı. Rüzgar estikçe her yaprak ayrı kımıldıyordu. Her şeyden herkesten bağımsız hareket ediyorlardı sanki. Beni mutlu eden birçok şeyden yalnızca biriydi bu.
Ekmeğin son ısırığına geldiğimde tabii ki ayranın da son yudumundaydım. Bunu yapmayan yoktur herhalde.
Ayranın son yudumunu içtikten sonra gözlerim sağ tarafımda kalan ağaçlara kaydı. Ardından da oradan bana bakan çocuğa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...