Hayırlı Bayramlarrrrrr! Hepinizin bayramı mübarek olsun... :)) Nice bayramlar görelim İnşaAllah. :)))) 💙
**
Ben dedim. Demedim mi? Dedim işte. Bu kağıtları oraya koyan o diye. O işte o. Başka kim olacak? Karakalem yaptığımı o biliyor. O öğrendikten sonra çıktı bu not kağıdı.
Kağıdı elime alıp avucumda buruşturdum. Koşar adım 11/D sınıfına doğru ilerledim. Sanırım bu işe bir nokta koymanın zamanı gelmişti.
Neredeyse koşar bir şekilde o tarafa doğru giderken elimdeki kağıda baktım. Tam da o sırada omzuma aldığım darbeyle olduğum yerde kaldım ve bana çarpan daha doğrusu benim çarptığım kişiye baktım.
O.
Değil tabii ki. Arkadaşlar sürekli onunla çarpışamam ama lütfen.
"Kız nereye böyle?"
Betül Betül ah Betül...
"Nereye olacak onun yanına."
"O kim?"
"Kaan."
Kaşlarını çattı.
"Kaan kim ya?"
"Yav Betül az işim var sonra söylerim."
Tam yanından geçip gidiyordum ki kolumu tuttu.
"Şu şemsiyesini veren dimi?"
Hızlıca cevap verdim.
"Aynen öyle hadi görüşürüz."
"Olmaz gidemezsin."
Bu sefer ben kaşlarımı çattım.
"Sebep?"
"Güzel soru. Bak bakalım koridorda insan kalmış mı?"
Baktım.
"Evet, biz varız ya."
"Güzel. Peki bizim burada ne işimiz var?"
Ne işimiz var?
"Ay ne bileyim ben ya. Söylesene Betül."
"Allah seni ne etmesin Elif. Ders başladı ders!"
Aa, doğru. Ders vardı.
"O zaman sınıfa gidelim." dedim saf saf. Betül bana baktı ve... Imm, nasıl desem? Neyse boş verelim. Ben de sınıfa gittim tabii. O da benimle geldi. Ve ders işledik.
**
Gram bir şey anlamadığım biyoloji notlarının hepsini deftere geçirdikten sonra Betül'e dönüp konuştum. Ders bitmişti.
"Buldum onu."
"Kimi?"
"Kimi olacak o notları yazan işsizi."
"E kimmiş?"
"Kaan."
"Şu şemsiyeci çocuk."
Güldüm.
"Evet o."
"İyi de nasıl anladın onun olduğunu?"
Betül'e bir önceki teneffüs olanları kısaca özet geçtikten sonra yine benim aksime düşünmeye başladı ve sonunda konuştu.
"İyi de durup dururken kendini açık etmesi hiç mantıklı değil ki."
Ben kaşlarımı çatarken devam etti.
"Sen üst kata çıkıp şemsiyeyi alıp aşağı geliyosun sonra tekrar üst kata çıkıp dolaba gidiyorsun. O da aynı dakikalar içinde üst kata çıkıp sınıfa gidiyor notu yazıyor ve koridorun diğer ucundaki dolaba gidip notu koyup tekrar sınıfa gidiyor."
Gülüp devam etti.
"Bizim oğlan maratoncu galiba."
Göz devirdim.
"Ya ne alaka ya? Koşsa yetişir bir kere."
Betül bana 'ciddi misin' bakışı attıktan sonra ciddileşti.
"Bana sorarsan sana takmış iki oğlan var. Biri not kağıtlarıyla, diğeri şemsiyeyle yürüme peşinde. Ama yine de sen bilirsin kardeşim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...