150

99 8 1
                                    

"Majestelerinin gerçekten bunu istediğini mi düşünüyorsun?"

"...Majestelerini iyi tanıyormuş gibi davranmayın." Her ne kadar saygılı bir tavırla konuşmuş olsa da, sözleri son derece kaba ve saldırgandı. Ancak Hessian geri adım atmadı. "İnatla kendi bildiğin yoldan gitme. Mantıklı düşünün. Danar'a ulaşmak tekneyle sadece iki gün sürer. O kadar uzağa gitmene bile gerek yok. İskelenin yakınında oldukça büyük bir kasaba var. Orada aceleyle bir doktora gidebilirsiniz."

"Onun bedenini herhangi birine gösteremem."

Hessian içtenlikle onun suratına bir tokat atmak istedi.

"Majesteleri bunca zamandır ne dinlenebildi ne de doğru düzgün yemek yiyebildi! Çocukluğundan beri onunla birliktesiniz ve vücudunun ne kadar kırılgan olduğunu herkesten daha iyi biliyorsunuz. Yine de böyle saçma gerekçeler öne sürerek inatla kendi bildiğinde ısrar etmeye devam ediyorsun. Şu ana kadar ne kadar acı çektiğini çok net görebiliyorum."

Enoch öfkesinin yükseldiğini hissetti ama bir şey söyleyemedi. Aran'ın acı çektiği doğruydu. Ancak, bunun onun hatası değil, mizacı yüzünden olduğuna inanıyordu.

"Bu yüzden Majestelerine ben bakacağım. Sizi istemediği için, Büyük Dük."

Bunu duyan Enoch, sanki onu öldürmek istiyormuş gibi ona ters ters baktı. Uzun zamandır içinde tuttuğu bastırılmış öfke tekrar ortaya çıktı. Daha önce hayal ettiği gibi, Aran'ı tutmaya cüret eden gözleri oymalı, böylesine anlamsız bir teselliyi söylemeye cüret eden dili kesmeli ve ona destek olmaya cüret eden elleri kesmeliydi. Yine de, tüm bunları yaptıktan sonra bile öfkesinin dağılmayacağını hissetti. Eğer Aran olmasaydı, Hessian kafasını yüzlerce kez kaybetmiş olurdu.

"Kes şunu, sen ne bilirsin ki...!"

"İkinizin arasında ne olduğunu bilmiyorum. Ama Majestelerinin ne kadar acı çektiğini biliyorum. Son birkaç gündür sizi izliyordum," diye cevap verdi Hessian soğuk bir şekilde.

Enoch kulaklarını tıkamak istercesine başını çevirdi. Bu hain dile aldanmamalıydı. Enoch Aran'ı kıskanıyor, onun için yas tuttuğunu düşünüyor olmalıydı. Aran'ın onu terk ettiği açıktı çünkü Enoch onu baştan çıkarmıştı.

Enoch'un hayal gücü çılgına dönmeye başladı ve kontrolden çıktı. Evet, hepsi Hessian yüzünden olmuştu. Durum çok zordu ve Majesteleri Hessian'ın kurnaz diline sadece geçici olarak yenik düşmüştü.

Önce Hessian'ın vücudundan çıkarılması gereken kısmı kesmeye karar verdi. Dilini keserse, görünür olmayacaktı ve Majesteleri bunu bilmeyecekti. Mantığı uçup gitmişti ama içgüdüleri Hessian'ın sözlerinin gerçekleşeceği konusunda onu şiddetle uyarıyordu.

Bunun olmasına izin veremezdi.

Enoch'un yüzü bir an için ağlayacakmış gibi buruştu. Bu sırada Hestian Aran'ı elinden kapar gibi aldı.

"Majestelerine hizmet edip ilk ben gideceğime göre, Büyük Dük'ün cesedi temizledikten sonra onu takip edip etmemesi kendisine kalmış. Gözde bir hizmetkâr gibi görünüyor."

Hessian dudak büktü ve ölü Lord Renz'i işaret etti. Enoch'un bakışları Lord Renz'in acınacak haldeki cesedine takıldı. Lord Renz'in bedeni hala Enoch'a doğru bakıyordu. Gözleri bir an için titredi ama hepsi bu kadardı. Kısa süre sonra cesede bakışları soğuk ve yoğun bir hal aldı.

"Hazır buradayken, Danaar'da hatıra olarak kurutulmuş bir balık kafası almak ister misin? Kafanla takas etmek daha iyi olabilir."

Hessian onunla alay ettikten sonra Aran'la birlikte oradan ayrıldı.

Bundan sonra Enoch uzun bir süre hiç kıpırdamadan orada durdu. Yavaş yavaş insanlar teker teker etrafında toplanmaya başladı. İçlerinden biri tereddüt etti ve konuştu.

"Majesteleri, Lord Renz'in cesedi ne olacak...?"

Enoch bakışlarını çevirmeden soğuk bir şekilde cevap verdi.

"O bir haindi, bu yüzden onu hayvanlara yem olarak verelim."

Bir hizmetkâr ne kadar değerli olursa olsun, imparatora zarar vermeye cüret edenler affedilemezdi. Ve böylesine akıl almaz bir eylemi gerçekleştirmeye çalışan tüm astlar burada toplanmıştı. Enoch vücudunu çevirdi ve onlara ürpertici bir bakışla baktı. Göz bebekleri akıl sağlığını tamamen geri kazanmıştı.

"Bir süreliğine geminin altını oyacak hiçbir canavar olmayacak."

Your Majesty, I Want You  (NOVEL ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin