Gözlerim şaşkınlıkla açılırken açılan ağzımı hızla kapattım.
Bu çocuğun burda ne işi vardı?
'Bu çocuk bu çocuk diyorsun da kim bu çocuk Allah aşkına? Üstü kapalı konuşuyorsun bir saattir!'
İç sesimi daha fazla sinirlenmeden açıklama yaptım.
Bu çocuk, önce kütüphanede gördüğüm sonra da şemsiyesini zorla bana veren çocuk. Tamam mı iç ses? Oldu mu?
'Olmadı. Kızım bu çocuk sana zorla şemsiye mi verdi? Allah Allah! Yardım etti yardım. Senin şu dediğine bak.'
Ya ondan yardım isteyen mi oldu?
'Her yardım istenilince mi yapılıyor?'
Hayır.
'E o zaman?'
Ne o zaman?
İç sesimle olan kavgamı artık bitirmem gerekiyordu sanırım. Çünkü bu çocuk hala bana bakıyor ve ben de ona bakıyordum. Gözlerimi kaçırıp bir iki kere kırpıştırdım. Salak mısın Elif? Ne oluyor?
"Kusura bakma yanlışlıkla oldu." diyebilmiştim en sonunda. Sesim biraz kısık çıkmıştı ama ne yapabilirim?
'Agrasif misin?'
Sana ne!
Çocuk "Önemli değil." dediğinde muzipçe sırıttığını gördüm. Çarpacaktım ağzına bir tane görecekti gününü. Zaten sinirim tepemde!
"Niye güldün komik bir şey mi var?" diye kendimi tutamayıp çıkışmıştım ona. Bir anda ne olduğunu anlayamadan saf saf yüzüme baktı. Sesimin sertliğini anlamıştı sanırım.
"Bir şeye gülmedim." dedi az önce sırıtan o değilmiş gibi düz bir ifadeyle.
"Kör müyüm ben? Gördüm güldün."
"Güldüysem sana ne?"
Al işte. Haklı. Bana ne?!
"Doğru, bana ne?" diyerek yanından geçiyordum ki kolumun feraceli olan kısmından tuttu beni.
Şok olmuş gibi gözlerim açılırken hızla kolumu çektim. Zaten sinirliydim şimdi hep tepem atmıştı.
"Ne yapıyorsun?" diye çıkıştığımda o bir anlık gördüğüm muzip ifade yoktu yüzünde. Çok düz bir ifadeyle bakıyordu.
"Bir şey söyleyecektim."
Hızla cevap verdim.
"Dokunmadan da söyleyebilirsin."
Adını hala bilmediğim ve bilmek istemediğim çocuk bana dik dik baktıktan sonra gözlerini devirdi.
"Ya dar kafalı mısın sen? Hala bunları aşmadınız mı? Merak etme yemem seni." diye bir süre boş yaptığında benim aklım ilk cümlesinde kalmıştı.
Dar kafa mı demişti o?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dar Kafa
HumorŞu an sap gibi kalmıştım gerçekten. Neyse canım. Başa gelen çekilir. Yapacak bir şey yok, mecbur ıslanacağız. Gidebildiğim yere kadar kaldırımın yağmur gelmeyen yerlerinden ilerledim. O da işte beş on metre falan. Artık ıslanma vakti gelmişti. Ne d...