0.6

8.1K 511 65
                                    

Gözlerimi hızla çektim ondan. Bana mı bakıyordu o?

"Estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah." 

Kitabı aldığım gibi koşar adım aşağı kata indim. Gidene kadar kaç kere estağfirullah çektim bilmiyorum. İsmimi nasıl yazdırdığımı da. Kendimi bir an önce dışarı atmak istiyordum. 

O çocuk, o çocuk muydu? Çok benziyorlardı. Yani çok göremesem de okulun arkasında gördüğüm uzun boylu ve siyah saçlıydı. Az önceki de öyleydi. Hadi diğerini yanlış anladım, bu sefer de mi yanlış anladım? Bana bakıyordu. Acaba bakmıyor muydu? Allah'ım yardım et. Kendimden şüphe eder oldum.

Affff! Ne yapıyorum ben ya? Bakıyorsa bakıyor, bana ne?

"Allah'ım sen koru."

Tabii insan biraz tırsmadan da edemiyor. Ne de olsa dünyanın bin türlü hali var.

Kütüphaneden çıktığımda kapıda öylece kalakaldım. Ben acele edip yağmura yakalanmayacaktım değil mi? 

Normalde yağmurda yürümeyi severim fakat şuan bildiğin fırtına çıkmış gibiydi. Yağmur öyle hızlı yağıyordu ki beş metre yürüsem sırılsıklam olurdum. Bu işin sonu hastane gibi görünüyordu.

Ben ne yapacağımı düşünürken yanımda birinin olduğunu hissettim. Hiç oraya bakmadan kenara çekildim. Yanımdaki her kimse şemsiyesi vardı. Şemsiyesini açıp yanıma yaklaştı.

"Evin nerede senin?"

Pardon? Öküz müsün acaba? Ayrıca sen kimsin? Benim evimden sana ne?

Kendimi tutarak hiçbir şey demedim. 

Derin bir nefes alıp verme sesi duyduktan sonra tekrar konuştu. 

"Ben şu tarafa gidiyorum istersen şemsiyemi paylaşabilirim. Bu yağmurda bir yere gidemezsin."

Ne? Oldu paşam başka? Şuna bak ya! Ben hiç tanımadığım biriyle, bir erkekle, aynı şemsiyenin altında yağmurlu bir sokakta yürüyeceğim öyle mi? Bu sefer susmadım.

"Size ne acaba?" 

Bu kadar çok konuşmamalıyım.

Çocuk bıkkın bir şekilde off çektikten sonra konuştu.

"Ne kadar dar kafalısın ya. Yemeyeceğim seni merak etme. Yardım etmek istedim sadece."

Oooo bu çocuk baya aşmış kendini yalnız. Nereden geliyor bu cesaret ben anlamadım.

"Bak. Kafanı biraz çalıştırmış olsaydın kimin dar kafalı olduğunu anlardın, tamam mı? Ne düşündüğün umurumda değil. Şemsiyenle sana iyi yolculuklar. Yardıma falan ihtiyacım yok sağol." dedim yüzüne bile bakmadan. Beni nasıl sinir etti ya iki dakikada.

"Yardım etmek isteyende kabahat!" diyerek şemsiyesiyle beraber uzaklaştı yanımdan. Yüzüne bile bakmadığım çocuğun arkasından bir saniyeliğine baktığımda gözlerim kocaman olmuştu.

Ben az önce o çocukla mı konuşmuştum?

Dar KafaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin