Koşmak nefes almanı sağlar mıydı?

25 2 5
                                    

Sabah en erken kalkan ben olmuştum. Kalkıp mutfağa gittim. Çay yaptım. Cansu burada yaşadığı için (iyi ki) malzemeler vardı.
           Peynirli yumurta yaptım, çayı demledim,ekmekleri dilimledim ve masaya zeytin,peynir gibi kahvaltılıkları koydum.
     Hepsi hazır olunca gidip herkesi uyandırdım.
        
Cansu= Tae neden peynire öyle bakıyorsun?
Taehyung= Peynir mi? Bu mu peynir? Neden bakışımdan rahatsız oldun?
Cansu= Evet o bir peynir. Dil peyniri. Bakışların niye rahatsız etsin ki? Banane.
Hakuna= Yesenize neyin bakışındasınız hala mideniz aç aç. Millet aç.

           Ağzıma bir dolu ekmek üstü peyniri tıkmıştım. Dolu ağzım ile çaydan büyük yudum alıp çiğnemeye başlarken herkesin bana "yuh ayı" der gibi baktıklarını hissediyordum. Ne var ne? Hamileyim. 2 can var kendinize gelin!

Jungkook=Benimkini de yiyebilirsin ben fazla aç değildim.
Hakuna=Ne diyorsun? Ayı mı dedin bana?
Jungkook=Ne ayısı hiç demedim. Hamilesin ya ye diye dedim.
Hakuna=Ben anladığımı anladım.

      Elinden ekmeğini alıp ağzıma tıkıp kaşlarımı kısıp bakmaya başladım.

Jungkook=Ne?
Jin=Ye Azram ye benim yeğenim doymalı. Sen yemesen de olur o yesin.
Hakuna=Bi Jin gibi olamadın  Kook. Bebeğim Jin teşekkür ederim.
Suga= Azra bi yanlışlık buldum.
Hakuna=Ne gibi?
Suga= Bebek nerede?
Hakuna=Göbeğimde.
Suga= O nasıl yiyecek?
Hakuna=Ben yiyince.

      Jin masa altından Suga'ya tekme atmıştı ama nafile idi çünkü  Suga swag konuşmak istiyordu. MANTIĞINI.

Suga=O zaman doğal olarak senin yemen gerekiyor. Jin burada sana demek istedi bebeği bahane ederek.

          Pis bakışlarımı  Jin'e yönelttim.

Hakuna=Olsun. Sen Jinsin seni affederim.
Jungkook=YA BEN?
Hakuna=Senin konuşmaya bile hakkın yok.

           Kook oflayarak kalkarken  sandalyeye takılıp düşünce gülmeye başlamıştık.

Jungkook=Kem gözler dokundu. Benim bir suçum yok.
RM=Tabi kem göz.

....
Herkes kahvaltıyı yapınca toplamıştık. Kahveleri yapıp salona geçtik.

Simon Dominic= Özlemişim.
Elif=Neyi?
Simon Dominic= Kahveyi. Ne zamandır bu şişko yapmıyor nasıl içebilirdim ki başka.
Hakuna=Kes lan dombidi. Esas sen kendine bak. Yakında o göbekten önünü göremeyeceksin.
Simon Dominic= Göbek mi? Haaa kas yığınım mı? Bekle.

      Ayağa kalkıp tişörtü sıyırınca ekmek getirmek istemiştim. Baklava gibiydi. Karnım yine mi guruldadı? Ah hamilelik...

Elif=Tamam tamam anladık. Kapat dükkanı.
Jimin=Dükkanı mı?

       Jimin gülerek yerlere yatmıştı. Neden bu kadar güldüğünü inanın biz de anlamadık.

Taehyung= Azra. Sen bu kahvenin içine ne koydun?
Hakuna= Ben yapmadım Cansu yaptı.

        Kuşkulu bakışları kat be kat artarak Cansuya dönmüştü.

Taehyung= Ne yaptın?
Cansu=Türk kahvesi yaptım daha ne yapabilirim?
Jimin= Yaah. Dükkan ne ya ahahaha.
Elif=Sus be.

       Ayağı ile dürtüp yerine otur bakışı atan Elif'e Jimin sadece dil çıkarıp koşarak tuvalete koşmuştu.

Taehyung= İçmeyin kahveleri. Jimin bi fena oldu.
Cansu= Ne? Her zaman yaptığım kahve bu!
Simon Dominic=Ben içtim bana bir şey olmadı. Sorun tamamen Jimin'in kafasında. Sanırım kaslarımdan etkilendi.

      Omuzlarını kaldırıp böbürlenince göz devirdim. Fakat bu sözden sonra Tae batmıştı çünkü attığı suç masum çıkmıştı.

Bir Stajyerin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin