4.5

4K 346 90
                                    

Gözlerim çoğu zaman olduğu gibi yine ve yine kocaman olurken şaşkınlığın verdiği donuklukla ona baktım. Bir anda bütün vücudumu özlem sararken gözlerim yaşarmadığı için içimden şükrettim. Onu beklemiyordum. Hele okulun önünde hiç.

Benim harekete geçmediğimi fark etmiş olacak ki gülerek yanıma geldi.

"Allah'ım bir insan hiç mi değişmez? Şuna bak hala donuk donuk bana bakıyor." 

Benimle dalga geçmeye başladığı anda kendime gelip koluna yumruk attım.

"Ahhhh, döv bi de Elif." dedi sanki acımış gibi yaparak. Ona göz devirdikten sonra daha fazla beklemedim ve boynuna sarıldım. 

"Yaa çok özlemişim." 

O da hemen kollarını bana sardı.

"Sen bi de bana sor."

Öyle deyince gülüp geri çekildim.

"E bi zahmet. Kaç zaman oldu seni görmeyeli."

O da geri çekilip gülerek konuştu.

"Evet baya oldu. Çok özledim hepinizi."

"Ben de çok özledim." dedim gülümseyip. Sonra merakla devam ettim. "Ne zaman geldin? Niye haber vermedin? Hazırlık yapardım."

Hamza başının arkasını kaşırken gülerek onu izliyordum.

"Annene haber verdim ama sana sürpriz yapayım dedim. Yine böyle şaşkın şaşkın bak diye." deyip benimle yine dalga geçti. Başka zaman olsa saçını yolmasını bilirdim ama şuan yeni geldiği için ve tabii ki onu çok özlediğim için bunu boş verdim. 

"Yahu daha bismillah yeni geldin. Başladın yine dalga geçmeye. Önce bi sor dimi? Nasılsın, neler yaptın bu zamana kadar?"

Tip tip bana baktıktan sonra konuştu.

"Bana diyene bak. Sen sordun sanki."

Gözlerimi kısıp elimi belime attım.

"Daha az önce ne zaman geldin diye sormadım mı ben?"

O da ellerini cebine attı.

"Daha az önce açıklama yapmadım mı ben?"

Tam ağzımı açıyordum ki şuan ki halimize baktım. O ellerini cebine atmış bana meydan okurcasına bakıyordu. Ben ise ellerimi belime atmış atak yapacakmış gibi duruyordum. Halimizi o da fark etmiş olacaktı ki ikimiz de aynı anda gülmeye başladık. Sonra o beni kolunun altına aldığında beraber yürümeye başladık.

**

Notları Yazan Kişiden:

Dersin bitmesiyle beraber kendimi sınıftan atmıştım. Bu ders programlarını kim hazırlıyor Allah aşkına? Son ders matematik mi olurmuş?

Merdivenlere doğru ilerlerken aynı merdivenlerden inen Elif'e takıldı gözlerim. Yüzüne baktığımda güldüğünü görmüştüm. İçim bi tuhaf olurken gözlerimi kaçırdım. Bu kadar güzel gülmek zorunda mı?

Onunla aynı merdivenlerden indikten sonra okuldan çıkabilmiştik. O benden biraz daha ileriden yürüyüp bahçeden çıktı. Ben de bahçeden çıkacağım sırada birden durduğunu fark ettim. İstemsiz olarak ben de duraksarken karşısındaki aşağı yukarı bizim yaşlarımızda birine doğru baktığını gördüm. Kaşlarımı anlamaya çalışırcasına çatarken Elif'in 'Hamza' diye şaşırması çok tuhafıma gitmişti. Çünkü benim bildiğim iki kardeşler ve abisi de Miraç. Ama bu çocuk Miraç değil başka biriydi.

Elif'in duraksamasını fırsat bilip yaklaştı ona. Sonra da gülerek konuşmaya başladı. Elif'e baktığımda onun da kendine gelip koluna yumruk attığını gördüm. Kaşlarım iyice çatılırken duyduğum konuşmalar daha da canımı sıkmaya başlamıştı. Ama en çok canımı sıkan başka bir şey vardı.

Elif'in bu çocuğa sarılması.

Hani çok sevdiğiniz birini sonsuza dek kaybedersiniz de böyle tam kalbinizin ortasına bi taş oturur ya. İşte o taş benim tam sol göğsümdeydi şuan. Öyle bi ağırlık yapmıştı ki nefes alıp vermem bile zorlaşmıştı sanki. Vücudum kaskatı kesilmiş olduğum yerde kalmıştım. Tek yaptığım gözümü kırpmadan onları izlemekti. Canımın acıdığını hissetmiştim o an. Elif'i başka biriyle görmek canımı yakmıştı benim.

Bir anda pişmanlığı iliklerime kadar hissettim. Geç mi kalmıştım ben? Çoktan ortaya çıkıp ona kim olduğumu söylemem mi gerekiyordu? Hislerimi çok önceden mi açmalıydım ona? Ben Elif'i kaybettim mi şimdi? Hem de dahaca kazanamadan...

Ona bakarken her gülümsediğinde içimden bir şeyler koptu sanki. Gülerek konuşuyor, onunla şakalaşıyordu. O çocuk da aynı şekilde gülümsüyordu ona. Elif'e gülümsüyordu. Hangi cesaret? Ne bu rahatlık? Kim bu çocuk? Nereden çıktı? Elif'e nasıl bu kadar yakın olabilir? Bu samimiyet de neyin nesi?

Bu çocuk Elif'e nasıl sarılabilir?!

İçimde tarifsiz bi öfke oluştuğunda kafamı sallayıp kendime geldim. Ben ne yapıyordum böyle? Neler düşünüyordum? Elif'ten bahsediyoruz. O kendisine haram olan birine sarılacak bi kız mı? Bu kadar yakın olacak? Bana o kadar uzun bi açıklama yapıp kendisi bunu uygulamayacak biri mi?

Hayır ya. Sakin ol. Elif böyle davranıyorsa vardır bi bildiği. Başka bir şeydir. Belki süt kardeşi falandır. Ama Elif böyle yapıyorsa vardır bi bildiği...

Şu hale bak. Daha benim kim olduğumdan habersiz, bana tek bi söz bile vermemiş, beni doğru düzgün tanımayan ama benim biraz olsun tanıdığım kıza bu kadar güvenebiliyorum.

Bana söz vermeden güven veren biri. Üstelik çevrem, söz verdikleri halde güven vermeyen insanlarla doluyken. Bunu bana hissettirebildiğine inanamıyorum. Galiba hayatımdaki en doğru kararı onu sevmekle yapmışım ben...

Dar KafaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin