Arkama döndüğümde elleri cebinde beni karşılayan çocuk o sesin sahibiydi. Ve yine oydu. La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim!
"Sabır Allah'ım ya. Yine mi sen?"
"Sen değil canım, Kaan. Bi ismim var benim."
Kaan demek... Sonunda öğrendik ismini de. Çok lazımdı ya! Ya sabır. Hem bu kim oluyor da bana canım diyor?
"Canın falan değilim ben senin, benim de bir ismim var." deyip kenara çekildim ve gitmeye yeltenmiştim ki seslendi.
"Elif."
İstemsiz olarak ağzımdan bi "Hı?" çıkarken ona dönmüştüm, gözlerimi ona dikmesem de.
"İsmim var dedin ya. Ben de sesleneyim dedim. Elif değil mi ismin?"
"Evet de..." derken sözümü kesti.
"Hoca iki kişi grup halinde yapabilirsiniz dedi değil mi? Ben karakalem sevmem, sen de renkli kalem kullanmıyorsun belli ki. Sen çiz ben boyayayım. İki taraf da sevdiği işi yapsın."
Bunları söylerken boş boş bakıyordum. Ne alaka şimdi?
"Sebep?"
Ciddiyetinden ödün vermeyen çocuk...
'Adını öğrendin işte ne diye hala çocuk diyorsun?'
Bana ne ya adından?
"Ne sebep?" diye sorduğunda hızlıca cevap verdim.
"Niye durup dururken beraber resim yapıyoruz anlamadım? Çizemeyeceksen katılma, Allah Allah."
"Çizemeyecek değilim. Sadece karakalemden hoşlanmıyorum. Ama renklileri seviyorum."
Kısacık bir süre düşünüp cevap verdim.
"Ben hala beraber çizmemiz için yeterli bir sebep göremiyorum o yüzden sana kolay gelsin." deyip oradan ayrıldım. İşim gücüm yok onunla resim yapacaktım. Tamam kendim yaptığımda muhtemelen daha fazla zaman harcayacaktım ama sonuçta elin oğlu. Niye beraber resim yapacak kadar samimi olalım ki üstelik benim en sevdiğim hobilerimden biri buyken?
Sınıftan şemsiyeyi aldığım gibi koşar adım az önceki panonun yanına gittim. Şunu verip kurtulmak istiyorum artık. Bende birinin emaneti kalınca istemsiz geriliyorum. Gelsin alsın kardeşim bende niye duruyor?
Panonun önüne geldiğimde bilin bakalım kim yoktu?
O.
'Yeter artık o, bu, şu deyip durma çocuğa.'
Sana ne iç ses? Sana ne? Her şeye burnunu sokmasana sen!
İç sesimle olan kavgam asla bitmeyecek sanırım. Olsun, en azından erteleyebiliyorum. Şimdi olduğu gibi.
Nereye kayboldu bu çocuk?! Gideli iki dakika bile olmamıştır. Bu ne acele?
Puflayarak geri sınıfa döndüm. Bu çocuk bana kriz geçirtmese iyi.
Şemsiyesini çantama koyduktan sonra ders için kitap almaya dolabıma gittim. Kiliti açıp kitabı aramaya daha başlamadan yine bir kağıt parçası gördüm.
"En sevdiğin renk siyah galiba, çizimlerin bile karakalem olduğuna göre."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
ЮморŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...