Galiba kafayı yemek üzereydim.
Ama şuan bundan daha büyük bir sorunum var. Ben eve nasıl gideceğim?
Dolmuşla gitsem bizim oraya dolmuş yok buradan. Abimi çağırsam kapalı halısahaya gitti bugün, antrenmanı var. Annemi çağırsam buraya kadar eziyet mi çekecek benim yüzümden. Babam desen işte. Şuan sap gibi kalmıştım gerçekten.
Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız.
Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne diyelim, gazamız mübarek olsun.
Tam besmele çekip koşmaya başlamıştım ki yağmur durdu birden. Yani durdu herhalde, yoksa ıslanmam gerekirdi. Ama hala yağıyordu. Gökyüzüne bakıp kontrol yapacağım sırada bir şey fark ettim.
Islanmama sebebim şemsiyeymiş. Onun da sahibi...
Yine bu çocuk!
"Ne yapıyorsun?" diye çıkıştığımda sert sesiyle cevap verdi.
"Boşuna direnme. Ya beraber böyle gideriz, ya da sen şemsiyeyi alıp tek gidersin. Karar senin."
Allah Allah! Beyefendiye bak ya! Hayır yani kim bu çocuk? Ne derdi var benle?
"Ya sen kimsin? Kimsin ki böyle bir şeyi bana söyleme hakkını kendinde görüyorsun? Derdin ne senin?" diye çıkıştığımda düz bir şekilde yanıt verdi.
"Seni ilgilendirmez."
"Manyak mıdır nedir ya?" diye söylenip hızla uzaklaştım yanından. Fakat hala ıslanmıyordum.
"Sen bilirsin, beraber gideriz o halde." dediğinde bende şalterler koptu.
"Ya arkadaşım rahat bırak beni. Bak şuan yaptığın resmen zorbalık." dedim yere bakarak. Sinirle soluklandığını duyabiliyordum.
"Amacım sadece yardım etmek anlamıyor musun? Madem beraber gitmek istemiyorsun al şu şeyi, bana da bu muameleyi yapma bir daha!" dediği gibi şemsiyeyi elime tutuşturdu ve sinirle uzaklaştı yanımdan. Ben de şemsiyeyle beraber sap gibi kaldım sokağın ortasında.
Çok şaşkındım. Ciddi manada çok şaşkındım. Ya az önce tanımadığım biri bana trip attı. Tövbe estağfirullah. Bir de haklıymış gibi suyun üstüne çıkıyor. Manyak mıdır nedir ya? Ne yani bu ısrar niye? Hayır demişim zaten niye uzatıyorsun. Sabır ya!
Şemsiye de bende kaldı. Oha şemsiye bende kaldı! Ben nasıl geri vereceğim şimdi? Emanete ihanet edemem ki. Mecbur geri verene kadar sahip çıkacağım. Ama onu nasıl bulacağım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...