Bir Stajyerin Günlüğü

Yes Sör...

Uçakta bu sefer Baekhyun'un yanındaydım. Onun için endişelendiğimden tansiyonuna tekrar baktım.
Baekhyun=Hey iyiyim artık.
Hakuna=Olabilir. Uçak Kore'ye varsın eczaneye gidip vitamin almam gerek. Neden kendinize bakmıyorsunuz ki...
Kai=Diyene bak sen kendine bakıyor musun? Baekhyun'u tedavi ettikten sonra kötü olduğunu gördüm.
Xiumin=Bende gördüm. Yanına gelmek istedim ama aram gelmemişti.
Hakuna=Bir şey değil ara ara olabilir insanda. Heyecana bağlı komplikasyonlar sadece.
Baekhyun=Hey yavrum hey. Bir de tıp okuyormuş. Kendine hayrı olmayanı nasıl doktor yaparlar?
Hakuna=Ay tamam. Eczaneye uğramadan önce kendime baktırırım.
Hepsinden afferin sözünü duyduktan sonra Chanyeol'a yaptığım pozisyonu Baekhyun'a yaptım. Daha sonra kulaklığımı telefonuma takıp biraz Lee Hong Ki dinlemeye başladım. Daha sonra Japon Rock grubu olan The Gazette grubunu açtım.

Bende cama kafamı koyup uyumaya çalıştım. Ama nedense bir türlü uykuya dalamadım . Lisede bazı erkek kankalarımı saçları ile oynarken uyuturken benimde uykum gelirdi. Bunu Baek üzerinde denemeye başladım. Önce üst taraftaki tutamlar ,yan tutamlar derken çok zevkli olmaya başladı. Saçlarla oynamayı çok severdim.
Baek horlamaya başlamıştı. Kendim uyumak için oynarken Baek'i iyice uykuya daldırmıştım.
Daha sonra ellerim Baek'in saçında uyumaya başlamıştım.
....
Bir şey elimi yalıyor idi . Köpek mi yoksa? Bağırarak kalktım. Baekhyun elimi yalarken yakalamıştım.
Hakuna= Ne yapıyorsun sen ya. Ödüm koptu. Köpek yalıyor sandım.
Baekhyun=Ahaha. Saçmalama. Ne köpeği. Uyanman için böyle birşey denedim. Uçak inmek üzere. Elini kaldır da oturayım.
Elimi kaldırdım. Oturup kemerini bağladı. Bende pozisyonumu değiştirdim.
Daha sonra uçaktan indik. Onlar önden gitti. Ben de havalimanındaki mağazaları gezdim. Şampuan ve duş jeli aldıktan sonra taksiye bindim. SM'e varınca parasını ödeyip binaya girdim.
Telefonuma mesaj gelmişti. Ama bakamayacak kadar yorgundum. Ahh. Eczane. Doktor. Hepsini unutmuştum. Afferim bana!
Eşyaları odama koyup binadan tekrar çıktım. Biraz ilerde eczane vardı. Oraya girdim. Hem kendime hem Baekhyun'a vitamin aldım. Daha sonra eczaneden çıktıktan sonra bir kol beni tutup bir yere çekti. Bağırmaya,yardım çağırmaya başladım. Daha sonra halim olmadığı için kendimi bırakıp kaderime kendimi teslim ettim. Uyuyayım sonra ne yaparsan yap katil bey...
Bir kafeye getirdi. Sessiz bir yerdi. Daha sonra bir masayı işaret etti. Her emrine uyuyordum. Ne muhteşem bir kurban. Her katilin istediği tipten. Daha sonra vitaminleri masaya koydum. Benden de rahatı lanet olası bir mezardaydı.
Daha sonra maskesini biraz indirdi. Bunun kim olduğunu anlamıştım. Jungkook. Bunu ona ödetirdim.
Hakuna= Ne yaptığını sanıyorsun. Seni katil sanmıştım.
Jungkook= İyi ki değildim. İnsan biraz daha çırpınır. Kendini bildiğin ölümüne ayakların ile götürdün.
Hakuna=Kendimi kurtaramayacak kadar yorgundum. Kendimi teslim etmiştim. Neyse niye buraya geldik?
Jungkook= Bana kahvaltı sözün vardı.
Hakuna= Bunu halletmiştim. Kusura bakma ama gerçekten işlerim var. Ama seni kırmamak adına bir simit alabilirim. Yanına süt ile güzel gider.
Hemen 2 simit 2 süt sipariş verdim.
Geldiklerinde yemeye başladım.
Jungkook= Ne işlerin var?
Hakuna= Bir tanesini hallettim aslında. Baekhyun biraz kötü diye ona vitamin almıştım. Daha sonra doktora gidecektim ki sen beni buraya getirdin.
Jungkook= Baekhyun'la mı gideceksin?
Hakuna=Hayır. Kendim için gidecektim. EXO grup olarak bi kendimi baktırmam gerektiğini söylediler. Bu ara kendimi çok yormuştum. Vitamin içsem yeter ama söz vermiştim gideceğimi onlara.
Jungkook= O zaman bende gelirim seninle.
Hakuna= Gereği yok. Hemen şurada sağlık ocağı varmış. Oraya gidip sorunumu anlatırım. Bilgilerime dayanarak kesin vitamin falan verir ki aldım zaten. Fazla uzun sürmez. Daha sonra odama gidip uyumayı düşünüyorum.
Jungkook=Peki bende seni odanda beklerim. İtiraz kabul etmiyorum. Sen git ben öderim. SM'de görüşürüz.
Daha fazla uğraşacak gücüm yoktu. Kabul ettim. Sağlık ocağına gittim. Doktor ile sohbet ettim. Dediğim gibi vitamin al dedi. Daha sonra odadan çıktım. Baekhyun arıyordu.
Hakuna=Efendim?
Baekhyun= Odana geldiğimde neden kapıda Jungkook vardı?
Hakuna= İtiraz kabul etmedi. İşini hallet gel odanda beklerim dedi. Birşey diyemedim. Chanyeol'da anahtarı var kapının . Onu al ve girin. 5 dakikaya geliyorum.
Daha sonra aramayı sonlandırdım. Ne iş açacakdı acaba başıma Jungkook.
...
Odamın kapısını açtığımda sandalyede Jungkook,yatağımda Baek oturuyordu.
Hakuna=Gençler gerçekten çok yorgunum. Sessizce yerde oturup konuşun. Arada size katılırım
Daha sonra 3 bardak çıkardım. Jungkook'a nescafe bana ve Baek'e vitamin yaptım.
Hakuna=Ee Jungkook. Ne yapmayı planlıyordun?
Jungkook=Film izleriz diye düşündüm.
Baekhyun= Neden burada ve neden Hakunam ile?
Jungkook=O senin Hakunan olamaz.
Baekhyun= Sebep?
Sabır.
Hakuna= Gençler. Yorgunum diyorum ya. Getirin Laptop'u. Film açıyorum. Ama korku. Kendime gelmem lazım.
Baekhyun=Korku açma. Chanyeol anlattı. Hep kabus görüyormuşsun. Daha sonra Chanyeol'un yanına gidiyormuşsun.
Hakuna= Bunun filmler ile alakası yok. Hadi açıyorum. Korkan gidebilir.
Daha sonra filmi başlattım. Baekhyun yanıma oturdu. Jungkook sandalyeyi yanıma çekti. Bacaklarını yatağa koydu.
Filmin yarısında Jungkook bağırmaya başladı. Ne var. Alt tarafı ruh geldi. Perdeyi çekti. Kadın çekmemiş. İçerisi gözüküyor. Ne kadar ayıp birşey. Helal olsun ruha.
Daha sonra film bittiğinde ikiside uyuyordu. Ben ise gülmekten gözyaşlarım akmıştı. O ruh tam benim kafadandı gerçekten. O kafa koparma stilide neydi öyle...
Daha sonra Chanyeol'u aradım. Baekhyunu kucaklayıp onun odasına götürdü. Geri dönüp Jungkook'u kendi odasına götürdü. Ona yerde yatak yaptım. Daha sonra Chanyeol onu yatırdı.
Hakuna= Bunlar ile ne yapacağım bilmiyorum. Çocuk gibiler.
Chanyeol=Sen de annelik yap o zaman.
Gülmeye başladık. Ben anne idim ve toplamda 16 çocuğum vardı...