Yine bi hafta sonu sabahı ve yine abim. Benim bu erkek milletiyle başım dertte bak size söyleyim.
"Abiiiii!"
Yataktan fırladığım gibi koşarak abimin peşine gittim. Sorarım ben sana uyurken kulağımın dibinde bağırmayı.
"Gel buraya bak ne yapacağım ben sana!"
Abime yürek yemiş gibi bunları söylediğime göre sanırım biraz sinirlenmişim. Ama sanırım.
Abim beni duyunca olduğu yerde durup bana şöyle bi bakış attı. Ardından ellerini cebine atıp bana meydan okurcasına bakarak konuştu.
"Gel bakalım ne yapıyormuşsun görelim." dedi demesine ama yanlış zamanda dedi. Bi beş dakika sonra falan deseydi belki bi şey yapamazdım. Ama şu an o beş dakikanın öncesi kısmındayız.
Sen misin beni kulağımın dibinde bağırıp uyandıran, diye düşünüp içimden Allah Allah Allah Allah çekerek koştum ve abimin sırtına atladım. Bunu muhtemelen beklemediği için sarsılan abim bana bağırdı.
"Lan ne yapıyorsun?"
Beni sırtından atmak adına yaptığı şeyler onu komik gösterirken boynuna sardığım kollarımı iyice oraya sabitleyip konuştum sinsice.
"Bak bakalım ne yapıyorum ben." deyip bilin bakalım ne yaptım.
Kafasını ısırdım. Evet tam olarak bunu yaptım ve bence işe de yaradı. Çünkü baya acı çekiyor gibi bağırıyordu şu an.
"Ahhh! Bıraksana kızım kafamı! Bak kıracağım o dişlerini beni sinirlendirme! Bırak lan!"
Bu kadar ısırmak sana da bana da yeter abi, diye düşünüp dişlerimi kafasından çektim. Ardından hunharca beni savurmaya çalışan abime fırsat vermeyip atladım sırtından. Ve tabii ki oradan vınlayıp hoop yemek masasında oturan babamın yanına. Çünkü şu an abimin gazabından kurtulmam gerekiyor.
"Ne oluyor kızım?" diye soran babama eşlik eden annemdi.
"Sabah sabah ne bu tantana?"
"Baba abim beni uyurken kulağımın dibince bağırarak uyandırdı."
Babam kızar gibi "Aferin ona." dedikten sonra devam etti. "E sen ne yaptın?"
İşaret parmaklarımı birleştirip şirin olmaya çalışarak "Şey..." derken abim geldi mutfağa.
"Kafamı ısırdı. Senin bu kızın iyice sıyırdı baba. Geldi sırtıma atladı yapıştı kafama bırakmadı. Şimdi biliyor suçunu da gelip senin yanına saklanmış yine. Sanki ben seni yalnız yakalamayacağım." deyip sakin gözükmeye çalışarak masaya oturdu.
O sırada ben ona dil çıkarmakla meşguldüm.
Babam bana yandan bi bakış attıktan sonra sabır çekip önüne döndü. O sırada annem konuşmuştu.
"Aferin evladım böyle devam edin."
Anneme içimden olur dedikten sonra lavaboya koşup iki dakikada işlerimi hallettim. Sonra masaya geçtim, elime çatalı alıp yemek yemeye başladım.
O sırada saçını karıştırarak Hamza girdi içeri.
"İnsan evde misafir var belki rahatsız olur biraz dikkat edelim der. Bizimkilerin bi top patlatmadığı kaldı."
Ben onun şu tipine gülerken abim umursamazca konuştu.
"Hadi oradan, sana da mı misafir muamelesi yapacağız? Bıraksak akşama kadar uyuyacaksın herhalde."
Hamza sandalyeyi çekerken cevap verdi.
"Ulan el insaf. Saat daha sekiz olmamış ne akşamı."
Evet hafta sonuydu fakat benim babamın işi memur işine pek benzemiyordu. Kendisi inşaat ustası olduğu için hafta sonu veya özel gün tatili falan olmuyordu. Sadece iş olmadığında ya da iş almadığında evdeydi. Annem de aile yemeklerine önem verdiği için bizi de kaldırmıştı. Çünkü zaten geç yatmamıştık bari beraber yiyelim diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...